Arkadaşlar öncelikle çok özür dileriz. Teog sebebiyle yeni bölümü yazamadık. Ama önceki bölümde de belirttiğimiz gibi bundan sonra haftada bir bölüm yayımlayacağız. ☺️😄
Multimedia: Hazal'ın baloda giydikleri.
-----------------Kalbimi adadığım kişinin beni bu hale getirmesinin üzerinden tam bir hafta geçmişti. O gün onları o halde gördükten sonra hemen eve gittim. Şile'deki yazlığımızın anahtarlarını alıp kimseye haber vermeden yola çıktım. Yazlığa vardığımda kendimi yatağa atmıştım. Şimdi yanımda telefonum, aburcuburlarım ve içeceklerimle film izliyordum. Ağladığım kısmını atlamıyoruz tabi.. Utku'ya inanamıyordum. Onu ne kadar sevdiğimi bilirken nasıl böyle birşey yaptı. Tam bu sırada telefonum çaldı. Arayana baktığımda Burcu'yu görünce hiç şaşırmadım.Zaten bir haftadır saat başı arıyorlar.Telefon hala çalıyordu. Bir ara sustuğunda derin bir ohh çektim. Çünkü böyle giderse dayanamayıp açıcaktım.Telefon yine çalmaya başlayınca artık dayanamadım açtım.Açmamla Burcu'nun çığlık atması bir oldu.
+İnanmıyorum sonunda açtın.
-Ne oldu Burcu?
+Neredesin kızım sen? 1 haftadır yoksun.
-Burcu lütfen söylemeyeceğim. Hepiniz buraya toplanıcaksınız. Biliyorum ve benim şu anda kafa dinlemeye ihtiyacım var.
+Ya kanka nolur söyle herkes çok merak etti ve zaten daha ne kadar orada kalıcaksın? Dersleri geçtim 2 gün sonra 25. Yıl Balo'su var.Bu benim tamamen aklımdan çıkmıştı. Ama hiç taktığım söylenemez.Özellikle o ortamda Utku'da olucaksa asla!
-Burcu benim o baloya gelmeyeceğimi biliyorsun. O yüzden görüşürüz. Mümkünde 1 hafta daha kimse aramasın, mesaj atmasın.
+Kankeytom okulun sahibi olduğuna göre gelmesi gereken ilk kişi sensin.Ben bunu niye hiç düşünemedim? Nefret ediyorum. Tamam bazen okulun sahibi olmak iyi oluyor fakat şu anda normal okul öğrencilerinden olsam ne olurdu sanki!?
-2 gün sonra dediğine göre 2 gün daha telefon, aburcubur ve filmlerle depresyonuma devam edebilirim.
+Kanka tamam 2 gün daha devam et ama lütfen nerede olduğunu söyle en azından sadece ben biliyim.
-Burcu başka birisine söylersen geri döndüğümde bütün posterlerini, dergilerini yırtarım.
Evet galiba bu onun için en etkili tehditti çünkü dergilere ve posterlere aşırı bağımlıydı.+ Tamam abla valla kimseye söylemem.
Şu durumda bile güldürüyo ya gerçekten arabaya atlayıp gidesim vardı. Özledim zaten..
-Bizim Şiledeki yazlıktayım.
+ Tamam karşim.
Dedi ve telefonu kapattı.Bende film izlemeye devam ettim. Bir ara yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı. Her ne kadar göz kapaklarımla savaşsamda onlar kazandı ve kendimi uykuya bıraktım.
-----------
Duyduğum tıkırtılarla hemen gözlerimi açtım. Adım seleri geliyordu. Korkuyla ayağa kalktım.Etrafta kendimi savunabileceğim birşeyler ararken sehpanın arasındaki vazoyu gördüm.Televizyondaki film bittiği için ekran siyahtı. Neyseki ışık yapmıyordu. Hırsız mıdır artık kimse şu tıkırtıları çıkartan sanırım beni uyanık sanıp ilk bu odaya girmesi en son isteyeceğim şey.Parmak uçlarımda odadan çıktım. Yavaşça dış kapının oraya doğrı yürümeye başladım. Duvarın kenarına saklanıp tam vazoyu vurmak için kaldırmıştım ki biri elimi tuttu. Vazo bir anda yere düştü. Tabi ben direk çığlığı bastım.Bir anda ışıklar açıldığında gördüğüm kişiyle ağzım "o" şeklini aldı.Bu Utku'ydu. Hemen elimi çekip kapıyı gösterdim"Git buradan" dedim. O sanki gel demişim gibi bana bir adım attı."Hazal" dedi.Tekrar "Git buradan" diye bağırdım.
+ Hazal beni dinlemelisin.
- Neyi dinleyeceğim söylesene. O kıza niye sarıldığını? Kulağına neler fısıldadığını? Benimle çıkarken aslında beni nasıl kandırdığını mı anlatıcaksın? Söyle neyi anlatıcaksın?
Artık gözyaşlarımı tutamıyordum. Yavaşça bana yaklaştı. Elleriyle yüzümü tuttu. Göz yaşlarımı silmeye başladı. O sildikçe bir yenisi alıyordu yerini. Ama o başka kıza değen elleriyle bana değmesini istemiyordum. Omuzlarında ittirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Şans
Chick-LitSırlarla dolu bir hayatın içinde, yarın ne olacağını bilmeden yaşarken; hayatın önlerine attığı engeller sırları açığa çıkarır. Peki bu sırlar gün yüzüne çıktığında herşey eskisi gibi olabilecek mi?