Arkadaşlar özür dileriz. Bölüm biraz gecikti. Bu sefer sizi fazla tutmuyoruz hemen bölümü okuyun hadi hadi hadi...
Multide"Buğraaa!! Seni aptal yaratık. Düşte kıçın kırılsın. Yanında o simidimsi şeyle gezde havan batsın inşallah." Diye çığırdım. Gerizekalı yaaa. Resmen zürafa gibi boyunuda hesaba katarsak ne kadar yukardan beni aşağı bıraktı. "Gerizekalı gel buraya. Hem düşür, hem kaç. Lann Buğra. Yürüyen ego!" Banyonun kapısının önünde beliren Buğra'yla sinirli bakışlarımı suratıma yerleştirdim dicem. Gerek bile duymadım. Bu manyağı ne zaman görsem şalterlerim atıyo zaten. "Kaldır beni şurdan." Diye cırladım. "Valla Hazalcım can güvenliğimin güvende olduğundan emin değilim. Tabi kimse süper yakışıklı, kasların babası, karizmanın ağası Buğra Seçkin, mutasyona uğramış bi insan çeşidi tarafından öldürüldü diye manşetlere atılan başlıkları görmek istemez o yüzden bence sen orda çok iyisin." Demesiyle son seviyeye ulaşan sinirim gerçekten o manşetlere atılan başlıklarla rahatlıcak gibiydi. Düşünün öyle bi sinir, Buğra'yı parçalayacak kadar. Tıslarcasına konuşmaya başladım. "Beni hemen şimdi kaldırmazsan eğer, o manşetlere o başlıklar atılacak Buğra. Bugün olmasa bile belki yarın belki yarından da yakın bi zamanda hemde."
"Hmm bi düşünelim. Ee sonuçta kendimide korumaya almam lazım. Sen beni parçalamıcana söz ver bende karşılık olarak ejderhanla yattığını, şalları vücuduna kıyafet yapıp anormal makyajlar yaptığını hatta o haldeki fotoğraflarının.." Deyip bekledi ve cebinden bi flash çıkardı. Ohaaa şimdi sıçtın Hazal. "..Şuan elimde tuttuğum, asıl yeri dolabının arkasındaki kutunun içinde sana olmayan pantolonun arka cebi olan bu flash ın içinde olduğunu da göz önünde tutarak tabiki tekrar soruyorum sence can güvenliğim şimdi de daha da bi güvende değil mi?" Dediğinde ağzım açık yohumıno bakışlarımla Buğra'ya bakıyodum. Ciddi olamazdı dimi. O flash ı bulabilmesi için benim günlüğümü okuması gerekirdi ki diğer elindeki defterde bunu gayet iyi kanıtlıyodu. Ve sen Buğra Seçkin o elindeki şeyleri ben ele geçirdikten sonra ölümlerden ölüm beğeniceksin. Ama önce suyuna yok lan ne suyu, huyuna gitmem lazım. "Buğracıımmm, canımcım, yakışıklı seni, kaslara bak maşallah, canım benim hadi kaldır beni valla parçalamıcam söz. Hem ben öyle şeyler yapar mıyım? Ben masum, uslu bi kız çocuğuyum lütfen." Diyip yavru köpek bakışları attım. Allah ım işe yarasın nolur nolur nolur. Pis bi sırıtış yollayıp elindeki flash ı pantolonun ön tarafından içeri.. He yok daha neler lann sen ki sen Buğra Seçkin napıyon? Günlüğüde tişörtünün altından pantalonun arka tarafına sıkıştırdı. "Şaka mı yapıyon lan? Benim onlar yalnız. Orana burana koyuyon ama. Hem sen ne pis bişeysin ya." Diye bağırdım. Pardon duyamadım gibisinden bi bakış attı işte anladınız siz onu. Hani şöyle havalı havalı hayırdır dermiş bakışı. Neyse lan attı bi bakış işte. Tabi ben aldım o sizin anlamadığınız mesajı. "Yok yaa en temiz insansın şu dünyada. Ohh eminim günlük ve flash da eski yerlerinden daha rahattırlar şuanda. Böyle pantolonun arasında falan. Cidden bak. Ama artık kaldır yalvarırım. Bi taraflarım işlemiyo şuan valla kalkamıyorum." Diye yalvardım. O pis sırıtışı suratından silmeden gelip bi elini bacağımın altından bi elinide koltuk altımdan geçirdi ve bi hamlede kucağına aldı. "Az ye az. Şişmişsin resmen. Zor kaldırdım." Cevap verme gereği bile duymadan. "Heee hee, ondan ondan" gibi bi anlam ifade eden saçma bi ergen tavrı takındım. Gözlerini devirdi ve salonun koltuğuna usulca bıraktı beni. Bi an içinde olsa herşeyi unutturmuştu bana. Babamın dedikleri, annemin.. Sahi annem çekip gitmişti ama nereye gitmişti. "Buğraaaaaa!" Diye cırladım. "Ne var lan?" Diye mahalle de kendini kabadayı modern tabirle mafya babası sanan tiplere benzemişti. "Git o beni bulduğun odanın sağında solunda bi yerinde telefonum olcaktı. Getir bana."
"Emredersiniz Hazal Hanım. Başka bi emriniz." Aldığım cevaba karşılık sinsice sırıttım. Laf ağızdan bi kere çıkar diye ne de güzel söylemiş atalarımız.
"Hmm bi düşünelim. Başka bi emrim. Heh evet buldum. İlk olarak flash ı ve defteri alıyım. Sonra da git mutfağa bana meyve salatası hazırla." Dedim. Değişikimsi bi bakış yolladı bana valla bu sefer bende çözemedim. "İnşallah canım inşallah deyip." Oturduğu tekli koltuğa daha da yayıldı. "Peki sen bilirsin. Bende senin sırf okuldaki bi kezbana aşık olduğun için geldiğini yılmaz morgül gibi estetik ameliyatları yaparak bu hale geldiğini falan zırvalarım ve eminim ki okul senin gibi yeni birine değil, okullarının sahibine inanacaktır ve böylelikle Buğra Seçkinin havası başlamadan bitmiş olur." Diye tehdit ettim ama bu gerizekalı gülmeye başladı. "Telefonumu nerden bulduğunu bilmediğim kızların ben okuldan selin, ben okuldan ceren bu gece buluşalım mı tarzı sorularına bakarsak belkide havam çoktan yayılmıştır ha?" Dediğinde ağzım bi karış açıldı. Yuhistan yani daha kaç gün oldu? "Kapa ağzını bırak sineği ben sığıcam nerdeyse!" Dediğinde kendime gelip ağzımı kapadım ve gözlerimi devirdim. Sılık şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Şans
ChickLitSırlarla dolu bir hayatın içinde, yarın ne olacağını bilmeden yaşarken; hayatın önlerine attığı engeller sırları açığa çıkarır. Peki bu sırlar gün yüzüne çıktığında herşey eskisi gibi olabilecek mi?