ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM●KORUMASIZ
Yazar'ın Ağzından;
2 Saat Sonra;
Gözlerini açmakta güçlük çekiyordu Daisy..Bulunduğu yer kafasındaki karmaşıklıktan daha derin bir bulanıklığa bürünmüştü.Ufak bir delikten gelen ışık yansıması gözünü ağartırken o şuan da çelimsiz ve çaresiz bir şekilde hissediyordu.
Kafasını yavaşça kaldırıp kendine gelmeye çalışırken,bileğinde sallanan zincirler ona engel olmuştu.
Paslı demirin soğuğunu vücudunda gezen damarlara kadar hissederken Daisy,kollarını kıpırdatmaya dahi gücünün olmadığını hissetmişti.
Bulunduğu yer o kadar karanlıktı ki kapının açılmasıyla gelen ışık,Daisy'nin gözlerini delip geçmek istercesine hızlı bir şekilde odayı doldurdu.
Daisy gözlerini sıkıca yumduğunda tek duyduğu şey topuklu ayakkabı sesiydi ve bütün odayı kaplıyordu!
Yavaş yavaş Daisy'e yaklaşan ayakkabı sesinin etkisiyle Daisy kafasını kaldırıp ona yaklaşan kişiye baktı.Gözleri puslu görüyordu ve art arda kapayıp açmaya başladığında karşısındaki sima daha da belirginleşmeye başlamıştı.
Artık bir kaç adım yakınına kadar gelen kişiyi zar zorda olsa görebilmişti..Gelen Nina'ydı!
Daisy ne olduğunu hatırlamaya çalışırken Nina ona doğru yaklaşıp saçından bir teli ellerinin arasından geçirip havaya kaldırdı ve Daisy'nin saç telleri yavaşça omuzuna tek tek düşerken;
-''Daisy Green..Ne o beyaz atlı prensin yok?''diyerek pis bir şekilde sırıttı.
Daisy ilk önce söylediğine anlam verememişti belki ama sonradan oda idrak edebilmişti Robert'tan bahsettiğini.Evet otoparkta en son Robert'ı görmüştü Daisy..Peki ya Robert şuan da neredeydi?Daisy kendini savunmasız hissederken gözlerinden akan yaş soğuk demirlerin etkisiyle vücudundaki tüylerin ürpermesine sebep olmuştu.Yine terk edildiğini düşünürken konuşmaya çalışmıştı Daisy;
-''S-sen babamı ner..''
Ama konuşamamıştı..Söyleyeceği ve öğrenmek istediği o kadar çok şey var iken susmayı yeğlemişti.Her ne kadar susmak istemese de..
-''Ne o tatlım konuşamıyor musun?Aa tabi ya,o ilacı bende içsem sanırım ben de öyle olurdum;haklısın.''
-''B..benden ne istiyorsun?''
Zorda olsa konuşabilmişti Daisy..
-''Canını istiyorum!''
-''Ne!''
-''Sen sahip olduğum her şeyi elimden almak istedin,bu yüzden de sonuçlarına katlanacaksın..Şimdi burada uslu uslu dur,olur mu?''
Nina pis bir gülümsemeye bürünürken kapının kapanması ile Daisy'nin dünyasının bir anda kararması bir olmuştu..Nina'nın ona verdiği ilacın etkisi beyninin uyuşmasına sebep olurken Daisy ne düşüneceğini bile bilmiyordu..Gözleri kararmaya başlarken küçücük bir delikten gelen ışık beynini sarsıp büyük bir enkaz yaratmıştı kulaklarında..Ve bu seslerin arasına Nina'nın topuklu ayakkabıları da eklenmişti.Çekilmez bir hal alır iken Nina'nın ayakkabısından gelen'tak,tak' sesleri uzaklaşmış ve Daisy'nin biraz olsun kafası rahatlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
FantastikAyaklarım ani bir kuvvetin edasıyla duvardan sürüyerek yukarıya kaldırdığım da bedenimi,daha sert basabildim yere..gözlerim karanlığın siyahına bulanırken sırtımdan akan güven hissi,karanlığa meydan okumam için itti beni.. İlerledim..yolunu bilmediğ...