Yılbaşı Özel 2. Kısım

670 41 12
                                    

Mutlu Yıllar. Bu yıl gönlünüzün dilediği gibi geçsin :))

Yazım hataları varsa düzelteceğim

İyi okumalar ^-^

###########################

Telefon alarmımı sustururken uykuma geri döndüm. İçimden saate bakmak bile gelmiyordu. Bir süre sonra kapı açılıp kapanma sesi duydum ama uykuma geri devam ettim. "Uyku kuşu! Uyan öğlen oldu." Bu Rachel'ın sesiydi. Okula geç kaldığım zamanlarda odama dalar ve beni böyle uyandırırdı. Biraz daha uyumak ile ilgili bir şeyler mırıldanıp kafamı yastığa geri koyduğumda ilginç bir şekilde odadan çekip gitmişti.

Kutup ayılarıyla sıcak bir yaz gününde dalgalarla sörf yaparken rüyam bölündü. Gördüğüm rüyanın tuhaflı değil gördüğüm manzaranın tuhaflığı beni şaşırtmıştı.

Josh, Rachel, Matt, Cam ve Nash sırayla odamda dizilmişler yeni yıl şarkısını söylüyorlardı.

"yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl
bizlere kutlu olsun
yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl
sizlere mutlu olsun

eski yıl sona erdi
yepyeni bir yıl geldi
bu yıl olsun mutlu bir yıl
bu yıl olsun hey hey

kardeşiz biz hepimiz
bitmesin hiç sevgimiz
aramızda dargınlık yok
aramızda hey hey

mutlu olsun insanlar
mutlu olsun tüm evren
yeni yılda hep birlikte
yeni yılda hey hey--"

Böyle devam edeceklerini bildiğim için susturma işi bana kalmıştı. "Hey, tamam uyandım. Enerjinizi akşama saklayın."

Hep birlikte gülmeye başladık. Hayatımın en güzel günlerini onlarla birlikte geçirmek çok güzeldi. İlk defa yeni yıla nasıl girersen öyle geçer sözüne inanmak istiyordum.

Kapı açılıp içeriye babam girene kadar her şey güzel giderken baban gelip kahvaltı için hazırlanmamıza yarım saat verince herkes odalarına ayrıldı.

Üzerime kalın bir şeyler giyip odadan ayrıldım. Resepsiyona indiğimde herkes ordaydı ama Nash yoktu. Nash'e bakmak için asansöre binip 3.kata geri çıktım ve koridorun sonlarına doğru olan odasına girdim.

Elinde bir fotoğraf çerçevesi vardı. Yatağının yanında, ayakta duruyordu ve o fotoğrafa bakıyordu. Arkası bana dönük olduğu için henüz beni fark etmemişti. Kapıyı yavaşça ittirip yanına yaklaştım. Ona yaklaştıkça fotoğraftakileri görebiliyordum.

Ailesinin fotoğrafını yanında getirmişti. Ürkütmeden omzuna dokunmayı planlıyordum ama birden arkasına dönünce ürken kişi ben oldum. Birkaç adım gerilirken yüzünde oluşan hüzün havasını dağıttı ama ailesini özlediğini anlayabiliyordum.

"Şey, sen gelmeyince..." diye bir şeyler gevelesemde lafımı kesti. "Fazla beklettim, gidelim." Dedi ve önden o arkadan ben odadan çıktık.

*****

New York, Times meydanı ciddi anlamda büyük bir meydandı. Burda tüm insanlarin ilgisini üzerimize çekebilirdik. Üstelik yeni yıl kutlaması için havai fişekler burdan atılacaktı. Saat akşam 8'du ve yeni yıla girmemize sadece 3 saat kalmıştı. Times meydanı ise her geçen dakika kalabalıklaşıyor -du.

Gösteri yapacağımız özel bir yer yoktu. Sadece bir şeritle çekilmişti ve insanların girmesi engellenmişti. Şeritlerin kenarında iki tane büyük hopörlördenden vardı. Biri bizim sesimizi diğeri ise müziğin sesini verecekti. Şarkı söyleyecek herkesin kulaklıklı mikrafonu gösteri sırasında kulağında olacaktı.

Kuzenim Yazmış | Nash Grier | [ARA VERİLDİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin