"Merhaba hanımefendi "
"Merhaba"
Emre barın köşesinde oturmuş, Volkan ile girdikleri iddanın sonucunu bekliyordu. Bir iki kadeh bir şey içmeye geldikleri bu mekanda son iki haftadır her gün gelen bir kadın vardı. Hep takım elbise veya formal kıyafetler giyen bu kadın her gün sadece bir kadeh beyaz şarap içiyor, sonra da gidiyordu. Volkan'ın iki gün önce 'ben bu kadının numarasını alırım' demesiyle başlayan iddaa bu güne gelmişti. Bugün son gündü ve Volkan numarayı almak zorundaydı çünkü iddaa baya büyüktü. Kaybeden kazananın geçen ayki kredi kartı borcunu ödeyecekti.
Emre Volkan'ı ve kızı süzerken bu iş olmaz diye düşündü. Olursa da ödeyeceğinden çok Volkan'ın dilinden çekiniyordu. Üniversitenin ilk yılından beri tanıdığı bu adamın kendini övme konusunda azımsanamayacak bir yeteneği vardı. Allahı var Volkan yakışıklı bir adamdı ve bunun çok farkında oluşu çoğu zaman onu tahammül edilemeyecek kadar ukala yapıyordu.
Yanına elinde bir kartla sırıtarak gelen dostuna baktı. Kardeşim dediği adamı çok iyi tanıyordu. Bu bakış 'numarayı aldım bakışıydı'. Emin olmak için sordu.
"Ee, sonuç?"
"Sonuç; 0546 725..."
Volkanın okuduğu numarayı karşılıklı attıkları kahkahalardan sonlandırmış ardından bir şeyler daha içmişler, sarhoş olmasalar da hafif çakırkeyf iken gitmeye karar vermişlerdi. Arabaları olmadığından dışarıda taksinin birine atlayıp evlerin dağılmışlardı.
Emre; sabah alarmın sesiyle uyandığında başının ağrıdığını gözünü açar açmaz hissetti, buna rağmen hızlıca yataktan kalkıp geniş banyosuna gitti, gece uykulu ve yorgundu, banyo yapmadan kendini direk yatağına atmıştı.
Ilık bir dış alırken bugün işte yapacaklarını aklındaydı. Avukattı Emre. Volkanla ortak bir bürosu vardı. Normal bu işe yeni başlayan bir avukat ne kadar kazanıyorsa, o da o kadar kazanıyordu. Zaten sahip oldukları, babasından geliyordu. Onun yolladıklarından yani. Duştan çıkıp belinde havluyla yatak odasına girdi. Eline telefonla gelen mesajlara bakıyordu ki bankadan dün gece oldukça yüklü miktarın hesabından çektiğine dair mesajı görünce aklına gelen ilk şey "dolandırıldım" oldu çünkü dün böyle bir alışveriş yapmamıştı ama gecenin bir noktasında telefonundan ödediği Volkan'ın kredi kartı borcu aklına geldi. Bu olamazdı, Volkan daha ayın bitmesine iki ay varken bu kadar para harcadıysa ofisleri 1 yılı görmeden batardı.
Hemen telefonun sarılıp; Volkan'ı aradı.
"Kardeşim bana lütfen her ay bu kadar para harcamadığını söyle."
Volkan kahkahayla karışık;
"Harcamıyorum tabi, sadece bu ay kredi kartımı Leyla'ya vermek gibi bir gaflete düştüm, daha doğrusu salonda cüzdanımı bırakmak gibi. Geri kalanını tahmin edersin."
"O hesap ne peki, Leyla kendine kıyafet değil de konfeksiyon atölyesi mi aldı?"
"Valla ne aldı bilmiyorum ama iddiayı teklif eden sendin, öldürücü yakışıklılığıma rağmen bir kadını etkileyemeyeceğimi söyleyerek bana sen savaş açtın, böylesine can alıcı olmak benim suçum mu, ben ne yapayım?"
Emre homurdansa da saklayamadığı bir gülümsemeyle;
"Telefonu kapat mesela Volkan, büroda görüşeceğiz seninle"
Kapanan telefonla gülümsemesi hafifçe silinmiş ve ne yapacağını düşünmeye başlamıştı.Ofisten güzel kazansalarda o parayla şu an yaşadığı hayatı yaşayamayacağından, babası ona hala aylık para yolluyor ve faturalarını ödüyordu. Buna rağmen Murat Bey'in aylık yolladığıyla kendi kazandığını da birleştirse dahi dün gece yüzünden parasının çoğunu harcamıştı ve daha ayın bitmesine 2 hafta vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Şansımsın
RomanceSonunun ne olacağını bilmeden ailesinin zoruyla bir yola çıkarılan ürkek bir kızla bir küçücük bir yalanı çığ gibi büyüyen,ailesine söylediği yalanın mahçubiyetiyle ezilen bir erkeğin yolları nasıl kesişir ki? Bu hikaye kadere inanmayanları yeniden...