#2#AVUSTRALYA

31 4 9
                                    

Multimediada Doruk var. Yavşamayın please!!!! İyi okumalar.

İnsan hayaller,düşler ve inananır. Cünkü başarmanın ilk adımı inanmaktır. İnandığın şeyin bir gün gerçekleşeceğini düşünüp hayallersin. Ama tabiki inandığın şey imkansız değilse. Eğer öyleyse onun hiç gerçekleşmeyeceğini öğrenince kırılır,üzülürsün. Ağlarsın,yıkılırsın. Kalkmaya çalışır fakat o gücü kendinde bulamazsın. Ama bununla yaşamayı bir gün öğrenirsin ve hayatına devam etmeye başlarsın. Fakat hayallere küsersin.

Bende imkansıza inandım. Hayır,hayır ona hayran değilimdim ben. Ona aşıktım ve bir gün onunda bana aşık olabileceğine inandım,düşledim. Ama bu düşüm bukin ki olayla son buldu,bitti. Luke'n bana o davranışlarıyla hayaller laham çukurunun en dip yerine hapst edildi. Arkasından ise kırık bir kalp bıraktı.

Evet ben bir aptalım. Aptallar prerensesi. Buna inandım kendimi avuttum,mutlu oldum. Ama oda diğerleri gibi denizin en dibine düştü. Aptalsın sen kızım aptal. Hemde dünyanın en aptalı.

Kendimi şu an zifiri karanlıkta hissediyorum.. Ayrıca çok korkuyorum. Hayır karanlıktan değil,yalnızlıktan. Benim en büyük korkum yalnızlık ve şu an en büyük korkumla baş başayım. Sadece ben ve zifiri karanlık...

Kapının çalmasıyla düşüncelerimden ayrılıp karanlıktan maviliği gözükmeyen gökyüzünde ki yıldızlara bakmaya başladım.

Birinin hışımla kapıyı açıp ayak seslerinin buraya doğru geldiğini duydum. Kim olabilir ki? Abimdir herhalde. Öküz gibi kapıyı açan başka kim olabilir ki?

"Kızım sen nerdesin ya? Seni kaç kere aradığımı biliyor musun?"

"Burdayım Doruk ayrıca bilmiyorum çünkü telefonum kapalıydı."

"Hemen kızma eşek gözlüm senin için endişelendim. Ayrıca olanlarıda aşağıdan kuzeninden öğrendim."

"İyi. Şimdi nerde olduğumu öğrendiğine göre gidebilirsin."

"Lütfen yapma böye Ada. Şu aptal şarışın için en yakınlarını üzme. Çünkü onlar seni düşünüyorlar. Yani Luke'n yapmadığını yapıyorlar."

"Üzgünüm Doruk sinirlerim bozuldu."

"Gel buraya bayram şekerim gel..."

Bu çocuğu çok seviyorum yaa. Beni her zaman iyi hissettiriyor. Onun yanımda işe yaramaz aptal bir ergen gibi hissetmiyorum. Önemli biri gibi hissediyorum.

"Hem fıstıklı çikolatada ki fıstığım sen böyle oldukça ben geberiyorum bee..."

Bu dediğine sadece tebessüm ettim.Sonra o muazzam gökyüzünün keyfini çıkarmaya başladık.

Yaklaşık on dakikadır sessizliğimizi bölen ben oldum.

"Bazen bir hayalin gerçekleşmez,bütün hayallerine küsersin. Yalnız kalırsın."

Bu sefer ikimizde sustuk. Bir süre öylece gökyüzüne bakmaya devam ettik. Bu sefer sessizliği Doruk bozdu.

"Belki adam gibi sevenlerin aldığı bir ödüldür yalnızlık."

"Aynen... Ayrıca hayaller kurduğun insanı kaybetmek kadar ağır bir şey yok."

"Bence de."

Ona hayallerini kurduğu kızın kim olduğunu soracaktım ama şu güzel anı bozmamak için sustum. Ama benden kaçışı yok... Elbette bir gün ögreneceğim kim olduğunu.

* * *

"Lan kızım kaç bardak çay içtin sen?"

"7"

"Yuh,cüş,dana,deve yaa biricik kuzenim senin canına kastın mı var?"

"Yaa bir sus şurda adamı sarhoş bile ettirmiyonuz."

"Mal çayla sarhoş mu olunur?"

"Evet olunur."

Evet ben çayla sarhoş olabiliyorum. Millet içkiyle sarhoş olur ben çayla. Farkımız tarzımız dayıı...

"Gerçi söz konusu sen olunca herşey olabilir. Yaa bırak içmeyi altına işeyecen şimdi. Hem bak bırakmazsan abini çağırırım. Deniz abi, Deniz abi..."

"Yaa sussana"

"Noldu be yine ne bağırıyonuz. Kulağımın zarı patladı."

Al şimdi bir saat söylenir.

"Yok birşey sevgili abiciğim."

"Yaa Deniz abi bu senin mal kardeşin 7 bardak çay içdi hala içmeye çalışıyor. Demliği bitirdi yeminlen."

Yaa Denuz abeğ bu sonun mol gardaşın 7 bordok çoy oçdo holo oçmoyo çolısıyor. Dayak lazım bu kıza.

"Mal mısın kızım bırak çay içmeyi. Mesane kesen taşıcak sonra bütün iç organların çişde boğulup iflas edecek."

"İğrençsin abi yaa."

"Sus abiye iğren denilmez."

Sos abeğe oğronç donulmez.

"Neyse hadi aşağıya inin babam bize bir şey söyleyecekmiş. Ayrıca Doruğuda çağıracakmışsınız. Tamam sevgili gardaşlarım."

"Tamam benim acı biber tatında ki abim tamam."

"Sus bak bana hala laf yetiştirmeye çalışıyor. Hem Betül abini ara bakayım nerdeymiş oda gelecekdi."

"Tamam deniz gözlü Deniz abim."

"Bak bak hemende yağ çek zaten."

"Ada ses kes..."

"Tamam sevgulu kuzişim."

* * *
"Sevgili minnak babacığım ne söyleyecektin bize?"

"Sevgili şebek kızım senin o sevgili kankinin gelmesini bekliyoruz."

Babam Doruktan bahsediyordu. Tam o sırada kapı çaldı. Ben hemen koşarak açtım kapıyı. İyi insan lafın üzerine gelirmiş.

"Hoş geldin benim en best yakuşuklu kankam."

"Hoş buldumda sen niye böyle yağ cekiyorsun bakayim."

"Uff tamam ses kes babamın biza bir süprizi varmış."

"Uff tamam küçük şeytan."

Doruğun bu sözüne karşın kaşlarımı çatsamda bir şey demeden hızla salona geçip koltuğa attım kendimi. Dorukta gelip aynı şekilde attı kendini yanıma.

"Evet babişko nedir söyleyeceğin?"

"Hazır olun bu habere çok sevineceksiniz özellikle sen kızım."

Bu sözüyle iyice sabırsızlanmıştım. Neydi benim bu kadar sevineceğim haber.

"Sizi hem eğitim hemde gezmeniz için Avustralya'ya gönderiyorum."

Ne? O duyduklarım gerçek mi? What didin gülüm?

Bu bölüme nasıl buldunuz? Evet biraz kısa oldu ama sınavlar flan derken anca. Çokkk soryy. Ve evet ingilizce katili ben. Neyse öpülüyorsunuz. Byy...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SARI PENGUENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin