Yemek aslında güzel geçiyordu herkez fazlasıyla eğleniyordu kimsenin olan bitenden haberi yoktu ama ben pek mutlu değildim içimde huzursuzluk hâlâ vardı. Nedenini ben bile bilmiyorum. Tabağımdaki etin bir kısmını kesip ağzıma götürdüğümde bana bakan bir çift göz yakaladım . Tabiki de bu Jongin'di. Önüne dön işareti yaptım kafamla ama sanki hiç bir şey söylememişim gibi bakmaya devam ediyordu.Yanımda oturan Baekhyun kulağıma doğru eğildi.
-Soo burdan çıkışa klübe gidiyoruz.
-Ben gelmesem .
-Hayır geleceksin .
-Tamam
Nerden çıkmıştı bu klüp olayı hiç sevmediğim mekanlar , ter kokuları , pis pis insanlar her neyse zaten bugün bitince asıl olaylar başlıyordu. Chanyeol yüzünden Jonginle daha sık görüşücektik ve ben bu konuda hiç bir şey yapamıyordum. Yemek bitince arabakarımıza bindik ve sürekli geldiğiniz mekanların birinde durduk. Aşağı indiğimde birisi bel boşluğuma elini koymuş beni yönlendiriyordu. Kafamı kaldırdığımda elin sahibinin Jongin olduğunu gördüm.
-Elini çekmelisin seni ergen.
-Ahh Soo bugün gerçekten hoş görünüyorsun.
-Evet bunu yemeğin yerine , beni gözlerinle yerken farkettim.
-Ama bugün gerçekten çok güzelsin.
-Ben hep böyleydim. Sen bakmasını yeni öğrenmişsin .
Deyip hızlıca içeri girdim. Beni parmağında oynatabiliceğini düşünüyorsa avucunu yalardı. Ben artık bu oyunlara gelmem! Bizim için ayrılmış masaya gidip oturduk. Yanıma da bay gereksiz oturdu. İsteklerimizi dorduklarında votka istemiştim. Jongin gözleri irileşerek bana bakıyordu.
-Neden bana öyle bakıyorsun ?
-Bak seni içki çarpar.
-Umrumda değil bugün keyfime bakıcam.
-Peki ama seni taşımak istemiyorum. Gerçekten ağırsın !
-Aman taşıma ben , beni taşıyacak çok istekli insanlar bulmasını bilirim.
-Kendin bilirsin .
Beni takmaması sinirimi bozmuştu. Bende votkamın tamamını içip dans etmek için ayağa kalktım. Ama aklımdaki tek şey hâlâ bir gram eksilmeyen ve Jongin'den gelen buram buram kahve kokusuydu. Dansın kollarına kendimi bırakmışken biri gelip arkamda dans etmeye başladı . Sonrasında ise bi boşluk hissettim peşine tekrar sıcacık olmuştu. Kollarıyla belimi sarmış, ellerini karnımın ve kasıklarımın ortasında bir yerde birleştirmişti. Kendimi ileri doğru çekip kurtulmak istediğimde daha çok sıkıyordu. Boş bir anını yakalayıp ona döndüğümde arkamdaki kişi Jongin'di.
-Soo, o adamla fazla yakındın.
- Olabilir bu benim tercihim.
Tekrar beni çevirip sırtımı , kendi göğsüne yaslamıştı.
-Burası çok gürültülü Soo , başka bir yere gidelim.
-Peki , tamam
Elimi tutup kalabalığı yara yara dışarı çıkmayı başarmıştık. Jongin'in arabasına bindik .
-Nereye gidelim .
-Bilmiyorum , biliyorsun 3 yıldır burda değildim.
-Ahh peki , jazz kafe var ilerde sakin bir yer ne düşünüyorsun ?
-Ahh mükemmel.
-Jazz'ı çok seviyorsun değil mi ?
-Evet ama nerden biliyorsun ?
-Telefonunda hep Jazz türünde şarkı var ve ofiste tek kalıncada gizlice hem söyleyip hem dinliyorsun.
-Bunu nereden biliyorsun ?
-Sadece sana olan merakım diyelim .
-Fazla meraklısın.
Bu sırada geleceğimiz yerede gelmiştik sanırım arabadan inip içeri girdiğimizde gerçekten de kimse yoktu. O yüzden fazla rahatlamıştım.
-Soo senden bir şey istiyorum.
-Nedir ?
-Sadece bugünlük her şeyi bırakıp sadece iki birbirimizi tanıyan insanlar olabilir miyiz ?
-Bunu bende isterim.
-Anlaştık . Dans edelim mi ?
-Olur ...
Tanrım bugünü asla unutmayacaktım. Kolları belimi sarmıştı bile beni kendine iyice yaklaştırıp sardı bedenimi. Çoktan hafiften dans etmeye başlamıştık.Kollarımı omzuna koymuştum. Parmaklarımla ensesini okşuyordum. Tanrım dünyadaki en güzel kahve çekirdekleri şuan onun üstündeymiş gibiydi. O kadar dalmıştım ki ona , o kadar ben diki şuanda ... Sanki o benimmiş gibi ...
-Soo .
-Hımm
-Do'ya ne oldu .
-O beni terk etti.
-Ne ? Seni bıraktığım için çok sinirlendi ve bana kısaca ne halin varsa gör sikik çocuk ,dedi hareket çekip gitti. :)
-Buna emin misin ?
-Evet sanırım onu üzdüm.
-Ama o gerçekten bir manyak Soo !
-Biliyorum ama oda benim bir parçam ... Benim söyleyemediklerimi o söyler...
-Ben bu Soo'yu daha çok seviyorum. Do'dan korkuyorum.
-Korkmalısın da... Dua et geri döndüm .
-Babamı buldunuz mu ?
-Hayır hâlâ arıyorum.
-Bilsem inan söylerim Soo .
-Biliyorum Jongin , bu konuyu kapatsak.
-Pardon .
Daha sonra ise yeterince sarhoş olduğumuzu anladığımızda taksiye bindik ve Jongin'in evine gittik.
-Hâlâ aynı evdesin Jongin-ahh. ..
-Tabiki Soo .... Seninle burda çok anımız var.
- Buda ne demek Jongin-ahh!
-Ahh Soo seni kendimden uzak tutmaya çalıştım inan bana , hatta Kris'i kıskandırma karşılığında beni affetmeni istiyecektim ama olmadı . Beni affett Kyungsooooo
-Ahh Jongin-nieee nasıl affetmem !
-Hadi yatağımıza gidelim.
-Hayır ayrı yatalım.
-Soo bari bugüncük.
-Peki ama bir şey yapmak yok !
-Soo içince normalde azardın şuan o Soo'ya ihtiyacım var .
-Sussss ve uyyyuu Jongin-ahh
Yatağa düşüp kaldıktan sonra birden nerden geldiği bilmediğim cesaretle Jongin'in üstüne çıkıp kasıklarına oturdum.
-Jongin-niee. ...
-İşte bu benim Soo 'm. Soo senden sonra birisiyle bile olmadım .
-Bu doğru mu ?
-Ahh Tanrım tek düşündüğüm sendin !
Üzerine doğru eğilip meyve kokteylli dudakları öpmeye başladım. O kadar yumuşaktık ki Tanrım şuan bana en güzel hediyesini veriyordu. Farketmeden kalçamı Jongin'in sertliğine sürtmeye başlamıştım bile ...
Birden Jongin beni durdurdu.
-Soo sarhoşuz ve ben bu anların hepsini ikimizinde ayık olduğu zaman yapmak istiyorum. Her bir anını hatırlamak istiyorum.
-Tamam Jongin-ahh
İşte ben bu adama bu yüzden aşıktım. Arkamı döndüğümde bana arkadan sarılmıştı. Yanağıma küçük ve yumuşak öpücüğünü koyduktan sonra kulağıma fısıldadı.
-Doğum günün kutlu olsun sevgilimmm ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Kokulu Sevgilim ...
FanfictionKelebekleri tekrar içimde yaşatmak beni korkutandı. Onlar içimde yaşarsa benim canımı acıtacaklardı. Dudaklarını kemiriyor , acaba bu onun alışkanlığımıydı ? Onu tanımak isterdim , en ötesinde yaşamak orda kendime küçük bir liman yapmak , birde küçü...