Sınıfın önüne gelmesiyle aklındaki soru ve düşüncelerini biyere bırakarak içeri girdi. Sınıfta yabancı biri olduğu için herkes ona bakıyordu. En öndeki kızlardan birine
“HwangWoo nun oturduğu sıra nerede?” dedi.
Kız sanki gerçekten WonJo yabancı bir dil konuşuyormuş ve onu anlamıyormuş gibi
“ Anlamadım” dedi.
WonJo zaten sinirli olmanın verdiği etkiyle bir nefes aldı, yavaş ve net söylemeye özen göstererek. “HwangWoo nun masası… Nerede ?” diye tekrarladı.
Kız eliyle en baştaki sıraların üçüncüsünü işaret etti. WonJo teşekkür etti ve baştaki sıraların arasından geçti ve beyefendinin masasına geldi. Sırada bi çanta yoktu, masada ise sadece iki kitap vardı. Kendi kendine bu çocuk niye okula geliyo ki diye söylendikten sonra kitapları aldı ve tekrar sınıfın kapısına doğru yürüyordu.Bu sefer başka birisi
“ Bakk.. Sen heralde bu okulda yenisin ve eğer o kitapları bırakmazsan bence son gününde olabilir” dedi.
WonJo kızların suratına anlamsız bir şekilde biraz baktıktan sonra gayet rahat bi şekilde elinde ki kitapları göstererek
“ HwangWoonun kitaplarını, “kendisi istediği” ve bende götürdüğüm için okulda ki son günüm mü olacak” dedi. Az önce konuşan kız
“Ha. Hwangwoo istedi yani” dedi pek de inanmaya meyilli olmayarak.
WonJo cevap vermeden sınıftan çıktı ve kantine yürümeye başladı.
……………………………..
EunHee oturduğu masadan kalkmış merdivenlerden yukarı çıkıyordu. Ama çıkarken yanında ki bir grup kızın konuşmasına ister istemez kulak misafiri olmuştu. İçlerinden birisi
“SungChana nolmuş suratı asık ve sanki biraz sinirli gözüküyordu” dedi.
Yanındaki kız ya da arkadaşı mı demeliydi bilmiyordu EunHee ama kızın sesi gerçekten bi yerden, bi yerlerden tanıdık geliyordu. Arkadaşına cevap veren kız üzüntülü olduğu her halinden belli olarak
“Evet belli bir şey olmuş, ne olmuş anlamadım. Yani canı sıkılmış ama niye?” derken az önce kızın konuştuğundan farklı bir ses ki herhalde kızın başka bir arkadaşı
“Geldi senin ki. Elinde gitarı çalışmaya gidiyo heralde”diye işaret etti.
Kaç dakikadır merdivenin başında dikilmiş kızları dinleyen EunHee çaktırmadan omzunun üzerinden kızlara baktı. Ama başını hafif çevirmesiyle kızlardan önce elinde gitarıyla koridorun başında ikinci sınıfa giren SungChanı gördü. Sonra jeton yavaş yavaş düştü. Kızlar kaç saattir SungChandan bahsediyordu. Bu sefer daha az dönmeye özen gösteren EunHee kızlara baktı ve gerçekten haklı çıktı.Sesi tanıdık gelen kızı tanıyordu, yani tam tanımak sayılmaz ama nerdeyse bi 1 saat önce görmüştü kızı.Tuvaletin kapısının önünde kapşonlusunu çıkarması için onu uyaran kızdı. Daha sonra bunların hiç birini umursamayarak, kaç saattir dikildiği yerden hareket edip birkaç adım attı. Çünkü olduğu yerden dönüp merdivenlerden çıkması gerekiyordu.Sınıfları bir üst kattaydı ama merdivenlerden inen kuzenini görünce durdu ve onu fark etmesini bekledi. Zaten WonJo da daha merdivenlerin başındayken gördü kuzenini.EunHee
“En son kantinde HwangWoo nun psikolojik bakısı ve işkencesiyle uğraşıyordun.Noldu da sınıfa çıktın” dedi.Bir yandan da sırtını duvara dayadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir Gülümseme Ver
Romanceİnsan hayatın ne getireceğini bilemez bazen.Neyle karşılaşacağı konusunda seçim yapması olanaksızdır... Birbirinden asla kopamayan iki kuzen..Kardeşten öte ilişkileri ve birbirlerine karşı ölçülemeyecek sevgileri....Hayatlarında en iyi yaptıkları şe...