Sabah uyandığımda Talha karşımdaydı. Hemen kalktım. Korkmuştum tabi biraz da. Gülünce ben de küçük bir tebessüm ettim. Üzerimi değiştireceğim için işaret verdim. O da anladığını belli ederek dışarıya çıktı. Hemen dolabı açtım ve üzerimi giyindim. Okul çantamı da aldıktan sonra kahvaltı için aşağı indim.
Talha oturmuş beni bekliyordu. Hemen bir tost alıp gidelim işareti yaptım. Ayakkabımı giydikten sonra beraber yola koyulduk .Yürürürken hiç kimse konuşmamıştı. Tabi ben istesemde konuşamıyordum o başka. Okula geldiğimizde her şey normaldi. Önce kantine gittik bir sıcak çikolata alıp oturdum. Talha bir satranç takımı getirdi. Masaya koydu. Oynayacağımızı anlamıştım. Talha bir kağıda "eğer ben kazanırsam merdivenleri 4 erli ineceksin " dedi. Güldüm. Kağıdı aldım ve "eğer ben kazanırsam bir gün Yüsrayla ilgileneceksin" yazdım. İlk yüzünü buruştursada sonra tamam dedi. Yaklaşık 50 dakika sonra yarışı Talha kazandı. "Okul çıkişında " diye kağıda yazarak diğer arkadaşlarının yanına gitti. Bundan kolay ne olabilirdiki.
9 ders sonra dersler bitti. Talhayla sınıftan çıkıp merdivenlere doğru yürüdük. Çok kalabalıktı. İlk merdivende atladım. Tam ikinciyi atlarken biri elini önümde sallayıp dikkatimi dağıttı ve en son yere çakıldığımı anladım. Gerisi karanlık...
BUĞRANIN DİLİNDEN
Merdivenlerden iniyordum. Evra saçma salak hareketlerle merdivenden iniyordu. Bu kızın derdi neydi. O günden sonra onunla hiç konuşmadım. Buna yüzüm yoktu. Ona tecavüz etmiştim. Sonrada onu gizlice evine götürüp yatağına yatırmıştım. Hiçbir şey anlamadı. O hayatını normalce sürdürürken ben vicdan azabından kavurdum. Ben böyle değildim. Ben acımasızdım, kötüydüm. Ona çektirdiğim işkenceler karşısında ağlamamişti bile. Bu kız başkaydı.
En son merdiveni inerken bir çığlık tufanı koptu. Arkamı döndüğümde Evra yerde yatıyordu. Koştum ve kucağıma aldım. Koşmaya başladım Talha denen arkadaşı peşimden geliyordu. Adamlarını onu durdurmasını söyledim. Adamlar Talhayı tutarken Evrayı arabanın arka koltuğuna yatırdım ve hastaneye sürdüm.
Yaklaşık bir saattir doktordan haber gelmesini bekliyordum. Ne olmuş olabilirdi ki. Kapının açıldığını gördüm. Hemen oraya gittim. Doktor elinde raporlarla bana bakıyordu.
"Dua edin bebeğe bir şey olmamış. Ucuz yırttık. Anne iyi ama çok iyi beslenmesi gerek yoksa bebeği kaybedebiliriz. " dedi. Allah aşkına ne diyordu bu adam.
"Anlamadım ne bebeği"
"Ahh özür dilerim yoksa haberiniz yokmuydu ? Eşiniz 1 haftalık hamile"
"Eşim mi? Hamile mi?
"Evet hamile"
"Ki kimden yani çocuk kimden"
"DNA yapıp öğrenebiliriz"
"Ta tamam"
Ne diyordu bu doktor. Ben babamıydım. Allah kahretsin her şeyi mahvettim. Ne yapacaktım ben. Bittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Bebek
RomanceBirbirinden çok çok farklı iki kız. Partinson hastalığı olan bir oğlan. Geçmişinin bedelini ağır ödeyen bir kız