Kayra yavaşça geriye çekildi. Gözleri dolmuştu. Bir şey diyemedim dudaklarım titriyordu. Bir süre bana baktıktan sonra arkasına dönüp eliyle ağzını kapattı. Tekrar bana döndüğünde içimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. Yutkunduktan sonra titreyen sesiyle konuşmaya başladı.
'Sen.. Allahım.. Sana sadece tek bir soru sormak istiyorum.'
'Sorma.. Lütfen o soruyu sorma..'
'Beni seviyor musun?'
Bir süre sessiz kaldıktan sonra ona baktım cevabın hayır olduğunu düşünmeye başlamış gibiydi. Tam kapıyı açarken kapının önüne geçip onu durdurdum. Kayranın göz yaşlarını silerken gülümsemeye çabaladım.
'Ben.. Ben seni seviyorum.'
'O zaman bize bunu yapma.'
'Lütfen.. Lütfen.. Başka birini hatırlamaya çalışırken seninle sevgili olamam. Bu bizi daha kötü yaralar.'
Kayra ellerimi yüzünden çekip kendini toparladı. Göz yaşlarını sildikten sonra sert bir tonda konuşmaya başladı. Sesinin titremesi gitmemişti ve gözlerini benden kaçırıyordu ama ikimizde duvar örmüştük..
'Önümde duruyorsunuz Bayan Alanis.'
Kapıdan çekildiğimde bana bir kez bakıp sessizce konuştu.
'Umarım onu hatırlarsınız.'
Kapıdan çıktığında hemen toparlanmaya çalıştım. Her yer bulanıktı ama aldırmadan çıktım. Kayra gülmeye çalışsa da herkes bir şeyleri anlamıştı. Meyra yemeğini yeni bitirmiş Miraçın saçlarıyla oynuyordu. Miraç kucağındaki Meyrayı sandalyesine oturtup Kayranın yanına gitti.
'Kayra gel seninle biraz dolaşalım. İyi görünmüyorsun. Meyraya bakarlar.'
Kayra biraz düşündükten sonra kabul etti. Bense salonun girişinde kalmıştım. Kayra arkasını döndüğünde beni gördü. Yeniden göz gözeydik. Dudaklarını bastırıp paltosunu giydiğinde Miraç yanıma geldi.
'Toparlan biraz döndüğümde konuşacağız.'
Miraç ve Kayra evden çıktıktan sonra koşarak banyoya gittim. Kendimi tutmadan ağlarken aynada kendime baktım. Sinirlendim.. Ben uzaklaştırıyordum onu! Ben yapıyordum! Sırf hatırlamadığım biri için! Adını bile bilmediğim biri için! Kime aşıktım?! Kim öldü?! Şimdi ağlayamam! Bu göz yaşlarının, acının sorumlusu benim! Ağlayamam!
Elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Tekrar mutfağa indiğimde hiç bir şey yapmamışım gibi sofraya oturdum. Annem konuşmamı istercesine bakıyordu.
'Kayra kötü gibiydi kızım. Bir şey mi oldu?'
'Hayır. Neyse. Meyra benimle odama gelmek ister misin?'
Meyrayı kucağıma alıp odama çıktım. Sonra çatı katında gizlediğim peluş oyuncaklarımı alıp tekrar odama indim.
'Bunları sana verebilirim. Çocukken bende peluş hayvanları çok severdim. Pandalara baksana ne kadar büyük ve yumuşaklar.'
Meyra oldukça mutlu olmuştu ve hepsini kutudan tek tek çıkarıyordu. Uzunca bir süre oynadıktan sonra odamın camına dikildim. Hala gelmemişlerdi.. Bir süre onların gelmesini bekledikten sonra Meyradan ses gelmeyince arkama döndüm. Pandayı yastık yapmış ve uyumuştu. Minik bedenini kaldırıp yatağıma koydum. Bir süre daha bekledikten sonra gelmeyince pijamalarımı giyip Meyranın yanına uzandım. Ona sarıldığım anı düşünerek derin uykulara daldım.
Sabah uyandığımda Meyra hala yanımdaydı. Sessizce yanından kalkıp önce gördüğüm rüyanın etkisinden kurtulmaya çalıştım. Bir yemekteydim.. Miraçla.. Bir yüzük gösteriyordu.. Oldukça heyecanlı bir şekilde.. Kayra geldi sonra. Yanıma oturup beni öptü.. Orada uyandım. Sanki gerçek gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN NOTALARI
RomanceAlanis hayatı gayet güzel giden yirmi dört yaşında bir psikologdur ancak geçirdiği ağır bir kaza sonucu hayatının son üç ayını kaybetmiştir. Kazadan sonra kendini tekrar psikologluğa hazır olarak göremez ve mesleğe bir süre veda eder. Kaybettiği o ü...