Sabah uyanınca odamın içindeydim. Yaşadıklarımı ilk rüya sandım. Kalktım. Pencereye doğru yürüdüm. Perdeyi açtım. Işık odama hüzmedince tüm enerjimi aldı. Üzerimi giyinip (multimedya) aşağıya indim. Kimse yoktu, kahvaltımı edip dışarıya çıktım. Okula doğru yürürken Talhayla karşılaştım. Günaydın dedi. Başımı salladım. Okula gelince direk sınıfa gittim.
Buğra hiç yüzüme bakmıyordu. Ama neden. Tüm derslerin sonunda Piruzeyle karşılaştım. Eve geldik. Direk odama gittim. Telefonuma gelen mesajla irkildim. Talha "dünkü sözünü unutamadım" dedi. Ahh yine bu konu. Artık zamanı geldi. "Bekliyorum" diye mesaj attım. On dakika sonra geldi. Direk kutuyu oradan çıkardı. Mektupları eline aldı ve okumaya başladı.
Yaklaşık 12 tane okuduktan sonra bana baktı. Önceden hazırladığım kağıdı ona verdim. Kâğıtta şunlar yazıyordu:
"Babam! Kendisi hayatımı cehenneme çeviren kişi. Ama artık yok. Yanı yıllar önce yoktu ama ben onu hep yanımda bildim. Bizi bi sürtük yüzüne terk etti. Gittiği günü dün gibi hatırlıyorum. Bir tek ben vardım yanında. Elime bi bıçak verdi. Seni üzenlere bununla bi imza at ki seni hiç unutmasınlar dedi. Sonra o kadınla bindi otobüse gitti. Ben oracıkta kaldım taki polis amcalar gelene kadar. Biliyomusun iyileşme oranım yüksek. Ama ben istemiyorum. Tüm bu kötülüklerden uzaklaşmak duymamak benim için daha iyi. Böyle iyi yanı" yazıyordu. Okudu ve sarıldım. Sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koca Bebek
RomanceBirbirinden çok çok farklı iki kız. Partinson hastalığı olan bir oğlan. Geçmişinin bedelini ağır ödeyen bir kız