3. BOLUM

1.3K 39 12
                                    

Keyifli okumalar :)

Para Avcısı ~ 3.Bölüm

Mesaimin başlamasına on dakika kala kendimi nefes nefese kafeden içeriye attım. Ayaz bu halime bıyık altından gülerken eşyalarımı personel odasına bırakıp önlüğümü belime bağladım ve ismimin yazılı olduğu kartı tişörtüme iğneledim. Hande'den gelen mesajlara kısaca cevap yazıp Ayaz'ın yanına döndüm. Bir yandan hesap yaparken bir yandanda beni gözetliyordu.

Hala alttan alttan sırıtıyordu, hain!

"Ayaz yeter geldiğimden beri gülüyorsun!" diyerek sitem ettim.

Bu sefer gülmesini saklamadan genişçe sırıttı. "Bana işe başladığım ilk günü hatırlattın, ne yapayım?

"Sizi eğlendirebildiysem ne mutlu bana." diyerek bende güldüm.

Hayatım yoluna giriyordu işte. Belki ailem yanımda değildi ancak ben onların benim için olan iyi dualarını hissediyordum. Her zaman kalbimdelerdi onlar. Hiç bir zaman da oradaki yerleri değişmeyecekti. Yeniler eklenecekti ama onlar asla gitmeyecekti...

Ayaz'ın benim için ayarladığı masa numaralarını aklıma kazıyıp gelen müşterilerle ilgilendim. Her garsonun kendine ait on masası vardı. Her gün on garsonun beş tanesi çalışıyordu. Böylece izin günlerimiz ayarlanılıyordu. Zor olan hiçbir şey yoktu. Bir ara Sinan Bey gelip beni kontrol etmişti ve Ayaz'a benim hakkım da birkaç şey sormuştu. Kulak misafiri olmuş olabilirim.

⚜⚜

Iş çıkışı pansiyona dogru yürürken aldığım bolca bahşişin mutluluğunu yaşıyordum. Paramın bitmesine az kalmisti ve bu bahşiş olayı harika olmuştu. Cadde üzeri bir kafe olduğu için gelen müşterilerin çoğu düzgün insanlardı. Bu içimi biraz daha rahatlatıyordu.

Geçen hafta pansiyona giden kısa bir yol keşfettiğimde sokak tıklım tıklımdı ve geneli evsiz insanlardı. Bir zararları yoktu. Ne yol kesiyorlardı ne de sulanıyorlardı. Bu yüzden korkmadan bu yolu kullanıyordum ancak bu sefer yol bomboştu. Son günlerde ilk defa böyle bir şey oluyordu. Adımlarımı hızlandırıp pansiyona vardığımda tüm pozitif enerjim, mutluluğum yerle bir oldu.

Pansiyon cayır cayır yanıyordu!

Meraklı insanları ite ite pansiyonun girişine yaklaştığımda ağlamak üzereydim. Eşyalarım içeri de kalmıştı. Tam da her şey güzel olacak derken resmen hayat bana cidden inandın mı der gibi oyun oynuyordu. Lanet olsun!

Kendimi kaldırımın kenarına atıp bacaklarımı kendime çekip kollarımla sardım ve başımı kollarıma yasladım. Ağla Feri, ağla. Bu hayatta yapabileceğin en iyi şey bu. Ağla ve rahatla.

Hıçkırıklarım dusaklarımın arasından firar ettiğinde tutmadım kendimi. Saldım kendimi. Orada ne kadar oturduğumu bilmeden ağladım. Her hıçkırığımda her iç çekişimde kendimi biraz daha iyi hissettim. Ağlarken hiçbir şey düşünemediğimi fark ettiğimde ağlamam hızlandı. Büyük ihtimal rimelim akıp bütün yüzümü mahvetmişti. Umursamadım.

Omzuma dokunan el sayesinde irkilerek kafamı kaldırdım. Gözlerimde ki yaşlar yüzünden birkaç saniye bulanık gördüm ve sonra görüşüm netleşti. Hah, hayat bana gerçekten de oyun oynuyordu. Yoksa Emirin şuanda karşımda olma ihtimalı sıfır olurdu, değil mi? İmkansızdı. Ne işi olurdu burada?

Para Avcısı 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin