Luke sözleştiğimiz dövmecinin önünde beni bekliyordu. Hızlı adımlarla yanına gidip ona sarıldığımda duraksadı. Benim gibi o da sarılmamı beklemiyordu ama bu bana sarılmasına engel olmadı. Uzun kollarını bana sardığında gülümsedim. "Bekletmedim değil mi?" Geri çekilip yüzüne baktığımda o da gülüyordu. "Şaşırtıcı bir şekilde hayır. Bir buluşmaya tam vaktinde geldiğini gördüğüm tek kızsın Leah."
Dövmeciye girdiğim anda yoğun sigara kokusu ciğerlerime doldu. Heyecanımın üstüne bu kokuda eklenince mide bulantısı kaçınılmaz oldu elbette... Mekâna siyah ve bordo rengi hâkimdi. Etraf biraz dağınık görünüyordu. Belki de özellikle dağınıklık havası vermiş olabilirlerdi. Pek bir fikrim yok açıkçası. Hayatımda ilk defa dövmeciye geliyordum. Yolumun pek düşeceği bir yer değil yani...
Kolyeler fazla dikkatimi çekmişti. Birçoğu benim tarzımın yanından bile geçmiyor olsa da garip bir şekilde hoşuma gitmişlerdi. En çok da dala benzeyen gümüş kolye... Kolyeyi elime alıp incelediğim sırada Luke yanıma geldi. "Aynısından bende de var." Dediği sırada tişörtünün altında kalan kolyesini çıkardı ve bana gösterdi. "Çok beğendim." Dedim. "O zaman onu alalım." Dedikten sonra kolyeyi elimden alıp boynuma taktı. "Parasını ödemeden takmam sıkıntı olmaz mı?" Elimden tutup beni arka tarafa çektikten sonra koltuğa oturttu. Elleriyle omuzlarımı kavradı. "Hayır, sorun olmaz. Çıkarken ödeyeceğiz. Sadece sakin olmaya çalış." Bu dediğine sadece gülerek karşılık verdim. Fazla gergindim çünkü septum piersing taktıracaktım. Bunu yapmam da herhangi bir sakınca var mıydı hiçbir fikrim yoktu ama yaptırmayı çok istiyordum.
Oturduğum yerden kalkıp Luke'un beni sürüklediği odayı süzdüm. Ufacık bir odaydı. Sanırım delme işlerini burada yapıyorlar. Masanın üzerinde ki defter dikkatimi çekti. Sanırım içindekiler dövme modeliydi. Sayfaları yavaş yavaş geçerek modelleri inceledim. Etrafı çiçek ve böğürtlenlerle kaplı tavşan dövmesi çok güzel görünüyordu. Ama nedense görünce gülümsememe engel olamamıştım. "Güzel görünüyor." Kafamı kaldırıp Luke'a baktım ve gülümsemeye devam ettim. O da benimle birlikte gülümsedi.
"Belki bir ara bu dövmeden yaptırmaya da geliriz Luke."
"Birlikte mi?" Bunu sorarken oldukça şaşkındı.
"Bu dövmeyi yaptırmak istememe şaşırmıyorsun ama birlikte geliriz dememe mi şaşırıyorsun Hemmings?"
"Ben sadece Calum'un gazabından korkuyorum. Onun takıldığı herhangi bir kızla takılmam doğru değil." Alayla söylemişti. Ve ne kadar alayla söylese de "herhangi" birisi olmam incitmişti. Calum için. Aslında bu benimde kabul etmem gereken bir şeydi ama ben bunu kabul etmemekte hala ısrarcıydım. "Senin herhangi biri olduğunu iddia etmiyorum ben sadece yani kendimi açıklamaya çalışıyor..." Kulağımın dibinden gelen yüksek "Hey" sesinden dolayı hem Luke cümlesini bitirememişti hem de korkudan sıçramıştım. O esnada elim masada ki cam şişeye çarptı ve şişe yere düşüp parçalara ayrıldı. Önüme dönüp bağıran kişiye baktığımda buraya girdiğimde gördüğüm iri cüsseli adamlardan birisi olduğunu fark ettim. "Siktir! Neden kulağımın dibinde bağırıyorsun?" Korkuyla adamın yüzüne bakıyordum. Luke ve adam da bu halime gülüyordu. Neresi komik bunun? İkisine de bakıp gözlerimi devirdikten sonra camları toplamak için yere eğildim. Sağ dizimi yere koyduğum anda acıyla inledim. Sikeyim böyle işi. Cam parçası batmıştı ve dizim kanamaya başlamıştı. Luke elimden tutup beni kaldırdı be koltuğa oturmama yardım etti. "İyi misin Leah?" Kafamı kaldırıp Luke'a baktım. Sadece bakmakla yetindim. Bu yeterli olmuştur diye umuyorum.
"Dizin çok fazla kanıyor. Ufacık bir cam parçasının bu kadar kanatması garip. Doktora gitmeliyiz bence." Bu endişeli haliyle fazla sevimli görünüyordu. Dizimin acısını ve fazla kanamasını unutturacak kadar sevimli. Bu hali beni güldürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
harsh light // hood
FanfictionCalum Hood haklıydı. Âşık olmak için en boktan adamı seçmiştim. Ama bu adam nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde doğru hissettiriyordu.