Jeremy sabaha kadar ağladı ve bu yüzden benim gözüme bir damla uyku girmedi. Neden böyle olmuştu . Jeremy benden neden yardım istiyordu ? Ve en önemlisi bir ölüye nasıl yardım edebilirim ? Bu soruların cevabını kafamda ararken kendimi mezarlığın kapısında buldum. Hava aydınlıktı ve korkmuyordum. Mezarlıktan içeri gittiğimde beni şaşırtan bi görüntüyle karşı karşıya kaldım . Chris elinde demet demet çiçeklerle bizimkilerin mezarının başındaydı. Önce şaşırdım ama sonra Kevin ın onun hastası olduğunu hatırladım. Sonra ona doğru yaklaştım oysa bana sadece randevuya geç gelme demekle yetindi . Tam hayırdır küsmüyüz dicekken bana " Acelem var üzgünüm yarın görüşürüz kendine dikkat et" deyince rahatladım . Sonra Jeremynin mezarına yaklaştım . Beni gördü ve " Caroline annemi babamdan kurtar ! Babam annemi dövüyor ! Tıpkı beni de dövdüğü gibi ! " deyince hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım. Çünkü Jeremynin babası hayatımda gördüğüm en iyi insandı. Jeremynin evinin yolunu tuttum ama yolda aklıma eğer bu adam bu kadar kötüyse hiç şansın yok Caroline diye bi düşünce geldi. Bu düşünceyle istikametimi Chrisin yanı olarak değiltirdim . Evinin önüne geldiğimde beni bayan meme karşıladı . Bilin bakalım üstünde ne vardı . Süpriz Chrisin gömleği! Bunlar hiç rahat durmaz mı ya ! Neyse buraya onun için gelmedim. Chrisin yanına gidip olan biteni anlattım. Chris benimle gelmeyi kabul etti ve evden çıkarken bayan memeye " Eve döndüğümde burada olma ! Ayrıca gömleğimi giymeyi bırak aramızda bişey yok ve olmicakta !" deyince oracıkta mezdeke açıp kendimden geçesim geldi. Ama arabada hiçbir şey konuşmadık. Daha doğrusu o konuşmadı ben Jeremynin babadı hakkında bilgi verdim . O da dinledi. Sonunda eve gelmiitik kapıyı jeremynin güzeller güzeli annesi açmıştı. Bir insan yaşlandıkça bu kadar mı güzelleşir! Neyse içeri girdiğimizde Jeremynin babadı oradaydı ! Konuyu ona açtım ve eğer Jeremynin annesini bırakmazsa polise gideceğimi söyledim. Tabi cevap belliydi " evden yaka paça dışarı atılmak !" Chris bu davranışlara ve hakaretlere dayanamadı ve polisi aradı. Polis eve gelince Jeremynin babasının silah zulasını buldu ve bunun üzerine hepimiz şok olduk . Çünkü içinde silah harici bombalar bile vardı . Şimdi babası davada teröristlikten de suçlanılacaktı. Bu olanlardan sonra Chrise beni mezarlığa götürmesini söyledim . O da bana yanlız başıma tehlikeli olacağını benimle gelmek istediğini söyledi . Bende sevinçten uçtuğumu belli etmeden ona izin verdim . Mezarlığa geldiğimizde Jeremynin yüzünün o her zamanki şebekliğiyle güldüğünü görünce daha önce hiç bu kadar mutlu olmadığımı hissettim . Fakat gülüşü Chrisi görünce solmuştu . Jeremynin yüzü solunca aklıma Chrisin yanındayken her zaman hissettiğim lavanta kokusu geldi. Tam bu kokuyu çözmeye çalışırken Jeremy bana " Ona güvenme ! Kendinden uzak tut " dedi . Ve bunları söyledikten hemen sonra kayboldu. Arkamı döndüğümde Chris bana en içten olabilecek şekilde gülümsedi. Ona karşı koyamıyordum . Beni uyaran kişi Jeremyde olsa inanmıyordum Chrisin kötü bi insan olduğuna . Chris bana yaklaştı ve o kaslı kollarıyla sarıldıktan sonra her şey geçecek dedi. Sonra ben kocaman bi öpücük beklerken bana bakıcılık yaptığını hatırlatmak istercesine eve geç kalıcaksın hadi deyip arabaya gitti . Tabi bende peşine takıldım . Yolda ona Natalie yi yani bayan memeyi soracak olsamda sanki bunu hissedermişçesine müziği açtı. Eve geldiğimde bana " en kısa sürede görüşmek üzere hayaletli kız " diyip gülümsedi. Bende " Görüşmek üzere hastasıyla dalga geçen muhteşem doktor " diyip lafı yapıştırıp gittim. Odama çıktığımda sessizlik beni şaşırttı . Bi an anabelli özlediğimi zannettim ama sonra kendime iki tokat atıp sessizliğin kollarında uykuya daldım...
Arkadaşlar umarım beğenirsiniz bundan sonra hayaletlerimiz pek ortalıkta görüşmicek ama işler yine biraz karışıcak umarım beğenirsiniz Adios Amigos !