Herkese Merhaba👋🏼 Öncelikle birşey söylemek istiyoruz. İlk bölümlerin voteleri 19 falan oluyodu. Şimdi 5 neden böyle oldu? Lütfen beğenmediğiniz ya da hata yaptığımız yerler varsa bize söyleyin❕ çünkü biz bu konuda profesör değiliz. Sizin bize söylemeniz gerekir😉Biz burada emek veriyoruz elimizden geldiğince lütfen sizde votelerinizi esirgemeyin😌 Seviliyosunuz😉😘😘Bu arada önceki bölüm sonu bomba gibiydi. Bakalım şimdi nolucak?
Bu bölümü @fanatikrabia 'ya ithaf ediyoruz😘😘
Birde 10. Bölüme geldik. Şimdiye kadar ki tüm vote yorumlar için tekrar teşekkürler ama lütfen başta söylediğim gibi bi azalma var. Siz vote atarsınız biz inanıyoruz☺️☺️ Haydi Başlayalım 👏🏼👏🏼👍🏼Buğra'dan
Depo gibi yere gelince hemen oraya doğru koşmaya başladım. Tabi Aras ve adamlarda peşimden.. Deponun içine girdiğimde Hazal diye seslenmeye başladım. Şu içeri yolladıkları adamım nerdeydi. İçeri girip onların burda olduğunu söyleyebildiyse yerlerini biliyo demektir. Ama adam ortada yok. Gerizekalı zamanında yanımda değil, ama boş zamanlarımda yalakalık için dibimden ayrılmaz. Aptal. Adamlarımın bir kaçını üst kata yollayıp. Bizde Aras ve yine birkaç adamımla alt kata indik. Ben hala Hazal diye seslenmeye devem ediyodum. Sonra cılız bi ses duyunca iyice kulak kesildim." Burdayım yalvarırım yardım edin." Diyodu. Hazaldı bu. Sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Ses iyice yükselmişti. "Burdayım beni duyuyor musunuz?" Bende bağırıyodum. "Hazal nerdesin? Beni duyuyor musun?"dedim. Güçsüz sesini yeniden duydum. "Buğra burdayım sesime gel. Yalvarım korkuyorum gel." Şerefsiz sırf bu cümle yüzünde bile onu dövebilirdim. Deniz gözlümü korkutmuştu. Sesin tam olarak nerden geldiğini anladığımda kapıyı açmadan önce Aras ve adamlarıma burda durmalarını söyleyip kapıyı açtım. Koşarak Hazal'a sarıldım. Neden bilmiyorum ama onun kokusu.. Ahh ne diyorum ben ya. Oda kafasını boynuma gömdü. Şuan dünyanın en mutlu insanıydım. Ona bişey olmamıştı,kurtulmuştu. Bulmuştum onu. Hazal" Buğra arkana bak." Deyince. Arkamı döndüm. Duvarda ki yazıyı okuyup Hazal'a döndüm ve soran gözlerle baktım. Hemen anlatmaya başladı." Süprizi varmış bize 30 dakika içinde buradan çıkmazsak onun çok hoşuna gidecek bizim ise sevmeyeceğimiz birşey olucakmış. Buğra çok zaman geçti. Tahmini 20 dakika olmuştur. Çıkmanız lazım."dedi. Pislik herif bide kızı sevdiğinde bahsediyor. Piç. Hazal'ın söylediklerine karşılık konuşmaya başladım." Buradan beraber çıkıcaz o yüzden çıkmanız değil çıkmamız lazım. Tamam mı? Sen merak etme Küçüğüm. Bak şimdi ben adamlarımla üst kata çıkıcam anahtarları bulucam buradan kurtulucaz." Dedi. Bi saniye benim Küçük Hanımım ağlıyodu. Daha da fazla ağlamaya başladı bi anda. İşte şimdi bitti o utku denilen şerefsiz artık hem Hazal'ı korkuttuğu için hemde bu gözyaşlarının akmasına sebep olduğu için. Hazal'ın konuşmasıyla kendime geldim." Hayır Buğra siz çıkın gidin. Az kaldı. Benim yüzümden size bişey olmasına izin veremem. Yalvarırım. Beni birazcık seviyorsan. Çıkın." Dedi. Şu durumda bile bize düşünmesine hayrandım. Sanırım onu farklı kılan da bu merhameti ve masumluğuydu. Kendi kendime mırıldandım. İnsan kalbini verdiği birini nasıl bırakır ki? Galiba kabul edemedeğim ibr gerçek vardı ortada. Ah be buğra noluyo sana. Kafamı kaldırıp Hazal'ın gözlerine baktım. "Hayır. Buradan hep beraber çıkıcaz. Hiç bişey olmayacak. Tamam mı? Daha demin dediklerini duymamışım gibi düşünüyorum" Dedim. Şuan onun bana inanması ve benimde bu sayede kendi söylediklerime inanmam lazımdı. Ama onun cevabını beklemedim. Tekrardan ümitsiz sözlerini söylemesinden korktum belkide. Kapıdan çıkınca Duvara yaslanmış bekleyen Aras hemen olduğu yerden doğrulup " Nerde o?" Dedi. "Utku şerefsizi bağlamış anahtarlar üst katta bi yerde ve 5-10 dakika içinde buradan çıkmalıyız şimdilik bu kadarını bilsen yeter. Hazal içerde yanında bekle." Dedim. Başıyla onaylayıp. İçeri girdi. Üst kata yolladığım adamlarımda merdivenlerde gözükünce " Hiç inmeyin herkes en üst kata bulmamız gereken bi anahtar var." Dedim ve koşmaya başladım. Herkes peşimden geliyodu. İlk gördüğüm kapıdan içeri girdim. Odanın her yerine baktım ama birşey yoktu. Adamlarda diğer odalara giriyodu. Bir odaya daha girdim. Her yerine baktım ama yine bişey yoktu. Başka bi odaya daha girdim. Yine duvarda bi yazı gördüm. Bu Utku piçi duvarlara bişey yazmaya ne meraklıydı. Bende ona ödül olarak duvara monteliycektim evet çok düşünceliyim. Duvarda saat vardı. Yanında ki yazıda da 20 geçe sürenin biteceği yazıyodu. Korkuyla saate tekrardan baktım. 3 dakika mı? 3 dakika mı kalmıştı. Lanet olsun diye bağırdım. Onu bulmuşken bişey olmasına izin veremezdim. Hızlıca odadan çıkınca karşımda Hazal'ı görmek beni şaşırtmadı diyemem çünkü bu ihtimal bana pandaların uçması kadar imkansızdı daha saniyeler önce.. " Sonra anlatıcam. Sadece koşun." Diyince herkes merdivenlere doğru koşmaya başladı. Hazal yanımdaydı. İyice gerilemeye başladığını farkettiğimde elinden tutup. Bana güven temalı bakışlarımı yolladım. Tekrar koşmaya başlamıştık. Önümüzde gördüğümüz şeyle aniden durduk. Bu benim adamımdı. Sanırım ilk girdiğimde gelip bana yardım etmememesinin sebebi ölmüş olmasıydı. Korkuyla Hazal'a döndüm. Ben bu manzaraya alışkındım ama o saf ve masumdu nerden görücekti böyle bişeyi. Gözlerine bakınca oda korkulu ve dolu gözleriyle bana bakıyordu. Bir yaş yanağında aşağıya süzüldü." Hadi güzelim koş, sonra anlatıcam her şeyi unutturucam sana." Dedim. Tekrardan koşmaya başladık. Çıkış kapısı çok yakındı. Kurtarıcaktım onu az kalmıştı. Bitiyodu kabus. Kapıdan çıkıp daha çıktığımıza sevinemeden korkunç bi patlama duyuldu. Hemen Hazal'ı yere doğru atıp kendimi ona siper ettim. Günlerdir içimde tuttuğum duygudan mı yoksa şuan Hazal'ı kurtarmış olmanın sevincinden bilmem ama gözlerim doldu. Bu sefer kötü son olmamıştı kurtulmuştuk işte. Hazal'a baktım. Göz göze geldik. Uzunca ona baktım o da bana baktı. Onunda gözleri dolmuştu. Aramızda çok az bi mesafe vardı. Etraf da sakinleşince yavaşça üstünden doğruldum. Daha ben ne olduğunu anlayamadım. Ensemdeki ellerle birlikte Hazalla dudaklarımız birleşti. Oha bi saniye gerçek mi bu yaşadığım Hazal beni öptü mü? Hadi ya ben bence yüksek adrenalinden dolayı hayal falan görüyorum. Kısacık öpücükten sonra Hazal benden ayrıldığında şaşkınlığımı gizleyemedim. Gözlerini kaçırdı benden sonra hafifçe doğrulmaya çalışınca bende üstünden kalktım. Elinden tutup kalkmasına yardım ettim. Daha bi kaç adım atmışken Hazal" Buğra ben iyi değilim" dedi. Fısıltı gibi çıkan sesiyle ona döndüm. Gözleri yavaşça kapandı. Tam yere düşücekken belinden tutup kucağıma aldım. Hemen arabada arka tarafa yatırıp. Direksiyona geçtim. Aras ve diğerleri umurumda değildi. Hazal'a nolmuştu. Niye bayıldı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Şans
Literatura FemininaSırlarla dolu bir hayatın içinde, yarın ne olacağını bilmeden yaşarken; hayatın önlerine attığı engeller sırları açığa çıkarır. Peki bu sırlar gün yüzüne çıktığında herşey eskisi gibi olabilecek mi?