Bölüm 4

282 12 0
                                    

                                   4 Mart 1526/Kış

Hever'a gitmek için hazırlanıyordum.Agabeyim George bırakacaktı beni.

"Tatlı prensesim,birgün kraliçe olursan beni unutmayacaksın değil mi?" Dedi George atına binerken.Oysa ben  coktan atıma binmiştim.

"Unutacagım en son kişi sensin George.İnan bana seni Mary'den bile fazla seviyorum." 

"Göreceğiz Annie." Dedi şirince.Ve yola çıktık.

***

2 gün sonra Hever'a döndüğümüzde bizi Boleyn büyükannem karşıladı ve Mary'nin oğlu Henry.Henüz bir yaşına bile girmemişti.Onu görünce direkt Mary ve Henry'nin oğlu olduğu aklıma geldi ve tiksinmeye başladım.Catherine iki yaşlarındaydı ve o annesinin yanında kalıyordu ama Henry başkaydı o erkek çocuğuydu ve annesiyle kalamazdı.

Boleyn büyükanne bizim için muhteşem bir ziyafet hazırlamıştı.Tavuklar,karidesler,domuz etli çorba,Geyik eti.Boleyn büyükannem ağzının tadıni biliyordu.Ben hepsinden ćok küćük parçalar halinde yedim.George domuz etli çorba ve geyik etinden yedi.Boleyn büyükanneyse...Ah o zaten masadaki her şeyi midesine indirdi.

Şafak vaktine kadar uyuyamadım durmadan kralı düşünüyordum.Acaba o da bu saatte benim yüzümden uyuyamamış mıydı?Ya da mışıl mışıl uyumuştu yeni metresiyle beraber.Boleyn büyükannemin ayak seslerini duyduktan sonra hemen yatağıma girip uyuyormuş gibi görünmeye çaliştîm ellerini şaklatarak beni uyandırdı.

"Seni uykucu Leydim.Masaya teşrif edemez misiniz?" 

Hemen kalkıp uykudan mahrummuş gibi gözlerimi ovuşturdum ve masaya geçtim.Hiçbir şey yemek istemiyordum.

"Yemeğini ye,güçsüz kalmamalısın." Diyerek bana Bıldırcın yumurtasi verdi.

Zorla yedim ama hiç keyfim yoktu.Odama doğru yöneldim ve...

***

"Anne,Anne aç gözlerini."

"Tanrı aşkına zavalli kızkardeşim!"

"Leydim size birazdan sıcak sarap getireceğim."

"Neyi var torunumun?"

Gözlerimi araladım başımda bir ağırlık hissediyordum."George,ne oldu bana?" 

George göğsünde hac isâreti yaptı.

"Tanrıya şükür uyandın.Bayılmışsın.Hekimler üzüntüden bitap düştüģünü söylediler ve kral..."

Yataktan hemen doģruldum,bana verilen sıcak saraptan bir yudum aldım."Kral ne? Beni saraya mı çağırttı?"

"Onunda sırası gelecek ama sana kraliyetin en değerli beş mücevherini yolladı."

"Ne?" Şasırmıştım ama kolay bir av olmayacaktım.Bizzat kendi gelip alacaktı beni.Ben onun metresi değildim.

"Geri gönder.Leydi Anne'in,kırık kalbini mücevherler dolduramaz de."

"Bunu yapamam."

"Yap George yalvarırım."

"Hayır ona gònderdiği hediyelerden hoşnut kaldığını belirten bir mektup yazacağım"

"George hayır!Anlamıyorsun beni metresi yerine koyuyor.Bu kadar kolay avlanamam.Anlamıyor musun beni?!" 

"Anne..."

"Hayır!" Çığlık attığım anda Boleyn büyükanne bana sertçe baktı.

"Agabeyine karşı bu kadar kaba olamazsın Anne."

Onu dinlemedim "George...Yalvarırım." ona bebek gibi bakmaya başladım.

"Yapma,tamam bu bakışa katlanamıyorum gel buraya." Dedi ve bana sarıldı hep beraber gülmeye başladık.

Biraz kendimi iyi gissedince George'nin odasına gittim.

"Krala mektup yazmanı istiyorum benim adıma George."

"Tamam söyle." Dedi ve hemen eline Kaz tüyünü ve kagıdı aldı.

"Sevgili Majesteleri Kral Henry,  diye başla." Dedim.Aģabeyim dediklerimi yazıyordu.

"Gönderdiğiniz hediyelere layık olacak unvana sahip değilim." George'nin eli titredi.

"Anne...Abartma."

"George,lütfen sadece dediklerimi yaz olur mu?" 

Tamam dercesine memnuniyetsizce başını salladı ve devam ettim.

"Sizin muhteşem hediyelerinizi kabul edemem  ve size yalvarıyorum..." gözyaşlarına boģuldum.George masadan kalkıp yanıma geldi."Sakin ol Anne,bunu yapmak zorunda değilsin." Dedi ve bana sarıldı.Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim."Hayır,yapacağım!" Dediğim anda George tekrar masaya geçip dediklerimi yazmak için sözlerimi beklemeye başladı.

"Size yalvarıyorum haddimi aştığım için beni bağışlayın."

"İşte bu onayladığım tek cümle." Dedi George ve yazmaya devam etti.

"Sevgilerimle,ilginizi ve sevginizi haketmeyen Anne Boleyn." 

"Tamam yazdım,bitti." Dedi George gülümseyerek ve yazdıgı mektubu ulak Thomas'a uzattı."Saray'a gidecek.Krala."

"Emredersiniz lordum." Dedi ulak ve mektubu aldıktan sonra reverans yapıp gitti.

***

Hever'da olan günlerim daima çok sıkıcı geçti.George,saraydan çağrıldı ve gitmek zorunda kaldı.Yine tek başıma kalmıştım ama direnmeliydim çünkü ben asil ailelerin kırmalarıydım Annem bir Howard'dı ve babamda bir Boleyn.Dolayısıyla,çabuk pes etmek kanımda yoktu.

Her sabah Mary'nin oğlu Henry'nin çığlıklarıyla uyanıyor,yarım yamalak bir seyler deyişini sıkıcı bir şekilde dinlemek zorunda kalıyordum.Bebekleri sevdiğim söylenemezdi,daima sinir bozucu olurlar ve rahat bozuculardır.Hizmetçilerime onu yanıma getirmemeleri için yalvarır pozisyonuna bile gelebilirim.Ne kadar sinir bozucu olsa da bir o kadar tatlı bir bebek ve nasıl olsa da benim yeğenim.Soğuk bir akşam,üşüyorum.George gittikten sonra sevgi veni terketti ve kral da tabii.Gözkapaklarım ağırlaşıyor sanırım...



Boleyn'in İktidarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin