Koskocaman bir ara ama iki katı kadar bir bölümle selamlar🙄🙄 gerçekten şöyle bi baktımda ne kadar çok zaman geçmiş. Bizde bunu telafi edelim diye kafa kafaya verip, normal bölümlerimizin iki katı bölüm yazdık🙈🙆🏼 gerçekten çok uğraşıldı bölümün üzerinde. Kaç gecedir uyumuyoruz yazabilmek için. Ama bence bunca şeyin sonucunda güzel birşeyler çıktı. Gecenin bir yarısı bitirdiğimiz bölümü okumaya var mısınız? Ama ondan önce yeni karakterimiz Mertle tanışmaya hazır olun..😇😇veee tabiki vote-yorumları unutmuyoruzzz millet değil mi?😁😁😁
Multide Mert Karan - Daniel Sharman😍😍
Bölüm şarkısı Pera - Sevdiğim Kadın🎧🎤(multide var)Hadi hadi okuyun artık ben heyecan yaptım😂😂🙈
__________
Hayat çoğu zaman istemediğimiz şeylerle karşımıza gelir. Bu tıpkı şunun gibidir. Birini sevip, sevgilisi olduğunu öğrenmek. Birşeyi çok isteyip, bir türlü elde edememek. Ve belkide en kötüsü onca şeyi hayal edip hayallerinin bir hiç uğruna darmaduman olması gibi. Ama en kötüsünü ben şuan anlamıştım.
Bütün dünyayı karşınıza alıp sırtınızı yasladığınız kişinin mezarına bakmak. Sanki dayanağınız olan tek birşey varken biri gelmiş ve paramparça etmişti. O mezar taşında yazanlara inanmak istemiyor insan. O taştaki ismi kazısanız herşey düzelicek gibi geliyor. "Neden?" Diye mırıldandım. Buğrayla polisler konuşurken duymuştum. İntihar olduğunu, bütün delillerin buna çıktığını söylemişlerdi.
İntihar..
Benim annem beni bu dünyada bilerek yalnız bırakmıştı öyle mi? İnanmak istemiyordu insan. Kalbiniz bu durumu hızla elinin tersiyle iterken, mantığınız gerçekler bu kabullen diye fısıldıyordu size. Ve bir süre sonra bazı şeyler o kadar gerçekçi geliyordu ki ister istemez fısıltılara boyun eğiyordunuz.
Babamla kavgasından sonra evden çıkarken benden özür dileyerek gitmişti annem. Belkide başından beri aklındaydı intihar. O gün olanlarda bardağı taşıran son damlaydı. Benden özür dileyip, beni o babalığını bilmeyen adamın yaptıkları için bir başıma bırakmıştı. "Neden?" Diye bağırdım bu sefer sesim öncekine göre daha fazla çıkmıştı. Benliğimi ele geçiren sinir dalgasıyla bağırmaya devam ettim. "Neden hee neden? O adam için değer miydi anne? Söylesene değer miydi? Beni yalnız bıraktın. Anne değer miydi? Kalk ordan. Kalk ve birşey söyle anne." Yağmur sanki beni anladığını göstermek istercesine hızını arttırdı. Heryerim sırılsıklamdı. Yerde oturduğum için çamur olmuştu zaten üstüm başım.
"Özür dilerken bu yüzden mi dilendin anne? Beni lanet olası dünyada yalnız başıma bıraktığın için gitmeden evvel söylediğin 2 kelimeyle seni affedeceğimi mi düşündün?"Gerçekten düşünmüş müydü? Özür dilemek birine yanlışlıkla çarptığımızda yapılcak birşeydi değil mi? Bi insanı bilerek acı çektirdiğimizde denilcek birşey değildi. Veya annemin yaptığı gibi kızını hiçe sayıp bu hayatı terkederken değil. Gözyaşlarım akmaya devam ederken yağmuru ne kadar sevdiğimi bir kez daha hatırladım. Benden istemsiz akan gözyaşlarımı saklamama yardım ettiği için.
"Hazal!"Duyduğum sesle belime kolların sarılması bir oldu. Sanki bu kolları hissetmek istiyormuşçasına ağlamam daha da şiddetlendi. Aldığım nefesin dahi yetmediğini düşünüyordum. Sanki içime çektiğimde akciğerlerime ulaştırılmıyordu nefesim. Tıpkı düşüncelerim gibi boşlukta kayboluyordu.
"Hadi güzelim kalk hasta olucaksın."
Bu sesin sahibini tanıyordum. Gecenin bi saati burada olması saçmaydı. Gelmemeliydi. Evet azda olsa rahatlatıyor olabilirdi ama ben istemiyordum ki rahatlamak. Sorgulamam gereken bunca şey varken rahatça aldığım bi nefesin dahi saçma olduğunu düşünüyordum.
"Lütfen Buğra azıcık daha buna ihtiyacım var. İçimdeki boşluğu biraz olsun doldurmaya ihtiyacım var. Bazı şeyleri sorgulamaya ihtiyacım var."diye mırıldandım.
"Gel gidelim eve. Konuşuruz herşeyi. Beceremem teselli vermeyi ama çabalarım yemin ediyorum." Dediğinde bi ağlamam şiddetlendi sanki dahası olabilirmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Şans
ChickLitSırlarla dolu bir hayatın içinde, yarın ne olacağını bilmeden yaşarken; hayatın önlerine attığı engeller sırları açığa çıkarır. Peki bu sırlar gün yüzüne çıktığında herşey eskisi gibi olabilecek mi?