Bu bölümü mutlujelibon a ithaf ediyoruz. Bölüm hakkındaki açıklama en sonda 😄😘
Çalar saatimin sesiyle gözlerimi açtım. Saat 10 gibi orada olmamız gerektiği için 8'e alarm kurmuştum. Sürünerek yataktan kalktım ve banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından aklıma valizimi hazırlamadığım geldi. Lanet olsun. Hemen odama girip iç çamaşırlarımı, kot şortumu ve bol tişörtümü giydim. Aşağı fırlayıp yardımcımız Melike abladan valiz istedim. Vee benim süper hiper Melike ablam valizimi hazırlamış. Bundan da yırttım ya..Yukarı çıkıp valizi aldım ve aşağı indirdim. Telefonum çalıyordu. Açıp kulağıma götürdüm. Burcu otobüsün okuldan kalkacağını ve 9.30'da beni alacaklarını söyledi. Kahvaltı masasına oturdum. Annem" Günaydın canım." dedi. Bende " Günaydın annem." dedim. Hemen kahvaltımı yaptım. Saate baktım. 9.30 dakik çocuk. Anneme sarıldım. Bavulumu, kol çantamı ve telefonumu alıp evden çıktım. Annem arkadan " iyi eğlenceler" diye bağırdı. Annemle Melike ablaya el salladım. Melike abla arkamızdan su döktü. Allah'ım ya sanki gurbet ellere gidiyoz. Arabaya binip kendi kendime gözlerimi devirdim. Çağlarlarla naber,iyiyim,sendenli? Konuşmamızdan sonra camdan dışarıya seyretmeye başladım.
Okula gelince bagajdan valizleri alıp binaya doğru ilerledik. Beden eğitimi öğretmeni bizi karşıladı ve arka bahçeye geçmemizi, otobüslerin orada olduğunu söyledi. Arka bahçeye geçip valizleri otobüse yerleştirmesi için şoföre verdik. Yolda yemek içn yanımıza aldığımız atıştırmalık ve suları orobüsün içine koyduk.
Otobüste en arkada oturuyorduk. Normalde en arka için kavga olur ama biz okulun cool kidsleri olduğumuz için en arka hep bizim. Beden hocası gelip bize kampta neler yapılacağını kısaca anlatmaya başladı. Kamp yeri şehir merkezine çok uzak değilmiş. Otel gibi büyük biryer varmış. Ormanlık alandaymış.Orada kalacakmışız. Bi dakika lan kampta çadırda kalınmıyo muydu? Neyse işime gelir şimdi çadırda kalsak bir sürü dert. Yok çadırın önü açık kalır götün donar yok böcek girer çığıra çığıra dışarı kaçarsın. En azından otelde bunlar yok ve en önemlisi yemek. Yemek olmassa olmaz tamamm mı?? Neyse daha fazla saçmalamadan konuşmasını bitiren beden hocasına döndüm. Bize istersek uyuyabileceğimiz, yolun 1 saat süreceğini söyledi. Çağlar hemen yayıldı koltuğa horul horul uyumaya başladı. Burcu'yla birbirimize bakıp güldük. Burcu "Ben soyutlanıyorum." deyince müzik dinleyeceğini anladım. Bende telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp şarkı dinlemeye başladım.
Kulaklığı çıkarıp gerçek dünyaya döndüğümde Çağlar'ın uyanmış Burcu'yla dedikodu yaptığını gördüm. Allah'ım bu çocuk beni öldürecek ama gülmekten seviyom şebeği. Burculara dönüp "Dedikodunuz bittiyse birşeyler yiyebilir miyiz? Acıktım." dedim. Çağlar'da " Hep açsın zaten sen dur bi Melisa Emre'yi nasıl aldatmış onu anlatıyım."dedi. Kafamı arkaya atıp gülmeye başladım. Burcu "Tamam sen al şunları biz sana katılırız." dedi. Bende " O biraz zor cınım" deyip önüme döndüm. Birşeyler atıştırıp en son da su içtim. Şoför " Geldiiiğk, herkes dışarıığııı valizleri unutmayın" diye bağırınca aşağı inip valizlerimizi aldık. Beden hocasının yanına gidip oda numaralarımızı öğrendik. Yukarı çıkarken Ataşehir Koleji'nden öğrencileri gördüm ve tabiki Buğra'yı...
Ama yanında bir kız vardı. Sevgilisi mi acaba yaaa? Aman Hazal boşver sanane kızım.Buğra birisinin ona dik dik baktığını -yani beni- farkedip bana baktı. Sırıtıp göz kırptı önüme döndüm ve asansöre bindim. Burcu Çağlarla " Kesin olacak bu iş" diye konuşuyolardı. Gözlerimi devirdim.
Bizim odanın kata gelince asansörden indik. Ben Burcu'yla kalıyordum. Çağlar'da tanımadığım biriyle kalıyordu. Burcu'yla odaya yerleştik. Aşağıda saat 12.30' da öğle yemeği varmış. Şu an saat 11.30'du. Yani daha 1 saatimiz var. Burcu oteli gezelim dedi bende onayladım. Beden hocasının dediği gibi büyük bir oteldi ama gezecek pek bir yer olmadığı için daha fazla odada takılmıştık. Çağlar da bize öğlen yemekte görüşürüz dediği için rahattık.
Biraz daha oyalandıktan sonra saat 12.30 olmuştu. Burcu'yla birlikte yemekhaneye gittik. Açık büfe sunulan yemeklerden doldurduktan sonra oturup tıkınmaya başladık. Yemeği bitirp kafamı kaldırdığımda Simge'yle göz göze geldim. Çok pis bakıyordu. Yeminle mal bu kız ya . Ne zoru var benimle anlamıyorum ki. Burcu'ya birşey söylemek için sağıma döndüğümde Simge'nin soğuk bakışlarının nedenini anladım. Buğra bu tarafa bakıyordu. Simge galiba yine erkek tavlama peşinde olduğu için bu pek hoşuna gitmemiş olsa gerek. Sırf Simge'ye gıcıklık olsun diye Buğra'ya dönüp gözlerine bakarak gülümsedim.Buğra bana göz kırpınca Simge sinirli adımlar ve çatık kaşlarla dışarı çıktı.
Zaferle p*ç smile yaparak dışarı çıktık. Burcu " Ee napıyoruz" diye sordu. Tam o sırada inek tipli bir öğrenci gelip diş teli olduğu için lama gibi tüküre tüküre " Arka tarafta çay bahçesi gibi bir yer varmış. Orada toplanıyoruz.Yarın ki gezi hakkında açıklama yapılacakmış. Ondan sonra isteyenler yüzmeye gidebilirmiş." Çağlar ellerini yüzüne sürüp ima dolu bir ses tonuyla "Şükür Elhamdülillah yüzmeye gerek kalmadı" dedi. Biz Burcu'yla kıkırdayınca çocuk suratını asıp bizden uzaklaştı. Ben " Acaba ayıp mı oldu?" deyince Burcu " Aman bize ne! Çocuk fıskiye gibi sularken acaba ayıp olur mu? diye soruyosun alemsin gerçekten." Omuz silkip masadan kalktım onlarda hemen peşimden kalktı. Beraber çay bahçesinin o tarafa gittik. Harikaydı ortada küçük bi süs havuzu vardı. Etrafına masalar konulmuştu. Etrafına da masalar konulmuştu. Gidip boş bir nasaya oturduk. Beden hocasının sesiyle herkes o tarafa odaklandı. "Arkadaşlar bugün içn gezi planlamadık. Herkes yerleşebilsin diye. Yarın yakınlarda bir trekking alanı varmış oraya gidicez. O yüzden herkes sabah 9'da hazır bir şekilde otoparkta olsun." 9 ne ya 9 ne sanki köyün horozuyuz arkadaş. Burcu da içim okumuşçasına konuşmaya başladı. "9 mu dedi o yanlış duydum dimi?" Burcu'ya " Malasef karşiim" bakışlarımı attım. Oflayarak arkasına yaslandı. Bende bu sırada yine Simge sorunlusuyla göz göze geldim. Yemekte ona attığım gülüşü şimdi o bana atıyordu. Noldu ki acaba? Neyse yakında çıkar kokusu. Burcu" Hadi kalkın yüzmeye gidelim" dedi. Tamam diyip ayaklandık. Yürürken tama Çağlar'a birşey soracaktım ki aniden birinin ittirmesiyle havaya göre göt donduracak soğukluktaki havuza düştüm. Bu ne lan valla dışarsı 35 derece su resmen 5 derece naptılar buz mu attılar... Yüzeye çıkıp derin bir nefes aldım. Al dedim ben kokusu çıkar diye bunu yapan şu anda resmen anırarak gülen Simge'ydi. Ukalaca konuşmaya başladı." havuza kadar yorulma diye yaptım hep senin iyiliğin için." dedi. Bende "Bittin sen Simge" diye bağırmaya başladım. Tam havuzdan çıkacaktım ki farkettiğim şeyle tekrar havuza atladım. Herkes oynayan öküz görmüş gibi bakıyordu. Ama umrumda değildi. Şu an içine atlet giymediğime pişman olmuştum. Resmen herşey full hd ortada. "Hadi tut şu elimide çık şu havuzdan." diye birses duyunca kafamı kaldırdım. Buğra elini uzatmış bana bakıyordu. "Yok olmaz iyi böyle." dedim ve dediğim anda içimden kendime bir küfür savurdum. İyi böyle ne ya valla Hazal iyice uçtun sen soğuk su kafa yaptı herhalde. Buğra'nın sesiyle düşüncelerden ayrıldım. " Manyak mısın kızım sen çık hadi şuradan" oflayarak " Hayır sen git hatta herkes gitsin Burcu beni çıkartır" dedim. Burcu'ya dönüp umut dolu bakışlarımı attım. Öpücük yollayıp arkasını döndü ve yürümeye başladı." Pislik misin kızım sen gel buraya Burcuuuuuuuuu" ooo hanımfendi hiç tınlamadı.Buğra " Sanırım bana kaldın" deyince "Hiçte bile gidin sizi ben çıkcam." dedim. Buğra bu sefer "Herkes çıksın" diye kükredi. Yeminle ben bile korktum. Herkes hızlıca buraya terk edince Buğra bana döndü. "Oldu mu Küçük Hanım herkes çıktı artık sizde şu havuzdan çıkar mısınıız?" Olumsuz anlamda kafamı salladım sonra Buğra'ya "Birşey sorabilir miyim?" Dedim. "Söyle başbelası" diye karşılık verdi. "Pardon ama sen salak falan mısın? Sende git ben çıkarım. Buldun beni faydalancan mı?" Oha lan ben bunu dışımdan mı söyledim.Buğra kahkaha atmaya başladı." Anladım ben seni hodrimeydan durumu o yüzden çıkmıyosum. Merak etme bakmam ben hadi çık artık."dedi. Utançtan kızardığımı hissediyordum. Buğra'ya "Söz mü cidden eğer bakarsan oyarım o gözlerini" dedim. "Tamam ama biraz bekle" dedi. 2 dk geçmeden elinde havluyla geldi." Hadi çık artık" dedi. Elini tuttum ve havuzdan çıktığım gibi havluyla sağımı solumu kapatmaya çalıştım. Buğra pisliği hala orada gülüyordu. Hızlıca yürümeye başladım. O da yanıma geldi. Kulağıma eğilip " Pembe hmm sevdim bu rengi." dedi. İlkten anlamasamda 5 saniye geç düşen jetonum yerine gelince olayı çaktım ve tüm gücümle vurmaya başladım. Bir yandanda bağırıyordum. "Pislik, sapık, manyak söz vermiştin be aptal hani bakmıcaktın." Bu salak hala gülüyordu.Kahkahalarının arasında" Havlu düştü küçük hanım." dediğinde üstüme baktım. Lan sıçtım valla düşmüş. Hemen yerden havluyu alıp üstüme attırdım ve oradan topukladım. Odaya geldiğimde Burcu balkondaki şezlongda güneşleniyordu. Ondanda almam gereken bir intikamım vardı. Resmen Buğra'yı aday gördüğü için beni orada Buğra'yla bırakmıştı. Aklıma gelen fikirle komodinin üstündeki sürahiyi aldım. Buzdolabından çıktığı için buz gibiydi.Burcu da benim geldiğimi bilmiyordu. Yavaşa adımlarla yanına gittim ve buz gibi suyu üzerine boşalttım."s**tir" diye şezlongdan fırladı. Bense kahka atmakla meşguldüm. "Napıyon kızım sen manyak mısın sorunlu musun?" Zar zor gülüşümün arasında cevap verdim. "Sen beni elin adamıyla bi başıma üstüm başım full hd açık ortada bırak sonra da manyak mısın bu yüzden manyak olunuyosa evet manyağım." dedim. Burcu itiraz etmeye başladı."Kanka bak güven bana olucak bu iş herşey sırf senin gelceğin için."Yemin ediyorum deli bu kız "Hee Burcu ondan cınım" deyip içeri geçtim. Kendimi yatağa atıcaktım ki atmadım çünkü lanet olası Simge yüzünden sırılsıklamdım. Hemen kendimi banyoya attım. Üstümdekilerden kurtulup duşa girdim. Sıcak bir duş alıp çıktım. Boğazımda değişik bir acı vardı. Üstümü giyinip hemen kendimi yatağ fırlattım. Televizyonu açtım. Her zamanki gibi hiç birşey yoktu.Bende telefonumu aldım. Kulaklıklarımı takıp film izlemeye başladım.
------------
Film bittiğinde yavaş yavaş hava kararıyordu. Ve benim boğazımdaki acı artıyordu. Burcu yaklaşık yarım saat önce dışarı çıkıyorum yemekte buluşuruz demişti. Yataktan kalktım. Anlık bir başım döndü ama umursamadım. Üstümü değiştim. Yemekhaneye gittim. Yemeğimi alıp Burcu ve Çağlar'ın yanına oturdum. Yemeğimi yemeye çalıştım çünkü boğazım o kadar çok ağrıyoduki yiyemiyordum. Burcu'ya ben kalkıyorum dedim. Tamam dedi. Ayağa kalktım. Yine odadaki gibi başım döndü ama bu çok farklıydı. Bir anda dizlerim beni taşıyamaz oldu ve gözlerim kararmaya başladı. Son duyduğum Burcu'nun Hazal diye bağırışıydı... Uyandığımda bizim odada yatakta yatıyordum. Başımda biri vardı. Sanırım doktor beyaz önlük falan.. Evet çok zekiyim. Doktor olarak düşündüğüm genç şahıs yanıma yaklaştı." Merhaba Hazal Hanım ben Berk küçük bir baygınlık geçirmişsiniz izninizle sizi muayene edeceğim." Başımla onayladım ve yataktan hafifçe doğruldum.BUĞRA' DAN
Hazal'ın baygınlık geçirdiğini duyunca hemen odasına koştum.Kapının önünde durdum.Kapıyı hafifçe tıklattım gel falan denmesini beklemeden içeri daldım.Genç bir doktor açmış Hazalın sırtını steteskop artık her neyse onu dayıyordu. Yuh lan döverim oğlum ben bunu resmen gözleriyle yedi yuttu kızı.. Doktor bozuntusu bana dönüp "Buyrun neden geldiniz diye sordu."Hazal'a bakıcaktım." dedim. "Neyi oluyorsunuz?" Dedi bu sefer. Biraz bekledim şimdi doktoru göt etmek için erkek arkadaşıyım derdim. Ama ileride Hazal'ın dahada üzülmemesi için biraz bekledim. Sonra doktora döndüm. "Hiçbirşeyiyim" dedim.Hazal'ın gözleri bir ara bana döndü. Sanki hüzün görmüş gibi oldum. Ama hemen gözümü başka yere çevirdim. Doktor geri çekilince "Uzattığımda elimi tutsaydın bunlar olmazdı." dedim. Bu dediğimle yine yanakları al al oldu. Türk filmlerindeki gibi yüzünü başka tarafa çevirip "Sen gitseydin eğer inat etmeyip ben zaten çıkıcaktım" dedi. Ofladım." Şimdi tüm sorun bende dimi ya resmen seni çıkarmak için elimi uzattım. Hala beni suçluyorsun." Gözlerini devirerek yatağa uzandı bende birşey demedim. Doktor olacak salak eşyalarını topluyordu. "Neyi var?" Diye sordum. "Birşeyi yok sadece biraz üşütmüş." dedi ve odadan çıktı. Bende tekrar Hazal'ın başucuna oturdum. "İyi misin?" Diye sordum. Kafasını hafifçe bana çevirdi. Söyleyeceği sözler sanki zorla söyletiliyormuşçasına "Beni niye önemsiyorsun ben senin hiçbirşeyinim." dedi. İşte bu sözcükleri beklemiyordum.
----------------
İşte yeni bölümle karşınızdayızzzz.
Şimdi size kısacık birşey sorucaz multiye koyduğumuz karakterleri görmüşsünüzdür. Biz 3 yazar düşündük ki önceden Hazal ve Buğra olarak kullandığımız karakterler birbirine pek uyumulu olmadı. Multidekilerle değişelim dedik ama sizin fikrinizde çok önemli fikirlerinizi yorum olarak atarsanız sevinirizzzz 😄😘😘😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Şans
Romanzi rosa / ChickLitSırlarla dolu bir hayatın içinde, yarın ne olacağını bilmeden yaşarken; hayatın önlerine attığı engeller sırları açığa çıkarır. Peki bu sırlar gün yüzüne çıktığında herşey eskisi gibi olabilecek mi?