-7-

98 13 5
                                    

Multimedya: Alara ve Bora

Sıraya girdim ve beklemeye başladım önümde sarışın bir kız vardı. Önünde de Kerem vardı.

Sıra önümdenki kıza geldiğinde kız karışık tost söyledi ve beklemeye başladı.

Bir anda kız Kerem'e ''Ne yapıyorsun sen?!'' diye bağırdı.

Kerem'de artist bir tavırla ''Sanane'' dedi ve gitti. Kızın elleri titremeye, gözleri dolmaya başladı. Anlaşılan sinir krizi geçiriyordu. Hemen kızın yanına gittim.

''İyimisin?!'' diye sordum açıkçası paniklemiştim.

Kız kekleyerek konuştu ''H-hayır il-a-a-cım n-n-erde?'' demeki hastalığı vardı. Ceplerini karıştırmaya başladı, cebinden bir paket düşürdü hemen eğilip aldım ve içinden bi ilaç çıkarıp onun soğuk havadaki yaprak gibi titreyen eline bıraktım.

Hemen ağzına attı ve yuttu. Titremesi yavaş yavaş dinmeye başlamıştı.

Onun ve benim tostumu alıp bir masaya oturduk.

Kız oturur oturmaz gülümsemeye başlamıştı, çok tatlı ama bu ben bunu yerim!!

''Ben Alara, sen?'' dedi.

''Bende Alev, daha demin niye Kerem'le tartıştın?'' diye hemen soruyu ortaya attım merakıma yenilmiştim, tostumdan bir ısırık aldım.

''Uyuz işte'' dedi ve tatlı gülümsemedi yüzüne daha çok yayıldı bu kıza kızmak bile imkansızdı.

Kızla biraz daha sohbet ettikten sonra, yanımıza bir erkek geldi uzun boylu, geniş omuzlu ve yakışıklı bir erkekti.

''Naber küçük fıstık'' dedi.

Alara ''İyiyim otursana Bora'' dedi Bora'yı ağzını yayarak söylemişti sonra ben, Bora ve Alara gülmeye başladık.

Bora yanıma oturdu ve bana bön bön bakmaya başladı.

''Bu Alev daha yeni gelmiş'' dedi Bora'ya Bora bana gülümsdi sonradan;

''Eee kızlar yemeğiniz bittiyse bahçeye çıkalım'' diye bir fikir attı ortaya. Tostlarımız bittiği için çıkabilirdik.

Başımla onayaldım ve Alara'ya baktım oda onaylayınca ayağa kalktım ve duvara çarpamamla yere düşmem bir oldu.

Kafamı kaldırdığıma Tuna'yı görmeyi beklemiyordum.

Tuna ''Siz bahçeye çıkın Alev'de birzden gelir'' dedi ve kafasıyla bit işaret verdi ve ikiside korkulu gözlerle yürümeye devam ettiler.

Tuna beni kolumdan tutarak kaldırdı ve arkasından sürüklemeye başladı.

Sonunda sesim çıkmıştı o da ''Bırak kolumu!'' olmuştu kolumu çekmeye çalıştım ama nasıl tutuyorsa bırakmadı. Hatta daha çok sıkmaya başladı.

Kulağıma doğru eğildi  ve ''Çaktırmadan beni takip et'' diye fısıldadı hayıt tısladı sonra hızlı adımlarala medivenlere ulaşığımızda.

Onun kolunu tutum ve yüzünü bana çevirdim her ne kadar zor olsa da  ''Napıyosun!?'' diye bağırdım ama fzla kişi duymadı.

''Şu çeneni kapat ve beni takip et'' dedi soğuk bir sesle. Merdivenleri çıkmaya başladık.

En üst kata vardığımızda iki tane ince ve karanlık merdivenlerden çıktık ve karşımızda camdan bir kapı vardı.

Kapıyıa açtığında gri bir gökyüzüyle karşılaştım. O içeri girdi bende onun arkasından dışarı çıktım. Ama anlamadığım şey?

Amacı neydi.

Dışarıda soğuk bir hava tenime çarptı. Tuna dahada ilerledi ve terasın sonunda durdu, eli arka cebine ulaştı ve bir sigara pakeri çıkardı. Bende yavaş adımlarla oun yanına doğru yürüyordum, paketten bir sigara çıkardı ve dudaklarının arasına yerleştirdi sonrada elindeki siyah çakmkla sigarayı yaktı.

Bende o anda yanına vardığıma, sigarasından uzun bir nefes çekti ve konuşmaya başladı;

''Kerem'den uzak dur.'' Ne bu şimdi bana emir mi veriyordu?

Ama ben bunun altında kalmam ''Bişey sorabilir miyim?'' diye sordum.

''Ne var çenesi düşük'' dedi ve daha deminki gibi sigarasından uzun bir nefes aldı.

''Ordan bakınca Melisa gibi mi gözüküyorum, senin emirlerine uymam ben!'' dedim ve hızlı bir şekilde ona arakamı döndüm. Tam hızlı adımlarla yürüyeceken parmakları kolumu kavradı.

Tek hareketiyle ona hızlıca önümü döndüm, onun kakolu kolusu benim kokuma karışacak kadar yankındık. Kalbim daha önce hiç yaşamadığı bu hızı yaşarken bir anda onun kahverengileri benim kestanelerime bakıyordu. Daha önce hiç bir zaman bir katille bu kadar yakın olmamıştım.

O an olan oldu ve yağmur çiselemeye başladı. Ondan uzak durmak istesemde beni kendi eksenine çekiyordu ve dünyası karanlıktı. Sigara kokulu nefesini bana üfledi ve kenime geldim.

Hemen beni tutan kolundan kurtulum sonradan onu ittirdim ve ''Sen ne yapyorsun pis katil!'' diye onu ittirdim.

Hemen merdivenlere doğru hızlı bir şekilde koşmaya balşadım. Merdivenlerden inerken hala kalbim eskisi gibi hızlıca atıyordu. Bir saniye ona'KATİL' demiştim.

Siktir!

Ne bok yedim şimdi ben! Sakin ol Alev ve aklılıca düşün.

Bahçe katına vardığımda önce lavaboya uğradım içer girdiğimde ilk işim içerisi boşmu diye konrtol etmek oldu ve sonrasında yüzümü yıkadım ve böyle ciddi anlara ayandaki ben ve gerçekteki olan konuşma başladı;

''Ben ona salak gibi katil dedim ve yüzde doksan anlamıştır, tamam Alev bu sefer gerçekten sıçtın acaba bu bok çukurundan nasıl çıkacaksın?'' dedim sonra aynaya baktım ve komuşmaya devam ettim. ''Belki ona duyularımın katili, iyliğim katili gibi birşey olduğunu söylersem belki inanırdı hadi bunla yüzde kırk ihtimal verelim diğer yüzde atmış nolacalk?'' bu konuşmamı bölen zil sesi ve içeri kızların doluşması oldu ders başlar ve okulun sürtükleri buraya dolar.

Arkada sarı saçlarıyla okulumuzun bir numaralı sürtüğünü gördüm. Hızlı adımlarla lavabodan çıktım derse yetişmem lazımdı. Hemen merdivenleri ikişer ikişer çıkıp 12-B'nin önünde durdum.

Daha hoca gelmemişti bende en arka sıranın bir önündeki cam kenarıa oturum. O arada yanıma Alara ve Bora geldi Bora ''Ne konuştu senle?'' diye sordu. 

Bende ''Gereksiz gereksiz saçmaladı işte'' dedim ve Alara bana garip garip baktı ve;

''Emin ol saçmalamıyordur vardır onun bi bildiği'' dedi ve oa nada içeri hoca girdi, Alara ve Bora yerlerine geçti.

Tam uyumak için sıraya kafamı koyduğum anda içeri birisi girdi bende kafamı kaldırdım.

Keşke kaldırmasaydım içeri Tuna girdi ve benim arkamdaki yerine oturdu. Bende kafamı sıraya yatırıp uyumaya çalıştım ama bu gün olanlar aklımdan çıkmıyordu.

Onbeş dadikadan sonra uykuya zor olsada dalmıştım.

Kafamı kaldırdığımda Alara ve Bora başımda dikiliyorları ve ara sıra beni didikliyorlardı. Kafamı kaldırmala kolumdaki post-iti gördüm.

Üzerinde "Katil ha? Peki prensesimiz beni neden katile benzeti?" yazıyordu ateş saçan gözlerle etrafa bakındım ve kapıya yaslanmış bir şekilde Tuna'yı gördüm bana sırıtıyordu.

Umut Köşesi (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin