Clintasha One Shots

Av-Part 1

Clint'in Ağzından

Odamda sıkıntıyla iç çektim. Kalkıp dolabıma baktım. Okum ve ok kılıfım orada duruyordu. Onları aldım. Belki çalışmak biraz zaman öldürebilirdi. SHIELD odamdan çıktım ve çalışma odasına girdim. Bazı ajanlar bana selam verdi ama sonra biri beni itti. Yukarıya baktığımda bunun Josh Coulsvy olduğunu anladım. Bana karşı bir siniri vardı. Ona bir şey yaptığımdan değil. Kıskanıyordu çünkü Fury'nin en iyi ajanı bendim ve Natasha benimle çıkıyordu. Kalkmaya başladım.

"Aaa, biri yere düşmüş. Özür dilerim okçu çocuk."

Diğer iki ajanla birlikte benimle alay ettiler. Fury bunun olacağını biliyordu ama bu işle uğraşmıyordu. Kendi başımın çaresine balabileceğimi düşünüyordu.

"Sorun yok. Aslında...var!"onları yere düşürürken güldüm.

Birkaç seyirci izledi ve güldüler. Çalışma odasına yürümeye devam ettim. Birkaç ok attım ve hepsi de tam ortaya geldi. Sonra Coulsvy ve ekibi geldi.

"Neden sadece beni yalnız bırakmıyorsunuz?"diye iç çektim.

"Çünkü senin canını yakmak eğlenceli."dedi ve bunu söyledikten hemen sonra bana vurmaya başladılar.

İlk önce Josh gelip beni ittirmeye çalıştı ama ben onu yayımla durdurdum ve ona tekme attım. Öbür ikisiyse korkudan kaçmaya başladılar. Bir ok aldım ve yayımı Josh'a doğrulttum. Korkmaya başladı.

"Bana zarar vermezsin, değil mi Clint?"diye sordu.

"Dikkat et, ben uzman suikastçiyim."oku serbest bırakmadan önce sırıttım.

Gözlerini yumdu ve darbenin gelmesini bekledi. Ama asla ona gelmedi. Aslında geldi ama tişörtüne denk geldi. Sonrada uzaklaşmaya başladı. Okumu alıp ok kılıfına koyarken sırıttım. Daha sonra birinin iç çekişini duydum. Arkama baktım ve bu Tasha'ydı.

"Clint...Fury sana bu konuda ne demişti.?"diye iç çekti.

Yanıma geldi ve koluma hafifçe vurdu.

"A-ama onlar başlattı."dedim ve surat astım.

Tekrar iç çekti.

"Fury'nin sana içtiyacı var."

"Birilerinin başı dertte."diye alay etti Josh.

"Kapa çeneni."dedim dışarı çıkarken. Fury'nin kapısını çaldım ve içeri girdim. Sandalyesinde arkası dönük bir biçimde oturuyordu.

"Başım yine dertte mi?"diye sordum.

"Hem evet, hem de hayır Barton, seni buraya çağırmamın sebebi Stark'ın senin için yeni bir oyuncağı olması."dedi sandalyesinde dönerken.

Rahatlayarak iç çektim.

"Yeni bir oyuncak mı?"

Aslında biraz heyecanlanmaya başlamıştım. Stark'la çok görüştüğümüz söylenemez.

"Sadece Stark kulesine git. O sana açıklar."

Kapıdan çıkmadan önce kafamı salladım. Natasha dışarıda bekliyordu.

"Eee?"dedi gülümserken.

"Önemli birşey değilmiş. Stark'ın benim için yeni bir oyuncağı varmış."diye güldüm.

"Bu biraz ilginç."dedi ve bana bir öpücük verdi.

Evet. Yine ben. Sizi beklettiğim için çok özür dilerim ama hazır boş bir zamanımdayken şu bölümü tamamlayayım dedim. Sizi gerçekten çok özledim. Bu arada 500'e yakınız. Büyük ihtimalle bu bölümden sonra 500'ü buluruz. 

Bildiğiniz üzere okul başladı ve ben sabah akşam demeden çalışıyorum. Hep aklımdasınız ama neredeyse hiç boş zamanım olmuyor. Unutmayın ki bu kitapı hiç bırakmayacağım. En azından köşede bir yerde bulunsun sizin için. 

Umarım beğenmişsinizdir. Yeni bölümü en kısa zamanda paylaşmaya çalışacağım. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum...