Keyifli okumalar :)
Para Avcısı ~ 2.Bölüm
Ailem ile birlikte Etiler de büyükçe bir yalıda yaşıyordum. Annem, kardeşim ve benim büyük bir evde refah içinde büyümemizi istemiş. Babam her doğum günümde bıkmadan o zamanları anlatır annem ile dalga geçerdi. Kardeşim küçük olduğu için bu durumu önemsemese de benim çok hoşuma giderdi. Annem ve babamın bizim için her şeyi en güzel şekilde yapacaklarını bilmek onlara sonsuz güven duymamı sağlıyordu. Her kız gibi benim için de babamın yeri her zaman ayrıydı. Beni ufaklığım diye severdi, kardeşim doğduğunda bile bana öyle seslenmekten vazgeçmemişti. Arkadaşlarımın yanında bana öyle seslenmesine ne kadar kızsamda aslında çokça hoşuma gidiyordu. Babam için çocukları hep en özeldi.
Böyleydi işte hayatım. Çok mutlu bir ailem vardı bundan iki ay öncesine kadar. O geceye kadar. Asla başıma gelmez dediğim bir klişe yaşandı o gece. Sarhoş bir sürücü yüzünden direksiyonun hakimiyetini kaybetti babam. Onlar beni bu dünyada yalnız bıraktıkların da bana Ahmet amca sahip çıktı. Babamın can dostu.
Cenaze ve tüm işlerle ilgilendi. Bana evini bile açtı. Olanların şokunu atlatana kadar Ahmet amcada kaldım. Kendime geldiğim de ailemden geriye sadece birkaç fotoğraf ve kıyafet kalmıştı. Evimiz, babamın arabaları ve şirketimiz büyük bir borç yüzünden satılmış. Kurcalamamıştım. Bir önemi yoktu çünkü. Evimizden kendi eşyalarımı ve bir tane de ailecek olan fotoğrafı almıştım. Geri kalanı kimsesizlere bağışlamalarını istemiştim.
Ahmet amca ilk başlarda gittiğim özel okulun parasını ödeyebileceğini oradan ayrılmamın gerekmediğini söylemişti. Ancak böyle bir şeye izin veremezdim. Kendi çocuklarının rızkını bana yediremezdi. Bu yüzden benim için bir devlet okulu bulmasını istemiştim. Kısa sürede de kaydımı Soykan Lisesine aldırdım. Yepyeni bir hayat beni bekliyordu.
Kendime okula yakın bir pansiyonda uygun fiyata bir oda ayarladım. Ahmet amcanın bütün yardımlarını geri çevirmeme rağmen pansiyonun ilk iki aylık ücretini ödemesini engelleyememiştim. Son iyiliğim olsun demişti. Peki deyip geçtim. Son olacaktı çünkü.
İş bulmam gerektiği için günlerdir gazete sayfalarını karıştırıyordum. Bir sürü yere haber bırakmama rağmen geri dönen olmamıştı. Öyle büyük işler falan aramıyordum. En basiti garsonluktu. Yapabilirdim, değil mi? Yemeği not alıp mutfağa götürecektim sonuçta. Ne kadar zor olacaktı ki?
Yaklaşık iki haftanın sonunda cadde üzerinde işlek bir kafenin camında asılı duran ilan ile içeri girdim. Kafe sabah saatinde alması gerektiğinden daha fazla doluydu. Bu iyiydi. Müşterisi çoktu. Kasada duran çocuğun yanına yaklaştım.
Kafasını önünde ki kağıtlardan kaldırıp, "Buyrun?" dedi.
"Ben iş ilanı için gelmiştim."
Eliyle sağ taraftaki kapıyı gösterip, "Patronun odası. Tıklatıp içeri girebilirsin." deyip gülümsedi.
Bende gülümseyip gösterdiği kapıya yaklaşıp tıklattım. İçeriden ses gelince kapıyı açıp içeri girdim. En fazla otuzlarında olan bir adam bana gülümseyip, "Buyurun?" diye sordu.
"Ben iş ilanı için geldim, buraya yönlendirdiler."
Eliyle oturmamı işaret edip, "Okuyor musun?" diye sordu.
"Evet, lise son öğrencisiyim."
"Daha önce garsonluk yaptın mı peki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Para Avcısı 1
ChickLitAnnesini mutlu etmek için girdiği yolda ömür boyu yakasına yapışacak bir lakap alacağını nereden bilebilirdi ki? Ya da aşık olacağını? Emir'in karşısına çıkan Feriha, tüm dengeleri değiştirdi. Para Avcısı'nı alt etmek isteyenler için güçlü bir koz...