Elime son kez aldım kâğıt kalemi, bu sana son mektubum baba. Postacı son bir kez haber getirecek benden sana. Belki de getirmeyecek. Belki ben şizofrenin tekiyim ve olmayan babama mektup yazıyorum. Şimdi elimde bir sigara var, bugün çok içtim
Peki neden içtim biliyor musun baba. Beni orada o kuytu yerde bir başıma bıraktığına bir daha lanet ederek içiyorum. İnsanlara bu hakkı sen verdin. Onların her gün kalbimi kırmalarına beni orada bıraktığın gün sen o hakkı onlara tanıdında keşke ben seni hiç tanımasaymışım be babam! Son kez bu kalp seninle dolu. Bu mektubumda seni ne kadar özlediğimi veya sevdiğimi yazmayacağım.
Bu kaçıncı mektubum acaba? Dur ben söyleyeyim 98. Mektubum. Acaba kaç tanesini açıp okudun? Veya kaç tanesine cevap yazdın ama postacıya veremedin? Kaç tanesine sulu gözlerle baktın? Dur onu da ben söyleyeyim(!) hiç. Hiç birisini açıp bakmadın bile değil mi?
Artık değiştim ben. Artık etrafımda babasız diyenleri takmıyorum. Seni de takmadığım gibi. Hani ben de bir resmin vardı ya. Ahh artık yok. Bu mektup diğerlerine benzemiyor değil mi? Her gece yıktın, öldürdün beni baba. Söylesene ne zaman hafızamdan tamamen çıkacaksın?
Ama böylesi de iyi oldu aslında. Serbest, kendi halinde, ikizi ve annesiyle yaşayan bir kızım. Biliyomusun şu an üzülmüyorum baba, gülüyorum. Bu acıların getirdiği mutlusuzluğu seviyorum. Artık bir ölüsünü sen hatıralarımda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Bebek
RomanceBirbirinden çok çok farklı iki kız. Partinson hastalığı olan bir oğlan. Geçmişinin bedelini ağır ödeyen bir kız