ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM●KORUMAK
Şuan da Thomas'ın bana dediklerini idrak etmeye çalışırken elimle koltuğu arayıp sendeleyerek oturdum.
Ne demekti bu şimdi?
Yere odaklanmış zihnimden geçenleri arındırmaya çalışırken Rose'un seslenmesiyle irkildim.
-"Daisy kendine gel.Bak eve gidelim istersen kafanı toplarsın."dediğinde Robert nihayet kendine gelebilmişti ve zar zorda olsa ağzından bir kelime çıkmıştı.
-"O hiç bir yere gitmiyor."
Ya gerçekten anlamıyorum..Anahtar demek bensem peşimde kurtulamayacağım adamlar mı olacak?Ya da bir kurtarıcım.Bu Robert değildir heralde..
-"Bak ben gerçekten iyi hissetmiyorum Robert,eve gidip toparlanmam gerek..Kafamı.."derken sözümü kesti.
Kolumdan tutarak;
-"Toparlan veya toparlanma benimle geleceksin."-"Bak cidden kafamı toparlamam gerek."
-"Tamam o zaman benim yanımda toparla."
Kapıdan zorla çıkarılırken Rose'a 'Seni Arayacağım.' bakışı attım.Rose kafasını sallamakla yetindi sanırım oda olayın şokunu atlatamamıştı..Benim gibi!
-"Ya sen hep böyle misindir anlamıyorum!"
-"Anlarsın."
Bu sesindeki ton onu bin kat daha çekici yapsada hakimiyeti kaybetmemeliydim!Ama ilgimi dağıtacak bir gizeme sahipti.
Arabasının önüne geldiğimizde kapıyı işaret etti gözleriyle.'Bana hiç zorluk çıkartma.' dercesine bakıyordu gözleri.
Ama benimde düşünmem gereken şeyler vardı!Mesela beni nereye götürdüğü?
-"Nereye götüreceksin ki hem sen beni?"
-"Evine."
Kısa ve net bir cevaptı.Ama ben hala cevabımı alamamıştım?
-"Yalnız benim evim hemen şurada."diyerek arkadaki evi gösteriyordum ki;
-"Anlaşıldı sen laftan anlamayacaksın."demesiyle kendimi sürücü koltuğunun yanında bulmam bir olmuştu!
Arabaya binip gaza bastığında Thomas'ın evinde olanlar gözümün önüne kesit kesit gelmeye başladı.Sanırım ben bu yükü kaldıramayacaktım.
-"Bak Robert kolaylaştırmıyorsun.Anladın mı?Daha da zorlanıyorum,görmüyor musun?"
Cevap yok.
Olmasınıda pek ümit etmemiştim zaten!
Bana neden bu kadar korumacı davranıyordu anlamıyorum!Sanki babam yerine Robert gelmiş gibi.
Babamın beni ona emanet etmesimiydi bu tüm olanlar?Niye ya niye?
Bu soruları ona sormam gerek fakat soramıyorum!Çünki bir cevap alamıyordum!
'Aradığınız numaraya şuan ulaşılamıyor..' işte bunu telefonda duyup sinirlenen her insan gibi küplere binmiştim!
Adam karşımda ama aşılacak bir dağ gibi ona ulaşmak zordu..
-"Ya sen kendini ne zannediyorsun?"
Ters tepki yapmasını düşündüğüm bir hareket yaparak sataşmayı tercih ettim ve işe yaramıştı da.
Robert yoldan gözünü ayırmaz iken;
-"Bir şey zannetmiyorum,öyleyim."
-"Nasıl öylesin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
FantasíaAyaklarım ani bir kuvvetin edasıyla duvardan sürüyerek yukarıya kaldırdığım da bedenimi,daha sert basabildim yere..gözlerim karanlığın siyahına bulanırken sırtımdan akan güven hissi,karanlığa meydan okumam için itti beni.. İlerledim..yolunu bilmediğ...