6.Bölüm

67 8 5
                                    

    Yazdığı hikayelere bayılan biri olarak bu bölümü @BirMavihikayesi ne ithaf ediyorum.

Resimlerini aktarmamıştım. İlke'yle başladım. Multimedyada İlke var.

- "Nasıl yani Berk?" dedim doğrularak.

- "Öyle işte."

- "Berk açıkça söyler misin?"

- "Nil sen benim arkadaşım değil misin? Tabi ben kurtarırım. Yakınında ben ve İlke'den başka kimse yok. Bu yüzden görev bana düşüyor." diyerek arkasına yaslanmıştı.

Yıkılmış gibiydim. Çaktırmamaya çalışarak
- "Dimi ya? Öyle tabi." diyerek gülümsemeye çalıştım.

Film bittiğinde etrafı toplayarak Berk'e salonda yatağını serdim. Odama gittiğimde İlke koltukta kendine yer sermiş, yatmıştı.

Eşofmanlarımı giyinip yatağa girdim. Normalde ayıcıklı pijamalarımı giyinir yatardımda, evde erkek olduğundan ne olur ne olmaz. Acil bir şey falan olur. Giyinmekle uğraşmam.

Gözlerimi tavana dikerek yaşadıklarımı düşündüm. İstanbul'a geldikten sonra olanları yani.

İstanbul... Bu koca şehir kimine büyük acılar yüklemişti. Fakat benim üstümdeki yükü kaldırmama yardımcı oluyordu.

Demek ki o da acımı biliyordu. Taşıyamayacağımı biliyordu. Daha fazla acı yükleyip beni yıkmıyordu.

Tavana bakmaktan sıkılmıştım. Ayağa kalkıp kenarda duran hırkamı giyinip odadaki balkona çıktım.

Teşekkür edercesine baktım karşımda duran koca şehre.

Soğuk havayı derin derin çektim ciğerlerime.

- "Nil?" sesini duyduğumda etrafıma bakındım. Yan balkonda - salon balkonu- duran Berk'i farkettiğimde
- "Uyku tutmadı mı?" diye sordu.

Evet manasında başımı salladım.

- "Seni?" diye sorduğumda
- "Sence?" diyerek alaycı bir bakış attı.

Ukalasın oğlum işte. Gıcık şey. Bir süt dökmüş kedi, bir inatçı keçi oluyor bu çocuk.

- "İşin gücün yok mu senin? Niye yatmadın?"

- "Demek ki yok." diyerek tekrar ukalalığını yaptı.

- "Ama benim var. O yüzden sana balkonla iyi takılmalar." diyerek gidecektim ki
- "Ne işi?" diye sordu.

Geri dönerek
- "Sanane." dedim, anaokul çocukları gibi ellerimi belimde bağladım ve odaya geçtim.

Yatağa girmemle mesaj gelmesi bir oldu. Telefonu elime alarak mesajı açtım. Berk'ten di.
- "Küstün mü pamuk prenses." yazmıştı.

- "Pamuk prenses mi?" diye sordum.

- "Pardon cadı yazacaktım yanlış olmuş sanırım :D" yazmıştı ve ben delirmek üzereydim.

- "Bay bay çirkin kurbağa." diyerek mesaj attım.

- "Çirkin kurbağalarda yakışıklı bir prense dönüşebiliyor."

- "Evet öyle. Fakat sen genetik olarak hep aynı kalacaksın. :D" diye yazarak telefonu kapadım.

Kısa sürede de uykuya daldım.

••°°••°°••°°••°°••

1 Hafta Sonra...

Serkan'ın mekanına doğru ilerliyordum. 1 haftanın sonunda nihayet dışarı çıkabilmiştim.

İlke'nin kendince işleri olduğundan bugün tektim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 28, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İçimdeki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin