Bölüm 7

231 13 0
                                    

16 Nisan 1527/İLKBAHAR

Henry,Ocak ayında Kraliçeyle boşanacağını ilan etti.Halktan büyük tepkiler geldi,Londra'da isyan başladı ve benim adıma hakaretler yağdı.Nihayet asık suratlı Kardinal Wolsey bu isyanı biraz durdurdu da ben de kral da rahat ettik.Kraliçenin nedimesi olarak birkaç aydır görevlerimi aksattığım için onun odasına gittim.Kraliće,soğuk ve solgun bir suratla beni karşıladı.

"Bayan Boleyn,hoşgeldiniz." Dedi buz gibi bir sesle.

Önünde abartılı bir reverans yapmadım,sözlerine devam etti."Tanrının kutsal baģıyla bağlanmış karı kocayı ayırmak ićin ugraştığınızı görebiliyorum Leydim.Tanrı tarafından lanetlenmiş olan belkide ben deģil sizsinizdir?"

"Kimin lanetlenip lanetlenmediği önemli değil.Kral beni seçti efendim ve benle evlenecek.Ona oğlanlar doģuracağım." Dedim ve ekledim."Saģlıklıyım,düzenli olarak adet görüyorum,genç bir kizım önemli olan da bu."

"Herkesin bir ahı vardır leydim ve insanların kalplerini kırıp mutluluklarını bozanları yalvararak yüce Tanrı'ya bırakıyorum." Dedi ve göğsünde hac işareti yaptı.Katherine umrumda değildi,acısı olan her kadın gibi o da saćmalıyordu bana göre.Odada birkać bahar hazırlığı yapıp işlerimi bitirdikten sonra Henry'nin yanına geri döndüm.

"Onaylamıyor!Lanet olsun,onaylamıyorlar!Wolsey kardinallerle görüşüyor, Papa'yı Katherine'nin yeģeni İspanya kralı Charles kaçırdı ve Katherine boşanmak istemediğini söyleyip duruyor!"

"Tanrı aşkına!Gerekće olarak bakire olmadığını ve soyunun devamı için erkek çocuğa ihtiyaç olduğunu söylemedin mi?"

"Söyledim!Bugün yine onu mahkememe çıkartacağım.Benim istediğim sekilde yargılanacak."

"Bende orada olmak istiyorum."

"Hayır Anne,sana izlemen için küçük ve gizli bir oda verebilirim ama orada olamazsın.Tepkileri ustüne ćekersin ve yine sana hakaret ederler."

"Ne yapacakları umrumda değil ben sadece ne olup bittiğini kendi kulaklarımla duymak istiyorum."

"Wolsey'ye söyleyeceğim seni o odaya götürecek."

Başımla onayladım.Kapı calındı ve Kardinal içeri girdi.

"Majesteleri." Dedi.

"Söyle Wolsey."Wolsey gözleriyle beni isaret etti.

"Sizinle özel olarak konuşmam gerekiyor majesteleri." Dedi hâlâ gözleriyle beni isaret ederek.

Henry ona baktı ve daha sonra kahkaha patlattı."Leydi Anne Boleyn'den çekinmene gerek yok.Onun yanındayken rahat olabilirsin."

Kardinal başıyla Henry'i onayladı ve sòze başladı."Kraliçe mahkemeye gelmeyeceğini duyuruyor.Kendisinin sizin tek gerçek eşi olduğunu ve Tanrı'nın kutsal baģıyla bağlandığınızı,bu bağın kimse tarafından,hele ki bir fahişe tarafından bozulamayacağını söylüyor."Dedi 'fahise' derken öyle bir tısladı ki bunu farketmemek güçtü.

"Git ve Kraliçeye söyle,eğer bu mahkemeye katılmazsa onu manastıra kapatacağım ve orada boşansak da boşanmasak da kalmak zorunda kalacak!" Diye kükredi kardinale."Sen bu işi beceremiyorsun Wolsey!Ondan boşanacağım ve sen de bunu en erken zamanda bitireceksin yoksa yeşil avluda seni de sallandırırım!" Dedi ve adamın yakasını ćekiştirdi.

"Deniyorum majesteleri.Elimden ne geldiyse yaptım.Bazı kardinaller kabul ederken diğerlerinin fikri uyuşmuyor ayrıca Imparator Charles Papa'yı rehin almışken nasıl kabul ettirebiliriz ki?"

"Sana 'boşanmak istiyorum' dedim!Ben İngiltere Kralıyım yapacaģım işleri neden Papa'ya sormak zorunda kalıyorum?!"

Kardinal başını egmekten başka bir sey yapmadı.Kral eliyle ona ćıkması için işaret edince her ikimizin önünde yerlere kadar reverans yaptı ve gitti.

"Kraliçe Katherine'le Imparator Charles arasında teyze-yeğen anlaşması olabilir mi bu?Belki de Papa'yı kaçırmak onların ortak planlarıydı.Charles,Katherine'e mektup gönderiyor olamaz mı?" Dedim.

Biraz düşündü sonra beni odada bırakıp dışarı fırladı.

***

Nihayet Henry içeri girdi,sinirli görünüyordu benim soru sormama fırsat vermeyip anlatmaya başladı."Yanına gittim,Bana tek söylediği Tanrıyla alakalı sözler ayrıca yeģeninin durumunu bildiğini söyledi ama yardım ettiğini reddediyor.Dış görünüşünden Tanrı'ya bağlı bir kadın ama içi sinsi bir yüz taşıyor.İnsanları diniyle büyülüyor.İnsanlar onun arkasında olursa beni alt edebileceğini düsünüyor!"

"Öyle de zaten.İnsanlar onun arkasında ve biz hiçbir şey yapamıyoruz.Sen sözde Kralsın ama elin kolun bağlandı.Papanın kararını beklemek zorunda kalıyorsun ve o da Charles'ın esiri!" Dedim istemeden sesimi yükselterek.

"Anne,inan bana ne yapacaģımı bilmiyorum."

"Özür dilerim,söylememem gereken şeyler söyledim."

"Ah hayır Anne." Dedi ve gelip ellerimi tuttu."Ben daima birbirimizle her konuda açık ve dürüst olarak konuşmamızı istiyorum.Bence bu aşkın tanımı."

Ona sarıldım ve başımı omzuna koydum.

***

Dayım aile toplantısında bizi biraraya topladı.George yanımda oturuyor,Mary kocasının ölüm acısıyla beraber sarsılmış bir şekilde karşımda dikiliyordu.

"Anne,haberler ne durumda?" Dedi dayım herzamanki gibi söze ilk başlayan olarak.

"Kral bir dediģimi iki etmiyor.Kraliçe'den iyice bıkmış durumda,boşanmalarını onaylatamdığı için Wolsey'yi sućluyor."

"Bu iyi bir haber.Wolsey'den de kurtulabiliriz demek oluyor.Bu sıkıntılı süreçte Wolsey'ye karşı onu yavaş yavaş dolduruşa getirmelisin.Aile düşmanımız Wolsey'nin de vakti dolmaya başladı."

"Dayı,peki ya boşanamazlarsa?"

"Her şey sana baģlı Anne,unutma.Kral'ı öyle bir kıvama getir ki boşanmak için kiliseyi yıkmayı bile göze alsın.Senin yükselişin bizim de yükselişimiz demek.Tahtı ele gećirdiğimizde bu sarayın en güçlü ailesi olacağız.Her neyse.Toplantı bitmiştir dağılabilirsiniz." Dedi ve ben de odadan çıktım.George'un odasına gittik ve şarap içtik Mary de bizimleydi.

"Hadi ama Mary,üzülme.Ben kraliçe olduğumda seni daha soylu biriyle evlendiririm." Dedim umursamazca.

"Önemli olan soy değil Anne,sen aşktan ne anlarsın."dedi bana buz gibi bir ifadeyle.

"Peki ya sen ne anlarsın? Bir zamanlar müstakbel kocamla beraber fingirdeşirken kendi kocan umrunda mıydı?Şimdi bana aşktan bahsetme.Hiç değilse Henry bana aşık ve ben de ona aşığım ve yakında kraliçe olacağim."

"Bu kadar gaddar nasıl olabilirsin anlamıyorum Anne."

"Mary,eğer bu dünyada gaddar olmazsan en ufak bir sarsıntıda yıkılırsın.Şimdi anlıyor musun beni?"

"Kendinden başka kimseyi düşünmüyorsun sen Anne."

"Ne demek kendimden başka kimseyi düşünmüyorum?Ailemize dolu dolu ünvanlar bahşettim.Bizi yücelttim,seni Whiltshire Kontu'nun kızı yaptım.Bana minnettar olman

Boleyn'in İktidarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin