Jongin'i dün akşam gerçekleri anlattığımdan beri hiç görmemiştim. Biraz tek kalmalı ve anlamalıydı. Jongin yemek yemeyeli 24 saate yaklaşınca yanına gittim. Ölmemesi gerekliydi en azından şuanda o yüzden ona çorba ve pilav yaptım . Tepsiye koyup aşağı indim.Jongin hala zincirli bir şekilde hâlâ duruyordu. Sanırım çok sert bağlamışlardı. Zaten yarı baygındı. Tepsiyi masanın üstüne koydum. Zinicirleri çözdüm hemen üstüme yığılıp kalmıştı. Sürükleye sürükleye bodrumda onun için hazırladığım yatağa yatırmıştım.Daha sonra yatağında olan kelepçelerle sabitledim. Lanet Soo ona aşık olmakta haklıymış. O kadar eziyet çekmesine rağmen hâlâ iyi görünüyordu. Onu dürterek uyandırdım.
-Jongin uyan !
-Soo?!
-Hayır ben Do doğrul ve yemeğini ye!
-Her yanım çok ağrıyor yemeyeceğim.
-Yemezsen ölürsün.
-Umrumda değil.
-Bak şuan da ölemezsin.
-Neden?
-Seni öldürürsem , Soo geri dönecektir bunu istemeyiz.
-Ahh Do ,Soo'da intikam istiyor.
-Ahh o merhametli , o sik kafalı sana asla bunu yapamaz.
-Bak farkında mısın ? Siz aynı kişisiniz.
Cebimdeki bıçağı alıp bacağına sapladım. Acı içeriside göz yaşlarıyla kalmıştı.Başıma ağrı saplanmıştı bile
-'' Ahh lanet olsun ! Soo tamam , Jongine dokunmuyorum kes bana acı çektirmeyi''
-Sen ne çeşit bir manyaksın Do ? Bunu neden yaptın?
-Ciddi oluşumu anla diye.
-Tamam anladık artık eziyet çektirme bana.
-Lanet olsun başım ağrıyor. Yemeğini ye Jongin.
Kapısını kilitleyip odama çıkıp uyumaya çalıştım. Bu ağrı en son beni öldürücekti. Ahh bana hiç acımıyor musun Soo ? O içerideki çocuk senin aileni öldürdü bana bırak artık onu . Ağrı kesilmişti sanırım bıraktı yakamı , yorgunluktan uyuyup kaldığımı hatırlıyorum.
Sabah uyandığımda Jongin'in yanına hemen gitmiştim. Yatakta cenin pozisyonunda uyuyordu. Yemek de yememişti. Yenmemiş yemekleri tekrar mutfağa götürdüm. Kahvaltı hazırlayıp aşağı indim. Uyanmıştı ve bana ters ters bakıyordu.
-Ters ters bakma bana
-Do, sanırım kaburgam kırıldı.
- Nerden anladın.
-Canım yanıyor.
-Tamam sus geçer.
-Bari ağrı kesici ver!
-Kahvaltını yap vericem.
Baktığımda yiyemiyordu. Yardımcı oldum kahvaltısını yedi ve bitirdi. Yukarı çıktım ve özel doktorumu aradım. Aşağı indim birazcık ateşi vardı. Doktor gelene kadar biraz süre vardı ve böyle giderse havale geçiricekti. Hemen küçük bir kovaya sirkeli su hazırladım . Kelepçelerini çözdüm.
''Bunu yaptığım için çok pişman olacağım ''Gidip üstünü çıkarttım çırılçıpkak bıraktığımda gördüklerim canımı sıkıştı. Adamlarım fazla sert davranmıştı. Morluklar kesikler doluydu vücudu. Bezle etrafını ovdum biraz rahatlar gibi olmuştu. Doktor o sıra gelmişti . İyice kontrollerini yaptı.Vücudunda besin eksikliği , vitamin eksikliği vardı. Adamlarımdan birisi gönderip ilaçları aldırttım.
Ona yemek yaptım . Yanına götürdüğümde uyanmıştı.
-Soo geri gelmeyecek mi ?
-O hâlâ çok üzgün Jongin , onu korumaya çalışıyorum.
-Çok üzgünüm .
-Bu yaşanan hiç bir şeyi değiştirmiyor.
-Doğru. Bir şey söylemek istiyorum
-Evet dinliyorum.
-O gün seni binanın dışına ben çıkardım.
-Sen mi ?
-Evet uyuşturucunun etkisi geçince alevlerin içinde seni gördüm. Ve seni kurtardım. Aslında diğerlerini de çıkartıcaktım olmadı. Babam beni döverek çıkardı.
-Ben teşekkür ederim.
-Sadece şuan bana iyi davrandığın için söylüyorum. Yaptığım her şey için çok utanıyorum. Söylediğin ve söylemediğin her şey hakkında çok haklısın.
-Peki ben uyuyorum.
Onu tekrar kelepçeyle bağlayıp odama gittim . Yattığım gibi uyumuşum. Sabah uyandıpımda koşarak aşağı indim.
-Jongin-niee!
-Do ?
-Hayır ben Soo .
-Seni hemen çıkartmalıyım burdan .
-Ne ! Ne oldu ?
-Seni öldürücek
-Hayır buna izin vermezsin .
- Ahh artık beni dinlemeyecektir.
-Bak baban ölmedi seni kandırıyor. Babanı bulmak için seni kullanıyor.
-Ne ? Ölmedi mi ?
-Hayır . Hadi ellerini çözdüm . Git artık.
-Soo bunu neden yapıyorsun ?
-Teşekkür için Jongin , canımı sen kurtardın.
-Ama ailenin canına kıyan da benim.
-İsteyerek yapmamışsın. Hadi git ve izini kaybettir.
-Sen ne yapıcaksın?
-Ben bir yolunu bulurum.
Jongin giderken geri dönüp bana baktı . Birden koşmaya başladı. Koştu ve patlamış ,kan tadı gelen dudaklarını benim dudaklarıma bastırdı. Tüm dünyam kalbimdeydi ve yaşam şuan ikimizin dudaklarındaydı. Kendime geldim ve dudaklarımdan onu kopardım.
- Hadi git artık .
Koşarak çıkmıştı. Yine onunla yanlız kalmıştım. Şimdi sinirden ölmüş olmalıydı Do. Arabama atlayıp evime döndüm aklımı toplamalıydım. Eve geldim sıcacık duşun altına girmiştim. 2 yıldır bu bedene en çok hakim olan Do idi. Tek iyi yanı Do'nun beni dinlemesiydi. Ertesi gün işe dönmem gerekti. İşleri bir an önce ele aldım. Do'da yönetim yönünden çok iyiydi. Ama ben yazmayı seviyordum. Bu işler bana çok sıkıcı geliyordu. Ama Do seviyordu, ona saygı duymak zorundaydım.
Baekhyun ve Chanyeol evlenme kararı almıştı. Onların aile tanılma gününe katılıcaktım . Lüks bir restorantta yemek vermeye karar vermişlerdi. Gidip sabahtan güzel bir takım elbise almış , kuaföre gitmiştim. Baekhyun ise Chanyeol ile restorantta buluşmuş ön hazırlıkları yapmışlardı. İşimi bitirip gittiğimde masaya oturdum hâlâ gelmeyenler vardı. Bende masaya oturdum ve kendime bir şarap doldurdum. Yudumlamaya başlamışken yavaş yavaş herkez gelmeye başlamıştı. Bende ayağa kalktım ve gelenleri selamladım. Chanyeol ise gelenleei bize tanıtıyordu.
Kapıdan içeri süper takım elbisesi ve çekiciliği ile Jongin girmişti.
-Kardeşim Jongin ...
-Ne kardeş mi ?
-Evet biz aslında Chanyeol ile kardeşiz
- Daha ne kadar süpriz olacak merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Kokulu Sevgilim ...
FanfictionKelebekleri tekrar içimde yaşatmak beni korkutandı. Onlar içimde yaşarsa benim canımı acıtacaklardı. Dudaklarını kemiriyor , acaba bu onun alışkanlığımıydı ? Onu tanımak isterdim , en ötesinde yaşamak orda kendime küçük bir liman yapmak , birde küçü...