Final ∞

6.1K 450 173
                                    

Veda zamanı geldiğine göre sanırım tek bir şey söyleyebileceğim; Sarang sarang Ve unutmadan bir şey daha, ❝Kaisoo reel ❞
        
                                  ●●
        
"Odasın da mı?"

  İçeri girdiğimizde bizi kapıda karşılayan Baek'e sordu Chanyeol. Kısa bir an beni süzsede başıyla onayladı. Ben merdivenleri yöneleceğim sırada beni kolumdan yakaladı.

"Bana kızgın olduğunu biliyorum ama senden tek bir şey isteyeceğim. Jongin'i daha fazla üzme."

Onu başımla onaylayıp tutuşundan kurtuldum. Onu üzmek bende istemiyordum ama üzülmemek elde değildi. Bende üzülüyordum. Merdivenleri tırmanırken derin bir nefes aldım. Bu yapacağımız konuşmanın nasıl sonuçlanacağını bilmiyordum. Ve bu beni çok tedirgin ediyordu.

Odanın kapısına geldiğimde bir süre öylece dikildim. İlk girdiğimde ne diyecektim? Nasıl başlayacaktım? Onun kalbini kırdıktan sonra artık konuşmak çok daha zor olacaktı.

  Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olması bir duvara çarpmışım gibi hissettirmişti. Afallayarak gözlerimi kapıda gezdirdim.

"Jongin?"

Titrek çıkan sesim güçsüz olduğumu gösteriyordu. Ve beni duyduğuna emin olsamda, kapıyı açmadı. "Konuşmak istiyorum. Lütfen." Alnımı kapıya yaslayıp yalvardım. "Jongin?" Bir kez daha seslendiğimde hemen ardından duyduğum tıkırtıyla yavaşça geri çekilip kapının altındaki boşluğa baktım. Ayaklarının gölgesi kapının önünde beklerken kalbimdeki sızı daha da hissedilir olmuştu. Bayılacakmış gibiydim. Heyecandan ölecektim sanki. Bana kapıyı açmasını bekledim ama o orada dikilmeye devam etti.

"Lütfen."

Fısıltım kapıya çarptığında başımı bir kez daha ahşap kapıya yasladım. "Jongin seninle konuşmaya ihtiyacım var." Derin bir nefes alırken buğulanan gözlerimi yumdum.

"Affetme sırası sende."

Hıçkırığını duyduğumda dudağımı dişledim. Onu yine ağlatıyordum. Yine ve yine. "Kapıyı aç." dedim net bir sesle. Onu teselli etmem için bunu yapmalıydı. "Kendimi sana affettirmem için Jongin, lütfen." Kilit sesini duymamla kapıdan çekildim.

Kapı kolunu kavrayıp yavaşça indirdim. Araladığım kapıdan içeri girdiğimde aynı yerinde, kapının arkasında dikiliyordu. Titreyen dudaklarını ısırarak engelleyeme çalışırken, yaşları çenesine birikmişti. "Özür dilerim." diye fısıldadım kapıyı kapatırken. Burnunu çekip yüzünü kuruladı.

"Söylediklerim.. çok yanlıştı."

Ona dediklerimi hatırlamışçasına yüzünü buruşturup benden uzaklaşacakken onu yakaladım.

"Sinirliydim. Bu yüzden ağır konuştum Jongin. Sana haksızlık yaptığımı biliyorum. Bu seni suçlayabileceğim bir şey değil."

Gözleri beni bulduğunda titreşti. Dudaklarımı ıslatıp boştaki elimlede diğer kolunu kavradım.

"Ama korkuyorum. Biliyorum sende korkuyorsun. Hemde deli gibi."

Yavaşça beni başıyla onayladı. Gözleri aramıza düşerken utandığını anlayabiliyordum.

"Bu şey çok garip." diye fısıldadı.

"Öyle. Ne yapmam gerektiğini, seni bu korkudan nasıl kurtarabileceğimi bilmiyorum." Derin bir nefes alıp dudaklarından bıraktı.

"Bana.. aşık mısın?" Bunu sormak ne kadar garip olsada sormak zorundaydım. Ondan duymak zorundaydım.

"Çok."

Jongin and KyungsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin