Eylül 'den
Bazı anlar geliyor içimde fırtınalar kopsada, depremler olsada, enkaz gibi dağılsam da dışarıya karşı sesim kısık oluyor. Susuyorum. Susmak zorunda kalıyorum. Çünkü biliyorum güçlü olmak zorundayım. Kendimi geçtim artık annem ve Melek için yaşıyorum. Onlar için hayatımı düzene sokmam sonra onlarıda alıp o adamdan uzak bir yere götürüp yeni bir hayata başlamamız lazım. Gitmemiz lazım... O adamdan uzakta güvende olacağımız, mutlu olacağımız, huzurlu olacağımız bir yerde yeni bir hayat kurmamız lazım.
Ne kadar çok Rüzgar ' dan ayrılmak istemesemde kendimi düşünerek bencillik yapıp annem ve Melek 'i o adamla bırakamam. Biliyorum hep bi yanım Rüzgar 'da kalacak ama onun da hayatı var, onun da hayalleri, geleceği için planları var. Ne kadar inkâr etsede müzik ve resimde çok iyi. Hem sesi hem çizimleri çok güzel. Benim aksime! Bense daha çok hayvanları sevdiğim için veteriner olmak istiyorum onun için derslere elimden geldiğince odaklanıp başarılı olmaya çalışıyorum. Tabi Rüzgar ' ın dalga geçmesine de bazen fırsat veriyorum. Ders çalıştırmak istediğim zaman sadece beni izleyip verdiğim çalışma kâğıdına ders anlatırken ki ciddi ifademi çizip her biriyle dalga geçip saklıyor. Alıp yırtmak istediğimde ise ciddi tehditlerde bulunduğu için geri adım atıyorum tabi.
Keşke gitmekten başka çarem olsaydı ama o adamla bir yerde karşılaşmak bile istemiyorum bu şehirde. Ben bana ' prensesim ' 'ilk göz ağrım ' diyen babamı kalbimin beynimin en arkalarına gömdüm. Benim babam bu adam olarak değil benim ilk aşkım olarak aklımda kalbimde yaşayacak.. Acı veren, çaresizliği umutsuzluğu yaşatan adam olarak değil.
Rüzgar 'la birbirimize verdiğimiz sözlerimiz var ve ben ; o beni nasıl bırakmayacaksa bende onu bırakmayacağım. Sadece bu şehirden gidicem ama onu görmeye mutlaka sık sık gelirim. Onsuz yapamam zaten. Ne kadar annem ve Melek için gitmek istesemde bi yanım kalmak için çırpınıyor ve ben o yanımı nasıl susturup dizginleyeceğimi cidden bilmiyorum.
Ne zaman tek başıma kalıp gitmek fikrini aklıma kazımak istesemde herşey Rüzgar ' ı görünce bi anda uçup gidiyor. Hem yapmak zorunda olduğumu biliyorum hem Rüzgar 'ın bu düşüncelerimi bilmemesinden dolayı suçluluk duyuyorum. İkilemde kalmaktan nefret ediyorum!!!
"Eylül ağaç oldum. Hadi be kızım!" Rüzgar 'ın sitemli sesini duyduğum zaman düşüncelerimden sıyrılıp saçlarımı taramayı bıraktım. Saçlarımı geriye atıp çantamı alıp koluma takıp hızlıca odadan çıkarak merdivenleri birer ikişer inmeye başladım. Ama son üç basamak kalmıştı ki havadaki ayağım basamağa değmeden karnıma ani bi sızı girince dengemi kaybettim ve tam düşüp acaba bu sefer neremi kıracağımı düşünmüşken havalandığımı hissederek çığlık üstüne çığlık attım.
Kafamı kaldırdığım zaman Rüzgar 'ın kucağında olduğumu anlayınca bi kez daha cidden kahramanım olduğunu kendime hatırlattım.
"Hem 2 saat süslenip beni ağaç et kapıda hem de yakışıklılığımı görüp kucağıma atla güzelim. Hayat sana güzel vallaha " diyip sırıtınca şaşkınlıkla gözlerimi sonuna kadar açıp ağzımı kapatamadım.
Sabah sabah bu çocuk bu egoyu nerden buluyordu Allah aşkına? Hem ben bilerek mi kucağına atladım be ! Ayrıca o tuttu beni yoksa ben paşa paşa yapışacaktım yere yani !!!
"O ağzını kapatmazsan biraz sonra ilk öpücük falan demeden dudaklarına yapışırım balım. " diyince hemen kendimi toplayıp:
"Yuh daha neler aklından bile geçirme! Hem ben mi senin kucağına atladım sen tuttun beni !" sinirle söylediğim zaman yine ukalalı tavrını takınıp:
"Kahraman olmak bunu gerektirir " diyince bu ukalalık ve egoyla ezileceğimi anlayıp konuyu değiştirerek:
"Tabi tabi hadi tamam indir beni de okula geç kalmayalım " dedim. Rüzgar ise ciddi tavrıyla :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE KAL #Wattys 2015
RomantizmKISA BİR KESİT Eylül 'den Artık babamın son darbelerinin bitmesini bekliyordum. Çünkü attığı tekmeleri artık hissetmiyordum , söylediği küfürleri annemin ağlamalarını , küçük kardeşimin anneme sarılıp hıçkırarak korkulu gözlerle beni izlemesini...