İHANET

25 0 0
                                    

     Doktor ve ben birbirimize şaşkınlıkla bakarken bizim dışımızda kimse şaşkın değildi. Doktor onu neden durdurduğumu merak ederken ben Hazarın soy adını düşünüyordum. Önceden Öztürk olan soy adını.. 

'Hanımefendi? Sorun ne?'

'Hazar.. Sen? Soy adın?'

      Doktor ne olduğunu anlamadan Miraç aceleyle içeri girdi. 

'Ne oldu? Ne olmuş?'

'Onun soy adı neden Akman?'

       Miraç sanki onu öldürecekmişim gibi bana bakıp konuşmaya çalıştı.

'Ben.. Ben.'

'Sen?'

       Kayra kollarımdan tutup çıkarmaya çalıştığında direnmeden çıktım.  Ağzım açık kalmıştı. Evlenmişler miydi? Bana söylemediler üstelik? Niye her gün yeni bir şeyler öğreniyorum? Neden? Neden?! Bıktım! Kayranın kollarından kurtulup koşmaya başladım. Hastaneden hızla çıkıp kalabalık sokakta koşmaya başladım. İnsanlara çarpmam umurumda değildi. İnsanlara kızgındım, kendime kızgındım.. Kırmış ve kırılmıştım. Göğsüm sıkışıyor nefeslerim daralıyordu ama hala yürümeye devam ediyordum. Sorun onların evlenmesi değil sorun bana bunu söylememeleri, sorun bunu hatırlamamam. Sorun.. Sorun kardeşimin düğününü unutmam.. Miraç kolumdan tuttuğunda nefes nefeseydik. Kolumu hızlıca çekip kızmaya başladım.

'Evlendiniz mi?!'

'Alanis..'

'Soru sordum!'

'Evet..'

        Gülerek kafamı kaldırdım. İnsanların bize tuhaf bakması umurumda değildi ama onların ortasında daha fazla bağıracak değildim. Hastaneye doğru yürümeye başladım aynı zamanda Miraçın konuşmasını dinliyordum. 

'İki ay oldu. Kazadan bir ay önce. Hazarın evinde yaşamaya başladık. Sana bahane uydururken size yük olduğumu düşündüğüm için falan değildi. Tamam dört beş ay önce bir ara saçma sapan düşüncelerim oldu ama neyse. Konumuz bu değil. Bir aydır arada Hazarın yanına gidiyorum.'

'Bana neden söylemedin? Ya da bu klasik soruyu geçip şunu sorayım madem evlisin bana neden ''artık onu sevemiyorum'' dedin?'

'Biliyorsun o sürekli seni ve beni düşünüyordu. Bazen beni öyle yoruyordu ki.. Yüzünü bile görmek istemiyordum.'

'Madem evlisin! Neden böyle bir şey düşündü?!'

'Şey.. Bazı şeyleri anlayamadı.'

'Neyi mesela?'

'Bak seni çok seviyorum ve bana ne zaman ihtiyacın olsa yanında olmaya çalışıyorum. Sesin kötü geldiğinde hemen atlayıp geliyorum çünkü sen aşırı zor zamanlardasın ve şu an benden başkası yanında olamaz ayrıca sen benim her zaman umudum oldun. Ailemin aslında trafik kazasında öldüğünü öğrendikten sonra bir tek sana tutunabildim. Kısaca.. Sen benim için çok çok özelsin.. Hazar hassas olduğu zamanlarda yanlış algılıyor.'

        Bir şey demeden yürüdüm. Kırılmıştım ama.. Düzelebilirdi. Yeniden..

'Neden söylemedin?'

'Alanis.. Sana hiç bir şey söyleyemem.. O üç ayı anlatmak sana o kadar zor ki.'

'Miraç böyle daha kötü oluyorum. Sürekli bir sürpriz sürekli kalp kırılması sürekli kalp kırma. Seni kırmayı Kayrayı kırmayı farkında olmadan Hazarı kırmayı istemiyorum artık. Sizi kırmaktan bıktım.'

GECENİN NOTALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin