Eylül 'den
Rüzgar 'ı öpüyordum. Ben... ona karşılık veriyordum. Hayır bu.. bu yanlıştı. Bu.. çok yanlıştı. Batu... Batu vardı. Biz sevgili olmuştuk. Ona söz vermiştim. O bunu haketmiyordu... İhaneti haketmiyordu...
Hızla kendimi Rüzgar 'dan ayırdım. O beni nasıl olur da öperdi? Nasıl olur da ona karşılık verirdim ? Allah beni kahretsin. Batu 'ya bunu nasıl yaptım ! Nasıl !!!
Rüzgar 'a baktığımda gözleri ışıldıyordu. Ben burda pişmanlığı damarlarıma kadar hissederken o... o nasıl bu kadar mutluydu ?
"Sakın... sakın bir daha beni öpmeye kalkışma. Uzak dur benden. Uzak dur !"Arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladığımda artık gözyaşlarımı tutamıyordum. Kendimi sürtük gibi hissediyordum. Sürtük gibi !
"Eylül! Gitme! " sesini bile duymak boğazımdaki düğümlere bir düğüm daha atıp nefes almamı zorlaştırırken koşmaya başladım. Karnımdaki acıyı bile umursayacak halde değildim şu an. Kendimden cidden ilk defa bu kadar nefret ediyordum. Ben iğrenç birisiyim. İğrenç, aşağılık birisiyim. Ben çok... kötü birisiyim...
Rüzgar 'dan
Ne yapacaktım şimdi ? Eylül ' ün benden uzak durmasına nasıl dayanacaktım? Yaşamam için, nefes almam için, ayakta durabilmem için ona ihtiyacım varken nasıl onsuz duracaktım? Ölürdüm... Biterdim...
Onun gidişi beni kendi yangınımla daha da yakıp kavururken içimdeki alevlerin, acıların, aşkımın, sevgimin ateşi gittikçe korlanıyordu. Ben yanıyordum... Çocukluğumdan beri yanıyordum... Eriyordum gün geçtikçe... Tükeniyordum... Bu beni mahvediyordu. Mahvoluyordum.
Onsuz mutlu olamıyordum. Huzurlu olamıyordum. Neşeli olamıyordum. Onsuz... Onsuz olamazdım ben.
Eylül olmadan ben, ben olmazdım...
Eylül bendi, bende Eylül...
Eylül ve ben yoktu benim için...
Biz vardık... ve biz olmazsak benliğimi kaybederdim...
Eylül 'den
Ağlayarak koşmaya devam ediyordum. Batu 'nun yüzüne nasıl bakacaktım şimdi? Nasıl olurda hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım? İlk kez kendime şans vermişken; ilklerimi önemsemeden istediği gibi kullanan kahramanım dediğim adam bana bunu nasıl yapardı ? Nasıl kendimi bir sürtük gibi hissetmeme neden olurdu? Korktuğum, güçsüz hissettiğim zaman ayakta durmamı sağlayacak sığındığım limanlardan neden geldiğim gibi geri kaçmaya çalışıyordum. Artık kime güvenecektim ? Kime sığınacaktım? Korkuyordum... Çok korkuyordum...
◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆
"Eylül hadi ama kızım yeter ağlamaktan helâk oldun. Üzülmesi, kendini yıpratması gereken kişi sen değilsin. Kendine gel artık lütfen. " koşarak Elifgile geldiğimden beri hüngür hüngür ağlıyordum. Kendimi durduramıyordum. Elif ' in ise beni teselli etmek için dilinde tüy bitmişti. O yanımda olmasa cidden daha berbat halde olurdum. Şu an bunun için şükrediyordum.
"Eylül yeter ama salya sümük ağladın be! Yeter evde peçete kalmadı ve inan bana şu an gözlerinin tüm güzelliği, çekiciliği gitti. Vallaha şişmiş ve kızarmış gözlerinin arasındaki buz gibi maviliklerin şu an sadece zombiler için çekici gelebilir. Hiiiiiiçççç kusura bakma! " salak yaa! İster istemez sözlerine tebessüm etmiştim.
"Hah şöyle. Yarabbi çok şükür yav! Şimdi son kalan hazinenle (peçete) gözlerindeki inci tanelerini silip derin bir nefes al. Ağlamayı kes artık. Olan olmuş be kardeşim. O Rüzgar piçi çok olmuş tamam ama böyle yıpratmaman lazım kendini. Karşısında güçlü durman lazım. Onu umursadığını düşünürse üstüne daha çok gelir. O yüzden ne yapıyoruuuzzz? " şaşkın ve hak vererek Elif ' e bakarak:
![](https://img.wattpad.com/cover/49255079-288-k808957.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE KAL #Wattys 2015
RomanceKISA BİR KESİT Eylül 'den Artık babamın son darbelerinin bitmesini bekliyordum. Çünkü attığı tekmeleri artık hissetmiyordum , söylediği küfürleri annemin ağlamalarını , küçük kardeşimin anneme sarılıp hıçkırarak korkulu gözlerle beni izlemesini...