-6-

100 16 2
                                    

Okular açıldı o yüzden yeni bölümler gecikirse lütfen anlayışa karşılayın. Vote sınırı koymayacağım çünkü vote vermiyorsunuz.
Bu gün Irmak kankamın doğum günü hepi börtdey!

O anda bana sırıtan yüzle sonra da çimenlerle karşılaştım.

Ediz'e gülümsedim sonra annemin arkasına dönme sesi geldi bende anneme döndüm.

Arkadan ise Ediz'in sesi geldi "Merhaba Ayça hanım nasılsınız?" diye sordu Ediz annemi nereden tanıyordu ki?

"İyiyim, asıl Ediz siz nasılsınız?"  dedi annem, bir ara bu konuyu Ediz'e  sormalıydım?

"İyiyiz Ayça abla bu arkadaşı kaydetmeyi mi geldiniz?" diye sordu ve benim saçımı karıştırdı. Bende hemen elerimi saçıma götürüp düzeltmeye çalıştım.

"Evet  Ediz'cim sen peki onu nerden tanıyorsun?" diye sordu annem haklı.

"Önce kafede sonra denizin kenarında karşılaştık" dedi ve Ediz ile ben aynı anda güldük sonra annem;

"Neyse görüşürüz Ediz'cim" dedi ve Ediz'e gülümsedi. Sonra annem arkasını döndü ve babama yetişmek içn adımlarını hızlandırdı bende yürümeye başladım.

Ediz'de yenımdan yürüyordu okul binasına girdiğimizde Ediz kulağıma eğildi ve "Birazdan zil çalacak ufaklık gitsem iyi olacak" dedi ve gülümsedi.
Ben de kafamla onu onayladım.

Sonradan okul koridordaki öğrencilerin arasına daldı ve ortadan yavaş yavaş kayboldu.
Ben de adımlarım hızlandırdım ve anneme babama yetiştim.

Babamlar asansöre bindi ben onların peşinden bindim. Asansör beyaz renklerin de çok hoş bir asansördü sonra dördüncü kata bastılar ve yukarı çıktık.

Yukarı vardığımızda asansörün kapısı açıldı önce babam sonra annem çıktı.

Sağa döndüler sağda üzerinde 'Müdür' yazan bir kapının önünde durdular.

Annem kapıyı iki defa tıklatı. İçeriden "Gelin" sesi geldi.
Önce ben sonra annem sonrada babam içeri girdik ve kapıyı kapattık.

Müdür siyah kısa saçlı, orta yaşlarda, cılız biriydi. Ama yüzünde genç bir gülümseme vardı sanki hiç yaşlanmamışdı doğduğundan beri o gülüş ordaydı sanki.

Annemle babam müdürüm karşısındaki koltuğa oturdular ben de onların çaprazındaki koltuğa oturdum.
Müdür konuşmaya başladı "Alev Dalkıran değil mi?" diye sordu bende ona gülümsedim!

Ne harika ama!

Orhan Babam benim yerime cevapladı "Daha değil yakında olacak" dedi o arada müdür defterine bir şeyler yazdı.

Sonra kafasını defterinden kaldırdı ve bana baktı.
" Tamam, Alev istersen bugün başlayabilirsin" dedi benim için iyi olurdu hiçbirşey kaçırmış olmazdım hemde.

" Evet iyi olur " dedim ve gülümsedim,
açıkçası gülümsemeye çalıştım.

"Tamam o zaman" dedi müdür. O arada annemler ayağa kalkmıştı.
Gidim müdürün elini sıktılar ve odadan çıktılar.
Odada müdür ile yanlızdık.

"Ben çıkıyorum on dakikaya bir öğrenci gelip sana okulu gezdirecek" dedi ve odadan çıktı.
5 dakika sonra müdür    arkasında Tuna ve bir çocukla girdi, çocuk uzun boylu, yapılı,koyu sarı saçlıydı.
Tuna'nın burnu kanıyordu,diğer çocuğunda kaşı kanıyordu.
Müdür onları çaprazımdaki koltuğa oturtu Tuna gözlerini gözlerime kitledi. Diğer çocukta bana bakıyordu sonra bana göz kırptı ve gülümsedi.

Tuna müdürün sesiyle müdüre döndü.
"Çocuklar bu kaç oldu?" diye onları azarladı müdür.

Öbür çocuk "Kaç olmuş?" dedi ve müdüre baktı bakışlarından meydan okuduğu anlaşılıyordu.

Müdür "Çık şu odadan! Kerem!" diye bağırdı çocuk yani Kerem ayağa kalktı ve çıktı çıkarken kapıyı çarpmayı ihmal etmedi tüm odadaki ölüm sesizliği kapı çarpıma sesiyle bozuldu.
Müdür derince iç çekti ve "Tuna Alev'e okulu gezdireceksin" dedi.

Tuna ofladı ve ayağa kalktı bende onla zorunlu olarak kalktım.

Odadan çıktığımızda koridordaki herkes bize bakıyordu.

Tuna "Ne bakıyorsunuz?" diye bağırdı sonrada yürümeye devam etti ve adımlarını hızlandırdı. Ona yetişmek için koşmalıydım.

Hızlı hızlı yürümeye yani koşmaya başladım.

Çoktan merdivenlerden inmiştik ve bir sınıfa doğru yürüyorduk.

Sınıfa girdiğimizde tüm konuşanlar sustu Tuna'dan neden bu kadar korkuyorlardı? Bana ve Tuna'ya bakmaya başladıkar sonra konuşmaya geri döndüler.

Tuna arka sıraya doğru yürümeye başladı arkada bir kızın yanına gidiyorduk.
Kıza gittiğimizde "Melisa Alev'e okulu gezdir" dedi ve Melisa'ya göz kırptı ve hızlı adımlarla sınıftan çıktı.

Melisa zayıf, ela gözlü, uçları mor olan sarı saçlı ve güzel bir kızdı.

Makyajı okul için abartılıydı bordo bir ruju, siyah bir göz makyajı vardı.

Üzerindekiler siyah göbeği açık bir büstiyer ve kısa bir şort giymişti takılarıda siyahtı ama onun üzerinde güzeldi ama yinede içimde ona karşı kötü bir his vardı.

"Beni takip et" dedi ayağa kalktı beni süzdü ve yürümeye başladı.
'Acaba bu kız gotik mi?' diye konuştu iç sesim.

Olabilirdi.

Sınıftan çıktık ve merdivenleden inmeye başladık. Aşağısı kantin gibiydi sağa döndü ve; "Burası kantin" dedi kantin sırası kocamandı anlaşılan yemekler güzel değildi.

"Şimdi sıraya gir ve arkadaş edin" dedi ve gitti.

Hadi ama!

Umut Köşesi (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin