Yavaş adımlarla salona döndüm. Kayra gitmediğimi görünce şaşırdı. Hazar telefonu çalınca koşarak salondan çıktı. Ona yaklaşmadan salona bile girmeden konuştum.
'Benden ne saklıyorsun?'
'Ö- önemli bir şey değil.'
'Hayır.. Önemli olmasa kalbimi kırmazdın. Öyle değil mi?'
Kayranın bakışları kırıldığında boğazım ateş gibi oldu ve boğazımdaki düğümler gerildi.
'Kırmazdım.'
'O halde ne? Ne gizliyorsun?'
'Eski sevgilim.. Geri döndü.'
Bir anda rahatlamıştım. Olduğum yere oturup gözyaşlarımı sildim. Kayra şaşkındı.
'Bir an.. Hatırlayamadığım kişi olduğunu.. Düşündüm. Ama bu saçma değil mi? İki gün önce tanıştık ve eğer eski sevgilin ben olsam Meyra beni gördüğünde anne derdi. Ailemle de yeni tanıştınız.'
Kayra koltuğa oturup derin düşüncelere daldı. Başta onun yanına gitmek istedim ama vazgeçtim. Belki de sevgilisi dönünce aklı karıştı.. Ona gitmek istiyordu.. Kalkıp evden çıktım. Kayra arkamdan gelmeyince bu teorim daha da güçlendi. Issız yolda yürüyordum ve bir taksi geçmesi için dua ediyordum. Uzun bir yürüyüşten sonra sonunda hafif işlek bir yere çıkmıştım ve bir taksi bulup eve döndüm. Eve girdiğimde annem birkaç arkadaşını çağırmıştı. Bugün babam hakkında ne düşündüğünü anneme soracaktım. Günler geçmişti artık konuşma zamanı geldi. Odama çıkıp pijamalarımı giydim ve misafirler gider gitmez annemle konuşmaya başladım.
'Babam hakkında ne düşünüyorsun?'
Durgunlaştı ancak kaçamayacağını anlayınca yanıma oturup ne yapacağını anlattı.
'Yakın zamanda bir boşanma davası açacağım.'
'Peki.. Nasıl hissediyorsun?'
'Artık beni şaşırtan bir durum değil ancak.. Tabii ki üzülüyorum. Ben onun için İngilteredeki düzenimi bırakıp gelmiştim.. Neyse, artık bunun bir önemi yok. Boşanma davasından sonra kafamı dinlemeye gitmeyi düşünüyorum..'
'Miraç ve benim de gelmemi ister misin?'
'Hayır. Yalnız kalmak daha iyi olacak sanki.'
'Anladım. Ama biliyorsun Miraç ve bana ne olursa olsun anlatabilirsin. Biz senin çocuklarınız.'
'Evet.. Siz benim çocuklarımsınız.'
Anneme sarıldıktan sonra odama çıkıp güzel bir öğle uykusu çektim. Eskiden sürekli üç ve altı arası uyurdum. Nedense öğle uykusu daha tatlı gelirdi. Uyandığımda hava kararmıştı. Sıcacık yatağımdan çıkmayıp biraz daha uzandım. Kalktığımda annem akşam yemeği hazırlıyordu. Miraçı aradığımda heyecanla aldı telefonu. Onlar konuştuktan sonra salona geçip bende konuştum.
'Alanis? Nasılsın?'
'İyiyim. Sen? İşlerini hallettin mi?'
'Evet çizimleri bugün teslim ettim. Para da yatırıldı. Her şey güzel.'
'Peki.. Miraç? Babamı neden götürdün yanında?'
'Dedim ya kafa dinliyoruz..'
'Peki. Öyle olsun bakalım. Ne zaman döneceksin?'
'Bilmiyorum. Bir süre daha burada olacağım. Bir sorun mu var? İyisin değil mi?'
Gülerek cevapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN NOTALARI
DragosteAlanis hayatı gayet güzel giden yirmi dört yaşında bir psikologdur ancak geçirdiği ağır bir kaza sonucu hayatının son üç ayını kaybetmiştir. Kazadan sonra kendini tekrar psikologluğa hazır olarak göremez ve mesleğe bir süre veda eder. Kaybettiği o ü...