7. BOLUM

969 35 5
                                    

Keyifli okumalar :)

PARA AVCISI | 7.Bölüm

Hayatimda bir sürü yenilik oldu. Ailemi kaybettim , yeni bir okula başladım ve Emir gibi biriyle tanıştım. Öyle ki , ailemin acısını bile hafifletmişti. Ya da unutturmuştu. Aklımı karıştırıp , beni bambaşka birine dönüştürmüştü. Oysa ben o devlet okuluna ait değildim. Ben kolejliydim. Ben oraya aittim. O yüzden o okula alışmak zorunda değildim. Ben ait olduğum yerin farkındayım. Zamanı geldiğinde ait olduğum yere gidecektim. Bundan nasıl bu kadar emindim bende bilmiyordum. Ancak eski okulumda ki o yapmacıklık bir yandan da kolejden vaz mı geçsem diye düşünmemi sağlıyordu. Devlet okulunda ki sıcaklığı kolejde bulmam imkansızdı.

Iki üç gündür okula gitmiyordum. Kendimi oradan ve orada tanıdıklarımdan uzak tutmalıydım. Oraya el mahkum dönecektim. Başka şansım yoktu ama tekrar salak gibi davranmayacaktım. Tekrar birilerine bağlanmayacaktım. Ben tek başıma yeterim. Yetecektim. Emir uzak durmalıydı benden. Oynamasına izin vermeyecektim benimle. Eğer bir şeyler yaşanacaksa bir adı olmalıydı. Diğer türlüsü bana göre değildi.

Doğu sayesinde birkaç günü kafamı dinleyerek geçirdim. Kafeden de izin aldığım için günümü Doğu'nun kız kardeşiyle geçirmiştim. Çok tatlı ve güzel bir kızdı. Resime olan yatkınlığı aklıma direk onu güzel sanatlar lisesine göndermesi için Doğu'ya söylemem gerektiğini bağırıyordu. Böyle bir yetenek heba olmamalıydı.

Kafa dinlediğim bu küçük oda da ki eşyalarımı toplayıp sırt çantama koyarken kapının pervazında beni izleyen abi kardeşe gülümseyerek baktım. Gitmemi istemiyorlardı. Benimde hiç gidesim yoktu aslında. Bir iki günde olsa aile ortamı kurmuştuk. O sıcaklığı tekrar hissetmiştim. Doğu gerçekten de abi yerine konuşacak kadar harika bir arkadaştı. Tek sorun ona Emir den bahsedemiyor olmamdı. Ama bunu da kafama çok takmıyordum. Sonuçta hangi kız abisine bir erkeği anlatır ki?

"Gidiyorsun, ha?" diyen Doğuya gülümsedim.

"Çok bile kaldım..." diye mırıldandım. Kaşlarını çatıp bana uyaran bir bakış attı. Teslim olur gibi ellerimi havaya kaldırdım. "Tamam tamam! Demedim say."

Birlikte evden çıktıktan sonra onlar okula giderken bende kafenin yolunu tuttum. Kısa sürede önlüğümü tekrar belime bağlamıştım bile. Son günlerde benim yüzümden fazladan yorulam Ayaz'ın biraz olsa da dinlenmesi için o daha yerinden kıpırdamadan gelen müşterilerle ben ilgileniyordum. Buna kızsa da onu dinlemiyordum. Bir nevi borçluydum ona.

Bugün kaç defa duyduğumu bilmiyorum ama kapının açılma sesini bir kere daha duydum. Tezgahın arkasından çıkıp masaya oturan gruba yaklaştım. Siparişleri mutfağa verip , eski yerime tekrar geçtim. Neredeyse tüm günüm böyle geçiyordu. Artık kafeye alışmıştım. Benimsemiştim burayı.

"Ah yeter artık Feriha! Bütün masalara yetişemezsin ya!" derken sabrını taşırdığım belli oluyordu.

Ayazın isyankar sesini duyunca yüzüme zoraki bir gülücük yerlestirip arkamı döndüm.

"Iyiyim ben Araz. Abartma. Alt tarafı iki üç masa fazladan bakıyorum."

Kaşları daha da çatılıp "Bu adil mi şimdi?" dedi.

Yüz mimiklerine ister istemez gülmüştüm. Çok şebek oluyordu.

"Pekala çıkışta içmeye gidelim ne dersin? Dertlerimizi , kurtlarımızı atarız?"

Para Avcısı 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin