Para Avcısı 1

14. Bölüm

Bölüm +18 sahneler içeriyor. Uyarayım şimdiden.

Keyifli okumalar :)

~

Emir'den

Sorduğu sorunun nelere yol açacağını bilmiyordu. Ondaki sadece meraktı. Beni tanımak istiyor, bunun uğruna başına gelebilecekleri bilmiyordu. Ben farkındaydım. Kenan abi beni çok ciddi bir şekilde uyarmıştı. Kendim haricinde hayatımda ki herhangi bir canlıye zarar gelmesine izin vermem. Hele ki bu kişi uzun zaman sonra hayatıma aldığım bir kız ise asla.

Yüzümde ki memnuniyetsiz ifadenin bende farkındaydım. Ona ailesiyle ilgili gerçekleri anlatma sebebim dikkatini Para Avcısı'ndan çekmekti. Bunun başarısız bir deneme olduğunu bilmeliydim. Ailesi zaten ölmüştü, parada da gözü yoktu. Geriye bir tek benim boktan hayatım kalıyordu. Her girişiminde geri püskürtmeme rağmen ısrar etmesi sinirimi bozuyordu.

Anlatmak istemediğimi ya da onu korumak istediğimi anlamıyor muydu? Başına gelecek herhangi bir felaketin benim canımı yakacağını, kendi hayatının sonu olabileceğini göremiyor muydu? Benim olmayı kabul etmesinin üstünden bir saat bile geçmemişken benim tehlikeli hayatıma şahit olmuştu. Ben ise daha fazla tehlikede olmasına asla ama asla izin vermeyecektim.

"O yönümü bilmene gerek yok." Sesimin soğuk çıkmasına özen gösterdim. Bir daha sormamalıydı.

Ben onun söneceğini sanırken o kollarını göğsünün altında bağlayıp çenesini dikleştirdi. Ah, o göğüsler!

"Demek gerek yok? Peki buna kim karar veriyor? Sen mi? Tıpkı benim hayatım karar verdiğin gibi mi?"

Aramızda olan mesafeyi kapatıp burnunun dibine kadar girdim. Tek bir hareketimle kendini geriye çekmeye çalışırken yatakla sırtı buluşabilirdi. Bunu aklıma not ettim.

Gözlerimizi birleştirdiğim de bir şey diyemedim. Bana o kadar kızgın ve bir o kadar da kırgın bakıyordu ki konuşamadım. Konuşmak istemedim aslında. Ellerimi kaldırıp yüzünü avuçladım. Kafasını kendime çekince parmak uçlarında yükseldi. Bende azıcık eğildim. Şimdi dudaklarımız birbirine sürtüyordu ve anında sıklaşan nefesi hoşuma gitmişti. Onu tahrik ediyordum. Tıpkı onun da beni ettiği gibi.

"B-bana açıklama yapmak.." Duraksadı. "Zorundasın."

Cesaretine hayran kaldım. Her kelimesinde dudaklarının benimkilere sürteceğini bildiği halde laflarını içinde tutmamıştı. Içimde ki alevi alazlandırıyordu. Onu istiyordum.

Bana beklentiyle bakarken dudaklarımızı birleştirdim. Ilk başta kendini tutsada sonunda ağzını araladığında dilimi devreye soktum. Ağzının sıcaklığı bile beni deli ederken daha fazlasını hayal edemeden duramıyordum. Arkamızda duran yataktan vazgeçip solumda ki duvara bedenini yasladım. Hızlı öpücüklerime ayak uydurmaya çalışıyordu. Kendimi ona bastırdım. Beni ne hala getirdiğini bilmeliydi. Bir elimi ensesine atıp dudaklarımızı iyice ezdim. Diğer elim belindeydi ve onu kendime bastırıyordum.

Nefes ihtiyacımız aklıma geldiğinde saçlarında olan elimle başını geri yatırıp boynunu açığa cıkardım. Boynunu ve gerdanını açıkta bırakan elbise beni çıldırtıyorken dudaklarımı boynuna bastirdim. Ağzından firar eden inilti beni iyice alazlandırdı. Dudaklarımın yanı sıra kullandığım dilim sayesinde oranın moraracagına emindim. Umursamadım. Izim orada harika duracaktı.

Belinde ki elim fermuarına çarptığında ikimizde irkilmiştik. Ben kararan gözlerimi boynundan çekip gözlerine baktığımda orada ki saf korkuyu gördüm. Boşta kalan elimi yûzüne götürüp okşadım.

"Korkma... istemediğin hiçbir şey yapmam. Sadece tadına bakacağım..."

Sesimi bilerek yumuşak tutmuştum ve ondan izin istememiştim. Eğer izin isteseydim, vermezdi. Çünkü hoşuna gittiği halde utanıyordu. Utangaçlığı izin vermezdi.