0.5

1K 153 18
                                    

Same old love dinleyin!!

Bölüm biraz onunla ilgili.

****


Kapıya anahtarı sokup açtım. Annem evdeydi ama babam nerdeydi bir fikrim yoktu. Yada var. Dükkandadır kesin. Annem ve babamı birlikte işlettikeri küçük bir kafe vardı. Annem aşçı olduğu için genelde dükkan hep kalabalık oluyordu. Ve bende bazen -ödevlerim olmadığı zaman- anne ve babama yardım ediyor, harçlığımı kazanıyordum.

"Hoş geldin tatlım." Mutfağa gidip çantamı bir yere fırlattım. "Günün nasıl geçti." Tezgahtan yeşil ve sulu görünen elmelardan bir tane aldım. Sonra annemin yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum.

"Fena sayılmaz. Daha iyi günlerimde olmuştu. Senin nasıl geçti."

"Fena sayılmaz. Daha durgun günlerimde oldu. Bugün dükkan dolup taştı. İşler azalınca alışverişe gittim. Dükkanda baban var gitsem iyi olur."

"Görüşürüz." Annemi yolcu ettikten sonra hızla odama çıktım.

Ve bugünü en güzel yapanlardan biri ise Same old love çıktı!! Okulda bütün gün bu şarkıya aşık olmuş gibi dinledim. Bu kadının şarkılarına bayılıyorum!

Üzerime siyah kot ve bir tişört giydikten sonra telefonu arka cebime koydum ve orga geçtim.

Bugün okulda, müzik dersinde yapamadıklarımı şimdi yapacaktım. Zaten hiç bir zaman bir şey yapamazdım.

Same old love notalarını daha önce çıkarmış ve ezberlemiştim. Evet ben tam bir müzik delisiyim. Hemde asosyel bir müzik delisi.

Org bildiğiniz bir org türü. Önemli bir yanı yok. Babam 11. Doğum günümde hediye etmişti.

Same old love notalarını çalmaya başladım. Bir süre sonra ise söylemeye.

"Take away all your things and go
You can't take back what you said, I know
I've heard it all before, at least a million times
I'm not one to forget, you know

I don't believe, I don't believe it
You left in peace, left me in pieces
Too hard to breathe, I'm on my knees
Right now, 'ow

I'm so sick of that same old love, that shit, it tears me up
I'm so sick of that same old love, my body's had enough
Oh, (that same old love)
Oh, (that same old love)

I'm so sick of that same old love, feels like I've blown apart
I'm so sick of that same old love, the kind that breaks your heart
Oh, (that same old love)
Oh, (that same old love)"

Şarkıyı bir süre söyledikten sonra kendimi yatağa tıp tavana baktım. Popomdaki telefon titreyince hemen arkamdan elime alıp ekranı açtım.

Bir ara şifre koysam iyi olacaktı. Kuzenim Tara şifresiz olduğu için kolayca whatsapp'dan Nash'e ulaşmıştı. Hala daha olanları unutmamıştım.

Gelen bildirim Whatsapp'dandı. Mesaj atan ya okuldan arkadaşlarımdı ya da Nash'ti.

Nash'in telefonunu Josh sayesinde elde etmiştim. Josh hack kullanarak okulun bilgisayarına girmiş ve benim için öğrenmişti. 2 yıl önceydi. Nash'e plotonik olarak aşıktım ve karşısına çıkacak cesaret bende yoktu.

Öncelile 'YakIşIklImMm' olarak kaydettiğim adı 'Nash' olarak değiştirdim. Zor bir ergenlik geçirdiğim kesin. Sonra mesajına baktım.

Nash: Bu senin sesin mi?

Nash: büyülendim diyebilirim.

Nash: ve sen kesinlikle bu ses kaydını yanlışlıkla attın. Dogru tahmin, değil mi??

Biraz üste çıktığımda bir ses kaydı gördüm. Benim tarafımdan atılmıştı. Ses kaydına tıklayıp sesi sonuna kadar açtım.

Kesinlikle telefona şifre koymalıyım.

Nash'e şarkı söylerken bir ses kaydı göndermiştim. Yanlışlıkla.

Lanet olası şansızlığım geri gelmişti. Bir gün utanmazsam o güne gün demem.

Başımdaki yastığı alıp çığlık attığımda ses çıkmasın diye ağzımı tıkadım.

Ve gerisi koca bir çığlık.

Utanç çığlıkları.

******

Up uzun ve mesajların dışına taşan bir bölüm oldu.

Normalde kısa ama ben bu kitaba başlarken kısa bir şeyler ve sadece mesajlsr olacağını düşünüyordum.

Beğrndiyseniz voteleyin.

+10 vote yeni bölüm. Geçmesede atarım ama nedense bir sınır koymak geldi içimden jsjsjssjsj

Kuzenim Yazmış | Nash Grier | [ARA VERİLDİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin