Bu birinci kısım ikici kısım yarın akşam yüklenecektir.
Yazım hataları garsa özür dilerim. Aceleyele yazdım biraz.
İyi okumalar ^-^
###########################
Bilmem kaç metre yükseklikten New York'a bakıyor olmak korkutucuydu. Korkutucu bir güzellikteydi.
Ay gökyüzünde olduğu yerde dururken gece mavisine ulaşmış olan gökyüzünü aydınlatan tek şey New york'un binalarıydı belkide. Tabelalar, spot ışıkları ve sokak ışıkları New york'ta hiç gece olmamış gibi hissettirse de saat gece yarısını çoktan geçmişti.
Pilot mikrafondan inececeğimize benzer şeyler söylerken arkama yaslanıp kemerimi bağladım. Yanımdaki koltuklarda oturan Rachel ile Josh'a baktığımda ise daha yeni uyandıklarıma dair belirtiler gözlerinden damlıyordu.
Koridorun en arkasına bakmak için ayağıya kalktım. Nash ve diğer oğlanlarda bu uçaktaydı ama bindiğimizden beri bi haberdim. Annem ineceğimizi söyledi ve oturmam için ısrar edince pes edip koltuğuma geri oturdum ve kemerimi bağladım. Annemin yanındaki babam ise horul horul uyuyordu ve başı annemin omzuna düşmüştü. Annem itekleyince uyandı ve kemerini kontrol etti.
Yılbaşını her zamanki gibi evde pijama, televizyon ve terlikle geçirmeyi planlıyordum bu sene ama Rachel ve Josh tüm planlarımı bozup New york'a sürüklemişti. İkisi rahat duramadığı için yeni yıla dakikalar kala bir gösteri planlamışlardı ve bu planlarına en ön sıradan bende dahildim.
Bunun iyi fikir olup olmadığından pek emin olmasamda birkaç dakika sonra New york'a inecektik. Kaçma fırsatımı son anda elimden kaçırmıştım. Nash ve diğerleride öyle.
*****
Valizleri havalimanından alırken sürükleyerek havalima-nından çıktık. Annem ve babam ayrı bir taksiye binerken biz de ayrı bir taksiye binerek annemin elimize tutuşturduğu otelin adını ve cadde adını verip uzun yolculuğun bitmesini bekledim.
Josh Matt'i aramıştı. Nerede olduklarını sormak için. Ama onlar otele varmak için ayrı ayrı taksiye binip gitmişlerdi. Nash'i görememek açıkcası üzsede eninde sonunda görecektim.
"Hey! Heyecanlı olmalısın yerın yeni yıl gecesi." Diye kolumu cimcikledi Rachel. Bağırdım. Kötü cimciklemişti çünkü.
"Ahh! İyiyim ben, sadece... yorgunum." Rachel bir şeyler geveleyip susunca otele gelene kadar kimse konuşmadı.
Taksiden inice valizlerimizi bagajdan aldık ve taksiciye parayı verdik.
Otel oek gösterişli olmasada dıştan büyük gösteriyordu. Valizleri sürükleyerek dönen kapıdan içeriye girdik. Otelin dış yüzeyi gri ağırlıklı olsada içerisine altın sarısı ve bordo hakimdi. Bordo rengi deri koltuklarda insanlar oturmuş kitaplarını okuyor ve ya birilerini bekliyordu.Resepsiyona yaklaşırken gözüm otelde dolaşıyordu ama bir türlü beklediğim kişiyi bulamıyordum.
"Merhaba! Nasıl yardımcı olabilirim sizlere." Dedi resepsiyonda duran kadın. Halinden pek memnun gibi durmuyordu. İşini bitirip evine gitmek istediği her halinden belliydi.
Adlarımızı verdikten sonra kadın 3 tane anahtar bize uzatıp oda numaralarımızı söyledi ama otelde kaybolmamak için bir adamıda peşimize taktı. Valizlerle birlikte asansöre binip 4. Kattaki odalara çıktık. Benim odam koridorun başlarında olduğu için anahtarla odanın kapısını açıp içeriye sürükledim kendimi ve valizimi.
Işık kendiliğindem yanına ürksemde sensörlü olduğunu anlamam geç olmamıştı. Valizi kapı kenarında bırakırken üzerimdeki kabanı çıkardım. Odada bir tane tek kişilikten biraz daha büyük bir yatak tam oryada duruyordu. Odada beyaz ve bordo hakimdi. Yatağa oturup biraz daha inceleyince. Bir tane iki kapaklı dolap, banyoya çıktığını düşündüğüm bir kapı ve makyaj aynasına benzer bir şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenim Yazmış | Nash Grier | [ARA VERİLDİ]
Fanfiction* 'Nash' kişisi gurubu kurdu. * * 'Nash' kişsi sizi guruba ekledi. * * 'Nash' kişisi '555,,,' ve 2 diğer kişiyi guruba ekledi. * Matt: Bir şey mi kaçırdım? Cameron: Yine neler karıştırıyorsun Nash? Cameron: Ve Tanrı aşkına ikimizde yan odadayız...