Gördüğünüz üzere fragman işine giriştik:) İlk denememiz olduğu için elimizde olanlarla acemice birseyler çıkardık.Yorumlarınızı bekliyoruz. İyi okumalar:)
İç sesi hemen devreye girdi Won jo nun 'Oo sen şimdiden böyleysen akşama kadar işin var ,o zaman nasıl ders çalıştıracaksın bu çocuğu'diye sakinleştirmeye çalıştı onu.
O sırada Hwang Woo bahçedeydi.Won joyu beklerken arkadaşlarıyla konuşmaya dalmıştı. Başını bian kaldırmasıyla okulun kapısından çıkıp dalgınca bahçeye doğru yürüdüğünü gördü.Anlaşılan Won jo biraz düşünceliydi. Oturduğu yerden ayağa kalktı ve Won joya doğru yürümeye başladı.
Kendisine doğru yaklaşan Hwang wooyu görmesiyle başını hafifçe salladı ve aklındaki düşüncelerde hemen kurulmak istedi Won jo.
Hwang woo Won joya doğru birkaç adım atmıştı ki Won jo gülümsemeye başladı. 'Neye güldü ki şimdi bu kız?' diye düşünmeden edemedi. Ama Won jonun gülüşünü de karşılıksız bırakmayacak bi şekilde o kusursuz, muhteşem gülümsemelerinden birini gönderdi Won jo ya.Birkaç adım daha atıp Won joyla aralarındaki mesafeyi kapattı."Ee beni ders çalıştırmaya hazır mısın bakalım?"diye sordu.
Won jo birkaç adım geriye gittikten sonra"Hayır hazır değilim desem ne değişebilir?" dedi.
Won jo bunu sorarken gayet ciddiydi çünkü hala bişeylere inanası gelmiyordu. Sanki Hwang woo bi anda durup kendisiyle oyun oynadığını söyleyecek gibi geliyordu.Ama onun aksine Hwang woo işi alaya vurmaya devam etti.
"Hıım hazır olmadığını söylesen ne değişebilir bi düşünelim bakalım. Ne değişebilir?"dedi ve durdu. Bi an gözleri parladı ve devam etti
"Tabi ki de hiç bişey. Bak Won jo Coğrafyam gerçekten çok kötü ve biz hemen eve gidip ders çalışmaya başlamazsak ben bu sınavı geçemem. O yüzden mızıkçılık yapma da düş önüme" dedikten sonra arabasına yürüdü.
O sürücü tarafına doğru yürürken Won jo arabanın yanına kadar gelip içeri girememişti.Söylenenleri biraz sindirmeye ihtiyacı vardı.
"ONUN" arabasıyla "ONUN" evine mi gideceklerdi? Won jo hiç böyle düşünmemişti.Bi kafede falan otururlar ya da ne biliyim şehir merkezindeki büyük kütüphaneye falan giderler diye düşünmüştü.Zaten yanında eli ayağına dolanıyordu,bide akşama kadar "ONUNLA" yalnız kalma fikri bi an nefessiz bıraktı Won joyu.
Hwang woo açtığı kapıdan içeri girecekti ki Won jonun köşede dikilip arabaya baktığını fark etti. 'Bu kızın derdi ne' diye düşündü. Sonra açtığı kapıyı kapattı.
"Orada öylece durmaya daha ne kadar devam edeceksin?" diye sordu.
Sonra Won jonun kendisini duyamayacak bi transa geçtiğini fark edince sinirle yanına geldi. Kolundan tutup arabaya doğru çekiştirmeye başladı. Bi yandan da söyleniyordu
"Küçük bi çocuk gibisin Won jo."
Won jo kendine gelene kadar Hwang woo onu muhteşem Audi r8 in içine sürüklemiş koltuğa oturtmuştu. Won jo kendine gelip
"Ne oluyor ya!" diye yakınmıştı ki Hwang woo nun üzerinden eğilip emniyet kemerini takması bi çuval inciri berbat etmişti. 'Ben burada kendi düşüncelerimle bile başa çıkamayayım beyefendideki rahatlığa bak' diye yine iç sesiyle cebelleşmekle meşguldü.Hwang woonun parfümüyle çoktan kendinden geçmişti bile. Kendinden bile geçemiyordu aslında, boğazına bişeylerin tıkandığını, yutkunamadığını hissetti. Hwang woo emniyet kemerini takıp kapıyı kapattı. Arabanın etrafından dolanıp sürücü tarafına giderken Won jo yüzünün yandığını hissetti. Avuçlarının içleri karıncalanmaya başlamıştı. Sonra kendine sakin olması gerektiğini hatırlattı ve aklına kuzeniyle yaptığı konuşma geldi.
Hwang woo onun için sadece biraz fazla değer verdiği bi arkadaştı. Daha fazlası değildi. Yani en son böyleydi. Hwang woo nun arabaya binip, arabayı çalıştırmasıyla kendine geldi.Hwang woo gözlerini yoldan ayırmıyordu. Won jo 'Anlaşılan sessiz bir yolculuk olacak' diye düşündü. Sonra aklına gelen düşüncelerle aniden Hwang woo ya döndü ve panik halinde konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir Gülümseme Ver
Romanceİnsan hayatın ne getireceğini bilemez bazen.Neyle karşılaşacağı konusunda seçim yapması olanaksızdır... Birbirinden asla kopamayan iki kuzen..Kardeşten öte ilişkileri ve birbirlerine karşı ölçülemeyecek sevgileri....Hayatlarında en iyi yaptıkları şe...