27. İlk Aşk

2.3K 206 10
                                    


Sehun, annesi, babası ve beş yaşındaki kendine bakıyordu şimdi. Deniz kenarında bir yerdeydiler. Annesi yere serdiği kırmızı kareli bir örtünün üzerinde oturuyor ve bir kutudan çeşitli sandviçler çıkarıyordu. Sejin elindeki topu havaya kaldırdı.

"Çok ilginç bir oyuncak, değil mi Hunnie? Televizyonda gördüğüm kadarıyla sanırım şu şekilde..."

Topu yere koyarak ayağıyla topu yerdeyken ittirdi.

"Evet, aynen... Hunnie karşımda dur ve sana yolladığım topu aynı şekilde bana geri gönder tamam mı?"

Sehun sesli bir şekilde iç çekti ve gözlerini devirerek Sejin'e baktı.

"Baba bu da nereden çıktı şimdi?"

Sejin bir yandan gülümserken bir elini de ensesine atarak ovuşturdu ve sonra tekrar Sehun'a baktı.

"Şey... Şu gazete denen kâğıtlarda yazıyordu. Tatillerde baba oğlun en çok oynadığı oyunmuş bu."

Sejin'in yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldığında Sehun'da huysuzluk yapmayı bırakmıştı çoktan. Neşeli bir şekilde kıkırdadı.

"Ah, peki tamam. İstediğin gibi olsun."

Sehun'un sözleri üzerine Sejin gülümseyerek yerdeki topa ilerledi ve hafif bir vuruşla Sehun'a yolladı. Fakat küçük çocuk top daha ona ulaşmadan rüzgârdan bile hızlı hareket ederek topa koştu ve ona vurdu. Aşırı güç kullanımından top havalandığı gibi ileride ki ağaçlara doğru yol almıştı.

"Yah! Sehun, sana insanların oyunu bu dedim dimi? Hızını ve gücünü sınırlaman gerekiyordu."

Sehun gözlerini Sejin'den kaçırırken kollarını ne yapayım dercesine havaya kaldırmıştı. Çok tatlı görünüyordu. Sejin ona bıyık altından gülerken, o konuştu.

"Üzgünüm baba."

Sehun bu sefer babasına inat ağır adımlarla topun gittiği yöne doğru yürüyordu.
Fakat daha fazla ilerleyemeden Sejin onu durdurdu.

"Minah! Oğlumuzu al ve hemen buradan ayrıl."

Bakışları çok sert ve sesi bir o kadar keskindi ki küçük Sehun titremişti ve gözleri korkuyla büyümüştü. Onu bir anda kucaklayan annesinin sıcaklığını hissettiğinde hala babasına bakıyordu.

"Sen olmadan hiçbir yere gitmeyeceğiz sevgilim. Hep birlikte, hemen!"

Minah kucağında Sehun'la birlikte kocasının bir kolunu tutmuş ve tüm ciddiyetiyle gözlerine bakmıştı. En sonunda Sejin onu onayladı ve üçü birlikte hızla hareket etmeye başladılar.

Aynı yerde duran Sehun ise başını çevirerek ağaçlık alandan çıkan bir kurt sürüsüyle karşı karşıya gelmişti. Çok kalabalıklardı ve çok hızlı. Babasının alnını öpüp geride kaldığı anı gördüğün de elleri ile yüzünü kapadı. Tüm vücudu titremeye başlamıştı. Bu anının devamını artık çok iyi hatırlıyordu. İçini tarif edilemez bir öfke kaplarken o anları tekrar yaşamak istememişti. Elleri hala gözlerini kapatırken sesler de birden duruldu. Hafifçe gözünü açtığında başka bir anıya geçmiş olduğunu gördü.

On yaşlarında olmalıydı. Tek başına küçük bir evin önünde duruyor ve düşünceli görünüyordu. Ardından evin kapısı açıldı ve dışarı birisi çıktı.

"Hunnie, yemek hazır. Burada ne yapıyorsun böyle?"

Karşısında gördüğü kişinin siyah saçları rüzgarda ahenkle hareket ederken Sehun koşarak ona sarıldı. Siyah saçlı kişinin elleri Sehun'un ipek saçlarını okşamaya başlamıştı. Dizlerinin üstüne çöküp boylarını ve eşitledi ve ona daha sıkı sarıldı.

Noblesse [HunHan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin