Aslında bölümü dün yayımladığımı zannediyordum. Fakat Yayımlanmamış bu aksaklıktan dolayı Özür diliyorum. Keyifli okumalar.
Yağmurdan sonraki toprak kokusu burnunuza geldiğinde huzurlu ve mutlu hissedersiniz ya hani? İçinizde birşeylerin kıpırdandığını hissedersiniz. İşte bende anlam veremediğim bu hissi yaşıyordum kafeteryaya doğru ilerlerken. Peki bana bunu yaşatan neydi? Bir türlü anlam veremiyordum. Fakat daha önce yaşamadığıma emindim. Peki yaşamak istiyor muydum bu hisle? Veya yüzümdeki aptal gülümsemeyle? Kafeteryaya vardığımda yüzümdeki gülümsemeyi silmeye çalıştım. Yüzünden merak okunan ablam koşarak yanıma geldi.
" Yüz kere aradım. Meraktan öldüm neredeydin?"
" Asansörde kaldım. "
" Klostrofobin var senin? " dedi tek kaşını kaldırarak.
" Burası hastane sonuçta. Asansörde doktor vardı o müdahale etti. "
Ağzında birşeyler geveleyerek sandalyesine oturdu. Bende enişteme hoşgeldin deyip sandelyelerden birine oturdum. Eniştem klasik hasta ziyareti soruları sordu. Sonra ablamla aşkımlı canımlı konuşmalarına başlayınca ;
" Ayy midem bulandı sizden ben odaya çıkıyorum ." Deyip ikisininde yanaklarından öpüp gülümseyerek odaya çıktım. Beni anlayışla karşılamışlardı. Zaten karşılamak zorunda olduklarını biliyorlardı. Aksi takdirde cirkefleşebilirdim. Bunun farkındaydılar. Odaya girdiğimde hemen yatağa geçtim. Neden bilmem yorulmuştum. Sanırım biraz uyuyacaktım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi açar açmaz sehpanın üzerindeki telefonumu alıp saate baktım. 8.45. O kadar uyumuş muydum ? Kahvaltı yaptığımı hatırlamıyordum fakat kahvaltımı yapmadan ablam uyumazdı. Hemen dolabı açıp, siyah kısa yüksek bel şort ve salaş beyaz bir gömlek çıkardım. Hastanede giyimine dikkat eden tek hastaydım sanırım. Makyaj malzemelerimi alıp banyoya ilerledim. Banyoya girip kapımı kilitledim. Yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçalayıp, peeling yaptım. Makyajımı da yapıp, dolaptan çıkardığım şort ve gömleği giydim. Kapının kilidini açıp, eşyalarımı da alıp dışarı çıktım. Telefonumu elime alıp yatağa uzandım. Wattpat'e girdim. MAVİ ' nin okumadığım bölümünü okumaya başladım. Ablam hâlâ uyuyordu. Belli ki bütün gece uyumamıştı. İnci Teyze de sanırım yeni uyanıyordu ve ' Günaydın' dedim. Kısaca ' Günaydın' diyerek dizisini açtı. Zaten dizisi varsa pek kimseyi takmazdı. Çok tatlı da bir kadındı. Bunları düşünürken hâlâ aynı satırı tekrar tekrar okuduğumu farkettim. Ve kendimi hikayeye verdim. Bölümün sonlarına gelirken, doktor hemşirelerle birlikte içeri girdi. En sevdiğim hemşire her zamanki gibi bana göz kırptı ve sessizce Günaydın dedi. Gülümseyerek karşılık verdim. Doktor birşeyler geveleyip odadan çıktı. Zaten hiçbir zaman dinlemiyordum ki. Odadan cüzdan, kulaklığımı ve telefonumu alıp çıktım. O sırada kahramanımı (!) Gördüm. 'Günaydın' dedi. 'Günaydın' dedim. Biraz bitkin bir hali vardı. Sanırım hastaydı. Içimi nedenini bilmediğim bir telaş kaplamıştı. Sanırım onun için endişelenmistim. Bu kadar kısa zaman içerisinde birine karşı birşeyler hissedebilir miydim ki? Anlam veremediğim o his ona olan hislerim miydi acaba?
Rüzgar
Onu az önce koridorda görmüştüm. Hasta olmama rağmen onu görünce iyi hissediyordum. Yağmurdan sonraki toprak kokusu burnunuza geldiğinde huzurlu ve mutlu hissedersin ya hani? İçinde birşeylerin kıpırdandığını hissedersin. Onu görünce tam olarak böyle hissediyordum. Daha yeni tanışmıştık fakat onun farklılığını hissediyordum. Gözleri o kadar güzeldi ki. Kendimi tutamamaktan korkuyordum aslında. Ona yakınlaşırsam benden uzaklaşmasından korkuyordum. Onu kaybetmekten korkuyordum ve henüz onu kazanıp kazanmadığımı bile bilmiyordum. Ve bu duyguya çok yabancıydım. Artık onunla konusmalıydım. O yıkılmaz gibi görünen duvarların arkasındaki masum kızı görüyordum çünkü. Onu ilk gördüğümde be kadar güzel ve burnu havada diye düşünmüştüm. Fakat asansörde kaldığımızda onun masum bir kız çocuğu olduğunu görmüştüm ve o kız çocuğu kesinlikle bana ait olmalıydı. O saflığı kesinlikle benden başkası görmemeliydi. Bu kadar kısa sürede bu derece şiddetli duygular hissetmem normal miydi? Yok yok kesinlikle konuşacağım böyle olmayacaktı.
Damla
Ah meraktan öleceğim sanırım. By duyguların normal olup olmadığını anlamak için yaptığım şey tamam belkide saçma olacaktı ama yapacaktım. Telefonumu elime alıp, internete girdim. Arama motoruna ne kadar sürede aşık olunur yazdım. Tamam aşka inanmıyor olabilirdim. Ama belkide vardı ve bu çocuk beni aşka inandirmasi gereken kişiydi. İlk bakışta oluyor yazıyordu. Fakat sevgi zamanla oluyormuş eğer ilk bakışta birşey hissetmezsen hiçbir zaman hissedemiyormuşsun. Ben ? Aşka inanmayan kız ? Hiç beklemediğim bir anda aşık mı oluyordum? Ya bu aşk tek taraflı olursa o zaman acı çekerdim. Hayır kesinlikle aşık olamam. Ya tek taraflı değilse? Fakat bu güne kadar kimseye ilk adımı ben atmamıştım. Daha doğrusu kimseye adım dahi atmamıştım. Bur ilki olmalı mıydı ki? Kesinlikle bugün konuşup bilgi almalıydım. Hemen Dahiliye servisine çıktım. Hemşireler yemekteydi. Ve Rüzgâr tek başınaydı. Fırsat bu fırsat Damla hadi. Yanına yaklaşırken beni farketmişti.
" Merhaba. "
" Merhaba "
Ikimizde aynı anda;
"Şeyy be-" Güldük. Beni bileğimden tutup kimsenin göremeyeceği bir noktaya sürükledi.
" Konuşabilirsin."
" Sen birşey söyleyecektin. Devam et. "
" Peki. Bugün saat beşte arka bahçede bekler misin? "
" Tamam da. Bir problem mi var? "
" Hayır, hayır. Problem yok. Sen ne soracaktın?"
" Doktor benim hakkımda birşey dedi mi diye soracaktım. Önemli birşey değil yani. " yalandan ölecektim.
" Hayır önemli birşey söylemedi. O hâlde beşte arka bahçede bekliyor olacağım."
" Tamam anlaştık. "
Ah şu yüzümden silemediğim lanet gülümseme yine gelmişti odama ilerlerken. Hem ne diye seviniyordum belkide ilgimi farketti rahatsız oluyorum diyecekti.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Herkese merhaba. Arkadaslar umarım bölümü begenmissinizdir aceleyle oldu. Ve komik olan taraf bugün hastanedeydim. Ve bir otobüs dolusu stajer ordaydı. Tabikide hiçbiri bir Rüzgârimiz olamaz sevgili okurlarım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bana her türlü yorumlarınızı mesaj yoluyla da atabilirsiniz. Eğer konuşmak dertlesmek istersenuz de her zaman sizin için burdayım. Bu arada yangın adlı hikayem için de bölüm yazmaya başladım.