GÜNDOĞUMU FIRTINASI

TUĞRUL

NOT:
KİTAPTA ANLATILAN OLAYLARIN TARİHLE HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR.ŞAYET KİTABINDA TARİHLE BİR İLGİSİ YOKTUR.KİTAP DA GEÇEN PAŞA GİBİ İBARELER ÜNVAN BELİRTMEK İÇİN KULLANILMIŞTIR.ELEŞTİRELERİNİZİ YORUM YAPARAK VE YA ŞAHSIMA MESAJ İLE ULAŞTIRIRSANIZ SEVİNİRİM.iyi eğlenceler......

••••••••••••••••••••••

Sofrada sadece arı sütü eksikti.Uzun,gümüş renkli,elli kişilik masada Bedrama'nın önde gelen eşrafı oturuyordu.Aynı zamanda halef-salef valiler Tuğrul Paşa ve Cihan Paşa'da aynı masadaydı.
Cihan Paşa,Harşit Kralı 2.Yahya tarafından Bedrama Valiliği'ne on yedi sene önce atanmış ve on yedi sene boyunca görevini sürdürmüştü.Ancak son zamanlarda artan yolsuzluk söylemleri,adil olmayan yargılama ve ailesinin zimmetine imparatorluk hazinesinden para geçirme iddaalarından dolayı Kral 2.Yahya Tarafından Harkköy Valiliği'ne sürüldü.Tuğrul Paşa'yı,Bedrama Saray'ına alan Cihan Paşa'ydı.Ve artık o saray Tuğrul'undu.

"Senin için hızlı bir yükseliş oldu,Tuğrul Efendi..." Dedi alaycı bir şekilde Eski Bedrama,Yeni Harkköy Valisi Cihan Paşa.

Tuğrul,Cihan Paşanın Gözlerine bir süre baktı.Ağzında ki lokmayı yuttuktan sonra,masada ki peçete ile ağzının kenarını sildi.

"Efendilik dönemleri bitti.Karşınızda Harşit İmparatorluğunun en büyük şehrinin valisi,Bedrama'nın Valisi Tuğrul Paşa duruyor.Ona göre nerde ne konuşacağınızı bilin,haddinizi aşmayın Cihan Paşa."

Tuğrul'un bu ciddi tavrı Cihan Paşa'da anlık bir afallamaya sebep olmuştu.Cihan Paşa,1.80 boylarında sırtına kadar uzanan beyaz saçlarıyla ve beyazla siyah arasında kalmış kirli sakalıyla halka korku salmış bir devlet adamıydı.Yılların verdiği tecrübe onu bu lafın altında bırakmayacaktı.

"İktidar şimdiden gözünü bürümüş.Sana bir tavsiye verim mi,Bedrama Valisi Tuğrul Paşa? İKTİDAR TEHDİTTİR,KÖR ve SAĞIR EDER."

"Sizi ettiği gibi mi paşam?" Cihan Paşa,Tuğrul'dan bu cevabı beklemiyordu.

"Bre densiz.Senin karşında kim olduğunu unutma.Benim adım Cihan.Ağzından çıkanı kulağın duysun.Eğer duymuyorsa,duydurtmasını biliriz." Sinirden köpüren Cihan Paşa ayaklanmış,on yedi sene boyunca sahip olduğu sarayına arkasına dahi bakmadan terk etmişti.Cihan Paşa'nın avaneleride onu izlemişti.Tuğrul Paşa,sofranın başında oturmuş,ağır hareketlerle lokmalarını çiğniyordu.Eşi Gülbahar hemen yanına oturmuştu.Tuğrul'un Gözlerine bakıyordu.
Tuğrul Paşa ardından Sertçe bir emir verdi."Herkes dışarı çıksın.Salonu terk edin."
Tuğrul'un emrinin ardından saray hizmetlileri hızlıca salonu terk ettiler.Koca salonda Bedrama'nın yeni Valisi Tuğrul Paşa ve onun eşi Gülbahar Hanım vardı.
"Cihan....Gücü kaybetmenin ezikliğini yaşıyor.On yedi yıl boyunca Kral 2.Yahya'dan sonraki en güçlü kişiydi.Ama şimdi Harşit İmparatorluğunun en çorak,en ücra köşesine Harkköy'e Vali olarak sürünüyor.Bunu hazmedemez.Ve seni kışkırtmaya Çalışıyor.Sakın onun kışkırtmalarına Karşılık verme.İstediği bu...Senin bir açığını bulup,eski mevkiine eski konumuna dönmek.Ve bu hırs uğruna yapamayacağı hiçbir şey yoktur.Sakın Tuğrul....Sakın o deyyusa asla buluşma..."
Gülbahar'ın sözleri Tuğrul'un beyninde fişek etkisi yapmıştı.
"O makam o mevki o güç artık bende.Bu saray artık benim.Ve o istesede istemesede bunu kabul edecek.Ben Bedrama'nın Valisi Tuğrul Paşa'yım."
"Belki de Cihan gerçekten HAKLI.Senin gözünü iktidar Çoktan bürümüş." Bu sözü söyleyen Gülbahar,masayı terk etti.Arkasından kuvvetli bir kapı sesi duyuldu.
Tuğrul Paşa sofrada artık tekti.Yaşamı boyunca olduğu gibi.
Tuğrul'un babası daha o doğmadan ölmüş,annesini ise yedi Yaşında vebadan kaybetmişti.Tuğrul yedi yaşından sonra annesinin can dostu olan Dürdane'de kalmış ve onun bu günleri gelmesinde Dürdane büyük rol oynamıştı.Dürdane,Bedrama'da nam salmış bir kadındı.Hiç evlenmemiş,çocuğu olmamıştı.Bedrama'da herkes Dürdane'den korkar,yolda görünce saygıyla önünde eğilirlerdi.Çünkü Dürdane kadın olmasına rağmen savaşlara katılmış,hatta Bölük komutanlığı dahi yapmıştı.Sokak aralarında ki kavgalara müdahale eder,haklıyı haksızı bulur.Bazıları da ona Deli Dürdane diyordu.Çünkü böylesine cesaretli bir kadın onların gözünde ancak deli olabilirdi.