Şah Mat

1.6K 140 34
                                    

Tek kaşı havalanmış olarak bakan adama bu kez sinirleri bozulmuş halde söylendi.

'' Sana diyorum, Allah'ın cezası. Yakalanırsam biterim. Yardım et bana!''

'' Kim bu adamlar ve senden ne istiyorlar ? ''

'' Önce beni kurtar da, anlatırım. Bir şeyler yap. Lütfen,'' derken elini kavramıştı adamın.

O da aldığı mesajla kızın parmaklarını avuçlarına sıkıca yapıştırıp koşturmaya başlamıştı.

'' Hey, durun! Kaçmayın! ''

'' Yine mi kaçırdınız kızı ? '' diyen Burak ise burnundan soluyordu.

'' Yanında bir adam vardı. O sebeple gözden kaçırdık.''

'' Aptal herifler!'' 

'' Merak etmeyin Burak bey, fazla uzaklaşamazlar. Ne yapıp edip yakalayacağız onları.''

'' Derhal yapın bunu!''

Güvenlik görevlisi bu sözlerin ardından adamlarıyla göz göze geldi ve emrini bağırarak verdi.

'' Siz ikiniz şurdan gidin. Sen de benle gel. Önünü keselim şunların.''

Verilen komutla her biri kendi köşesine dağılmıştı. Burak ise hırsıyla ayağını yere vurup duruyordu. Rezil kepaze olmuştu. O sübyanı bir eline geçirsin, ölümlerden ölüm beğendirerek canına okuyacaktı.

******

'' Senin yüzünden başım derde girecek. Lanet olsun! ''

''Keser misin sesini! ''

'' Ah, bir de emir veriyorsun öyle mi ? Şahane!''

Kaşlarını çattı Bilun.

'' Sen tadına doymadın galiba ayakkabıların ?''

'' Aman aman, eksik kalsın!'' diyen adam nefesini düzenlemek için kısa süre durakladı. Hâlâ ele ele olduklarının farkında olmayan ikili önüne çıkan adamlarla tekrar gerisin geriye koşturmaya başladı. Bilun'un yokları oynayan nefesi kalbinin hızını tetiklemişti ancak. Az daha koşarsa, nefesi, canıyla beraber buhar olup nemli havaya karışacaktı.

'' Koşsana kızım!''

'' Çok yoruldum. Dayanamayacağım artık. Beni bırakıp devam et sen,'' demişti yerinde duraklayıp dizlerinden destek alırken.

'' Olmaz!'' dedi ani bir çıkışla. '' Ayrıca bunu benim de başımı belaya sokmadan önce düşünmen gerekirdi! '' Sinirle söylenen adam ellerini beline yerleştirdi. Önündeki havuzu fark edince kıza yandan bir bakış attı. Kız aklını okumuş olmalıydı ki dehşetle çığırdı.

'' Aklından bile geçirme!''

'' Başka çaremiz yok. Üzgünüm hanımefendi!''

Adamın üzerine gelmesine geri geri giderek tepki verse de onun bileğini yakalamasına mani olamadı. Çığlıklı itirazlarını duymazdan gelen Uraz onu tek hamlede dibine çekiştirirken kararlılığıyla homurdandı. '' Geceyi senin yüzünden nezarette geçirmeye niyetim yok!'' Ne olduğunu anlamayan kız önce kendini adamın kucağında, sonra da onunla beraber kendini havuzun içinde buldu. 

İnsan bir sorar değil mi; yüzmeyi ya da dalmayı biliyor musun diye...Nerede bunda o kibarlık. Ne bekliyorsam ben de!

Bilun düzensizleşmeye başlayan ve baloncuklarla özgür kalan nefesini daha ne kadar tutabileceğini bilmiyordu. Adamlar çabuk pes etmemiş olsaydı muhtemelen ölürdü. Gereken bildirimi havuzun başında sesli olarak dile getirmeleriyse gerçekten şanstı.

Kariyerim Aşk /TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin