Selam gençler :)
Sonunda bitirip paylaşabildim. Umarım beğenirsiniz :)
~
"Emir, bu yaptığımız sence ne kadar doğru?" derken sesim fısıltıdan farksızdı. Sesimizi duyacaklar diye ödüm kopuyordu.
Arkasında eğilerek yürürken biranda durup bana dönmesiyle yüzümü sert göğsüne vurdum.
"Ah," Burnum kırıldı lan. "Kasların burnumu kırdı, Emir!"
Yanaklarını şişirip gülmemek için kendini sıktı ama... Ah, başarısız oldu. Yakalanmamızı umursamadan gülmeye başladığında panikle elimi ağzına kapatmaya çalıştım. Benden kurtulmaya çalıştığında ise olan oldu.
Üst üste yere düştüğümüzde biranda yoğun bir çekim hissetim. Bu his sadece bana mı özeldi bilmiyorum ama şu anda yakalanmak umurumda bile değil. Ela gözleri geceleri olduğu gibi yine kararmıştı. Kehribar rengi öyle bir etkisine alıyordu ki beni bazen bana anlattığı şeyleri bile kaçırıyordum.
Altını çiziyorum; bana anlattığı şeyler. Artık ben sormadan veya konu açmadan bülbül gibi şakıyordu. Bu yönden değişmesi beni ne kadar mutlu ediyorsa onuda rahatsız ediyordu, biliyorum. Bir keresinde, birkaç hafta önce, onu kendi kendine konuşurken yakaladım. Belinde havlusu göğsünden akan sular ile aynanın karşısında durmuş çatık kaşlarıyla kendini süzüyordu. Bir süre onu izledikten sonra tam gidecektim ki biranda konuşmaya başladı. Kapının köşesine yaklaşıp onu dinlemeye başladım.
"Değişiyorum..." dediğinde nefesimi tuttum. "Onun için, beni daha çok sevsin diye!"
İçimde bir yerler, ki bu kalbimdi sanırım, paramparça oldu. Benden tek istediği sevgimdi. Ona kaç kere 'seni seviyorum' desemde hiçbir zaman yeterli olmayacaktı. Bu cümlelerden sonra daha da emin oldum. Ancak elimden daha fazlası gelmiyordu. Aşk, ilk defa başıma gelmişti. Nasıl davranılır bilmiyordum. Elimden geleni yapıyordum ama yeterli değildi. Romanlarda ki gibi süslü laflarda edemezdim. Hem bu hiç bizlik değildi. Bilmiyorum, işte. Daha ne yapabilirim bilmiyorum.
"Karşılık versene," diye homurdandığını duyduğumda irkilerek kendime geldim. Hangi ara beni öpmeye başlamıştı ki?
"Şey... Dalmışım." dediğimde mümkünmüş gibi biraz daha çatıldı kaşları.
"Seni öptüğüm sırada ne düşünüyordun? Çok merak ettim!" dediğinde oflayarak üstünden kalktım.
"Hadi, burdaki işimizi halledip gidelim." dedim onu duymazlıktan gelip yoksa konu uzardı.
Ellerimizi kenetleyip ilerledi. Birkaç kapı daha geçince bir tanesinin önünde durdu. Bana bakıp sırıttı ve aniden kapıyı açtı. Kerem ve Arya birbirlerinden ışık hızıyla ayrılıp bize döndüler. Kerem, Emire 'seni öldüreceğim' bakışları atarken gülmemek için kendimi sıkıyordum.
"Gül Feriha, gül" diye homurdandı. "Maskaranız olduk, iyi mi?"
Kısaca olayı özetlersek Müdür bizi kaçırdığında Emir sayesinde kurtulmuştuk ve Koray ile dışarı çıktığımız da Kerem ve adamları kaçırıldığımız yere yeni geliyordu. Müdürün adamlarını paketleyip götürdüklerinde bizde depodan çıkmak için kapıya yönelmiştik ki uzaktan boğuk bir inleme sesi duyduk. Kerem'in adamları depoyu aradıklarında üstü başı yırtılmış haldeki Arya'yı buldular.
Meğerse, Arya Müdürün hizmetçisiymiş bir zamanlar. Ne zaman sinirlense hıncını kızdan çıkarmış. Arya ile özel olarak konuştuğumda birkaç defa tecavüz girişiminde bulunduğunu söyledi. O an içim öyle bir acıdı ki. O adam yaşasaydı kendi ellerimle öldürürdüm. Benim yanımda Emir vardı, artık Arya'nın yanında da Kerem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Para Avcısı 1
ChickLitAnnesini mutlu etmek için girdiği yolda ömür boyu yakasına yapışacak bir lakap alacağını nereden bilebilirdi ki? Ya da aşık olacağını? Emir'in karşısına çıkan Feriha, tüm dengeleri değiştirdi. Para Avcısı'nı alt etmek isteyenler için güçlü bir koz...