Zarar-Part 4

322 34 15
                                    

Bobby'nin Ağzından

Clint'in bilinçsiz bedenine doğru sırıttım. Emin olmak için ona birkaç tekme attım ama hiç kıpırdamadı. Arkama döndüm. Kızı bana kızgın bir şekilde bakıyordu. Onun soluk yüzüne dokundum. Daha da şaşırmıştı. Sonra kafasını salladı ve elimi çekti.

"Acıklı. diye atıştım. Annene de babana da benzemiyorsun." diye sırıttım.

Sonra da ağlamaya başladı. Ben de güldüm. Daha sonra bir HYDRA ajanı geldi.

"Ajan Morse, esir hayatta mı?"diye sordu.

Başımı salladım. "Tabii eğer onu ölü istemiyorsanız."

"Zemo, ona panzehiri yakında vermeniz gerektiğini söyledi. Sadece zehirin işe yarayıp yaramayacağını öğrenmek istemiş."dedi görüş açımdan çıkmadan önce.

Kötü bir bakış attım. Neden sadece Clint'i öldüremiyorlardı ki?! Vücudunu sürükleyip bir sandalyeye yığdım. İnildedi. Cebimden panzehiri çıkardım ve baktım. Garip bir kırmızı rengi vardı. İç çektim ve koluna enjekte ettim. Tekrar ellerini bağladım ve öbür taraftaki sandalyeye oturdum.

Bir süre sonra öksürmeye başladı. Kızı da anlamaya başlamış gibi duruyordu. Sandalyemden kalktım ve ona doğru yürüdüm.

"Uyan."dedim.

Tekrar öksürdü ve gözlerini biraz açtı.

"Uggh, Bobby?!"dedi.

"Şanslısın ki seni iyileştirdim."diye atıştım.

Soğukça güldü. "Beni iyileştirdin çünkü hala bana karşı birşeyler hissediyorsun."

Olduğum yerde dondum. Cevabını bilmiyordum. "Yaptım çünkü o bana verilmiş bir emirdi."

"Benim tanıdığım Bobby...emirleri çok iyi yerine getirmez."diye iç çekti.

Tısladım. Silahımı çıkarıp başına doğrulttum.

"Birşey daha söylersen başının içinde bir mermiyle bitirirsin."

Hiç kıpırdamadı ve sadece oturdu. Sırıttım ve silahımı kılıfına geri koydum.

-İki gün sonra-

İneli bayağı oluyordu. Depoda Clint'in bedenine bakıyordum. Zar zor nefes alıyordu. Bir önceki gn inmiştik ve o zamandan beri işkence ediyorduk. Kızını da bir odaya kilitledik. Onu sorguya alıyorduk ama hiçbir şey söylemiyordu.

"Sana tekrar soruyorum. SHIELD HYDRA için ne planlıyor?"diye sordum.

Bana baktı ve omuz silkti. Yalancı ona tekme attım. Tısladı ve zorlukla nefes aldı.

"Dur."diye soludu.

"Sadece söylersen dururum."

Kafasını salladı.

"Sana söyledim, hiçbir şey bilmiyorum. Fury bana hiçbir şey söylemedi."Yalancı tekrar tekme attım. Bildiğini çok iyi biliyordum. Çok kolay yalan söylerdi ve insanlar bundan hiç şüphe duymazdı. Acıyla bağırdı.

"Dur."diye soludu tekrar. Asla vazgeçmeyeceğini biliyordum. Başka bir şey düşünmeliydim. Sonra aklıma kızı geldi.

"Bana söylemezsen Barton, kızın acayip derecede sorun yaşar."diye homurdandım.

Dondu. "Jane'den uzak dur!"dedi. Sırıttım.

"Söyle."

İç çekti. SHIELD, HYDRA'nın Rusya'daki yerini bombalamayı planlıyor. Eğer işe yaramazsa bazı SHIELD ajanları gönderecekmişiz."

Bunun bu kadar olmadığını biliyordum.

"Ya HYDRA SHIELD'a saldırırsa?"diye sordum.

"SHIELD hazır olacaktır. Eğer onları da bitirirseniz Yenilmezleri çağıracağız."

Gülümsedim. "Bizimle iş birliği yaptığın için teşekkürler."dedi ve kabaca dudaklarını öptüm. Bir şekilde beni itecek kadar kuvvetliydi. Kötü kötü baktım.

"Kötü Clint."diye sırıttım ve jileti çıkardım. Vücuduna toktum, o da acıyla bağırdı. Sonra durdum ve depodan çıktım.

Geç kaldığı için özür dilerim. Okul vs. şeylerden dolayı çeviremedim ama bir sonraki bölümü de bu akşam yayınlamayaı düşünüyorum. Daha sonraki kısa hikaye ise programıma göre altısında gelecek. Onu da geciktirmemeye çalışırım. Umarım beğenmişsinizdir. 


Clintasha One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin