0.3

3.1K 283 64
                                    



Harry hızla ellerine baktı. Simsiyah boya ellerine ve üzerine bulaşmıştı ve odası boya kokuyordu. Eğer annesi onu bu halde görürse, daha kötüsü odasını bu halde görürse Harry 'nin işi biterdi. Anne oldukça kontrolcü biriydi ve Tanrı 'nın kurallarına harfiyen uyardı.

Harry hızla kapısına koştu ve anahtar ile kapıyı üç kez kilitledi. Ardından odasında ki banyoya koştu. Lavabonun suyunu açıp hemen elini altına soktu. Ellerini ovalayarak boyadan kurtulmak istersen kapının tıklatılması ile içi panikle doldu. "Harry tatlım? Neden kapın kilitli?" Harry sesinin normal çıkması için dua etti. "Küçük bir işim var anne. Az sonra açacağım." Tanrıya şükürler olsun ki sesinde her hangi bir panik yoktu. "Pekâlâ, tatlım, yemeğe geç kalma!" Harry onu onayladı ve ellerini yıkmaya devam etti.

Fakat ellerinde boya geçmiyordu. Öfke ile musluğa vurdu ve üzerindeki kıyafeti yırtarcasına çıkardı. Beyaz... Beyaz kıyafetleri siyahtı. Harry oflayarak tamamen soyundu ve duşa, suyun altına girdi. Uzun uğraşlar ile bedenine yapışan boyalardan kurtuldu. Fakat kanatlarını temizlemek, en kötüsüydü. Kanatlarını çevreleyen tüyleri tararken canı çok acımıştı.

Duşu bitince ve tamamen temizlendiğinde, kirli kıyafetlerini sepete attı ve yenilerini giydi. Sonra da odasında bulunan boya koksundan kurtulmak için odanın içinde sarı renkli mumlardan yaktı.

Sarı renkli mumlar her zaman güzel kokular yayardı. Kırmızılar cinsel isteği arttırır, siyah olanlar ise o odada bulunan sesleri gizlerdi. Mavi mum yaralı kişileri rahatlatmak için kullanılırdı ve beyaz olan da dua edilmesi gerektiğinde yakılırdı. Elbette başka bir sürü mum çeşidi vardı faka Harry sadece bu kadarını biliyordu ve bu kadar bilgi ona yeterliydi.

Sarı mumun yaydığı papatya kokusu Harry 'yi rahatlatırken yatağına uzandı. Yemek saatine daha çok vardı ve Harry dinlenmek istiyordu. Ama deliksiz bir uyku uyuyabileceğinden emin değildi. Bu nedenle de mavi mumlardan birisini yaktı. Küçük mum yanmaya başladığı gibi Harry 'ye rahatlama hissi verirken Harry onu yatağının hemen yanına koydu. Beyaz renkli komodinin üzerine. Ardından gözlerini kapattı

Kapıya vurulma sesi ile kendine geldi Harry. "Harry! Uyan, yemek zamanı!" Genç oğlan gözlerini kırpıştırdı ve etrafına bakındı. Sarı ve mavi renkli olan mumlar neredeyse tükenmişti. Zorlukla yanar haldeydiler. Harry onlara doğru nefesini üfledi, ardından onları çekmeceye kaldırdı.

Kapısının kilitli olmasına bir kez daha sevindikten sonra üzerini düzeltti ve kapıyı açarak odadan çıktı. Ardından kapıyı arkasından kilitledi ve anahtarı cebine attı. Aşağıya adımlarken aşağıdan gelen gülüşmeleri duydu. Bu onu meraklandırdı ve daha büyük adımlar atarak hızlıca yemek masasının olduğu alana ulaştı.

Masada herkesi görmeyi bekliyordu fakat William onun için sürpriz olmuştu. Anne 'nin sesi ile kendine geldi. "Harry, misafirimize merhaba demeyecek misin?" Sesi Harry 'yi ayıplar gibi çıkmıştı. William güldü. "Sorun değil Anne. Harry 'nin şaşırdığına eminim." Başımı salladım. Yemek masasına William 'ın yanına oturdum. Ya da Louis 'nin. Her ne sikimse işte.

Gemma mutfaktan elinde tabaklar ile çıktı. Tabakları masaya yerleştirince bir kişi fazla koyduğunu gördüm. Sonuçta şu an dört kişiydik ve o beşinci servisi de açmıştı. Kaşlarımı çatarak Gemma 'ya baktım. "Gemms, beşinci servis kimin için?"

Annem gülümsedi. "Nick geliyor tatlım." Şaşkınlık ile ağızım aralandı. Kuzenim Nick 'in geliyor oluşundan neden daha önce haberdar olmadığımı merak ettim. Kapı çalınca Gemma gülümsedi. "Geldi işte" Annem ve o kapıya doğru ilerlerken William bana doğru eğildi ve elini iki bacağımın arasına koydu. Tanrım, işimi hiç kolaylaştırmıyordu!

"Ne yaptığını biliyorum Meleğim"


Wrongdoer || Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin