48 3 8
                                    

Uykuya dalmış olduğum gibi uyanmayı dilerken yanımda hissettiğim boşluk içimde garip bir huzursuzluk yaratmıştı. Bu huzursuzluğun sebebini çok iyi bilsem de içimde bir yerlerde buna ihtimal vermek istemiyordum.

Üzerimde ki çarşafı ayaklarımla ittikten sonra yataktan kalkıp yerde duran elbisemi ve çamaşırlarımı alıp hızlıca giyindim. Yatağın diğer tarafına yürüyüp Calum'un dün gece yattığı kısma oturdum. Neden tek başıma uyandığıma dair kafamdan bir sürü ihtimal geçiyordu. Ve bunlar kolayca gözlerimin dolmasına sebep olan ihtimallerdi.

Elimi bi süre onun yattığı yerde dolaştırdıktan sonra kapının açıldığını fark ettim. Gelenin o olduğunu düşünerek ayağa kalkıp kapıya döndüğümde büyük bir hayal kırıklığına uğradım.

Bu durumda görmek istediğim kişi kesinlikle Luke değildi.

Bu durumda görmek istediğim Calum dışında kimse değildi.

"Bize haber vermeyip, bir başkasının evinde sabahlarken ne düşünüyordun?" dedi Luke öfkeyle. Ona verecek bir cevabım yoktu. O da cevap alamayacağını anladıktan sonra gözlerini benden ayırıp odayı süzdüğünde yüzünde ki öfkenin yerini belli bir şekilde acıma ifadesi almıştı.

"Calum'un bir anda şehri terk etme sebebi kafamda oturmaya başladı." Luke'un kurduğu bu cümleden sonra içimdeki huzursuzluk yerini acıya bırakmıştı.

Bütün vücudumun titremeye başlamıştı. Dün gece yaşadıklarımız aklıma geldikçe kendimi daha da kötü hissediyordum. Aklımı kaçıracak gibiydim.

Bana yaşattığı şey bu kadar kötüyken ben nasıl oluyor da ufacık bir pişmanlık bile duymuyordum? Bir insan nasıl hem en uçta hem de en dipte hissettirebilirdi ki? Bütün bunları düşünürken kendimi bir anda Luke'un kollarının arasında buldum. En az onun bana sarıldığı kadar sıkı sarıldım.

Şuan tek ihtiyacım olan sarılmaktı.

Ve ben ihtiyacım olanı alıyordum.

Eksik olan tek şey bunu, ihtiyacım olan adamdan alamıyor olmamdı.

Luke ile eve geldiğimde annemin işte olması benibir nebze rahatlatmıştı. Marie, anneme bütün gece oturduğumuzu ve benim hala uyuduğumu söylemişti.

Marie'nin beni anneme karşı korumuş olması eve gelince bana kızmasına engel olmamıştı, haklıydı da. Ağzımı açıp tek kelime etmemiştim. İçimden konuşmak gelmiyordu. Dün gece neler yaşandıysa ben ve Calum'a özel olsun istiyordum ve öyle de olacaktı. Luke bir şeyler görmüş olsa da bu gecenin özelliğinden bir şey alıp götürmüyordu.

Uzun bir duş faslından sonra üzerimde bornozumla yatağıma uzandım. Anneme evde ve iyi olduğuma dair kısa bir mesaj attıktan sonra telefonu komodinin üzerine koydum.

Calum dışında hiçbir şey düşünemiyordum, düşünmek istemiyordum. Ondan nefret edemiyordum, kızamıyordum. Birine karşı bu duyguları hissedeceksem bu kişi kendimdim. Çünkü bana en başından beri ne istediğini söylemişti. Ben kendimi fazlasıyla kaptırmıştım. Özel olabileceğimi düşünmüştüm. Ve o bana düşüncelerimin ne kadar aptalca olduğunu kanıtlamıştı. Cesur birinden ziyade aptal biri olduğumu kanıtlamıştı.

Calum Hood haklıydı, aşık olmak için en boktan adamı seçmiştim. Ama bu adam nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde doğru hissettiriyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

harsh light // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin