Benim için sıradan bir gündü. Odamda müziği en yüksek sesini açıp dinliyordum. Evde benden başka kimse yoktu. Annem küçük kardeşlerimi parka götürmüştü. Abim arkadaşlarıyla birlikte kim bilir nerdeydi. Babam ise işteydi. Evde tek başımaydım. 2 kardeş ve bir abiyle yaşayınca sadece müzik sesi ile birlikte olmak insana çok garip geliyor.Ailemle iyi geçinemiyorduk. Doğrusu annemle çünkü babam bana bakmıyordu bile. Babamın bana sorduğu tek soru 'Paraya ihtiyacın var mı?'ydı. Ona en son ne zaman sarıldığı mı bile hatırlamıyordum. Oysa ne kadar çok isterdim onunla vakit geçirmeyi, beni fark etmesini. Arkadaşlarımın babası kötü gününde yardımcı oluyordu onları eğlendirmeye çalışıyordu. Ben de onları hep kıskanırdım.
Annem en azından benimle ilgileniyordu. Onunla iyi geçinemiyorduk ama kötü de geçinmiyorduk. Bana gerçekten bakmıştı benimle ilgilenmişti. Onu seviyordum. Benim tek annem oydu.
Müziği müzikçalardan kapattım. Nedensizce yorgundum. Ellerimde yangın hissi vardı. Ellerime baktığımda sadece kızarmıştı ama çok acıyordu. Odamdaki lovaboya gittim. Çeşmenin ayarını en soğuğa getirdim. Su ellerimi biraz da olsa rahatlatıyordu. Çeşmenin başında boş boş dikiliyordum.
Çeşmenin başından ayrılınca ellerimdeki kızarıklık ve acısından iz yoktu. Sadece yorgundum. Kendimi yatağa atınca gözlerim kapanmaya başlamıştı. Sonunda sessizlik içinde rahat bir uyku geçirebilecektim. Mutluluk içinde gözlerimi kapatır kapatmaz zil çaldı.
Oflayarak kapıyı açtığımda ailecek herkes vardı. Abim annem babam ve küçük kardeşlerim. Ben boş gözlerle onlara bakıyordum."Kapıdan çekilirsen içeri geçebiliriz. Değil mi Alex?"
Annemin sesiyle kendime yeni gelmiştim. Bütün aile önümde duruyordu. Babam mı toplamıştı bu kişileri. Herkes farklı bir yerdeyken teker teker bir yerde mi buluşmuşlardı. Belki olabilirdi ama abim bunu kabul etmezdi. Abimi tanıyordum. Kendi başına hareket eden bağımsız biriydi. Ben bir yandan bunları düşünürken bir yandan kenera çekiliyordum.
"Ablaaa"
Kardeşimin cıvıl cıvıl sesini duyduğumda bana doğru koştuğunu gördüm. Onu kucağıma alıp oturma odasına geçip oturdum. Doğrusu bütün aile oturdu. Karşımda duran abime baktığımda kızgın olan yüzünü görebiliyordum. Hala ne olduğunu çözememiştim. Beni aydınlatan konuşma babam ile gelmişti.
"Burada toplanmamızın nedeni aslında biliyoruz. Sadece sen bilmiyorsun Alex."
"Eee ben neyi bilmiyormuşum. Tahmin edeğim bizsiz bir karar daha aldınız. Yine!"
"Alex! Biz sizin iyiliğinizi düşünüyoruz."
Kısık sesle annem benle konuşmaya çalışıyordu. Ona gözlerimi kısarak kızgın şekilde baktım. Babam beni dikkate almayıp konuşmaya devam etti."Artık Amerikaya taşınıyoruz. Kısaca böyle anlatayım. 2 gün sonra araba gelecek"
Babam söylediği şeyin farkında mıydı. Amerikaya taşınacaktık. Bize sormadan bizi yok sayarak buna karar vermişti. Belki babamın işi için olabilirdi. O zaman zorunlu olurdu ben de kızmak"Ne için?"
"Sencede Moskova sıkı olmaya başlamadım mı? Yeni yerleri gezip görmeliyiz. Annen de bana katılıyor."
Abimin suratı yine bozulmuştu. Hala annemlere karşı çıkmadığını anlamamıştım. Annem de hemen konuşmaya katıldı."Amerika Gerçekten çok güzel bir yer. Oraya gitmemizin iyi olucağını düşündük."
"Düşündünüz! Bize sormadınız bile! Nasıl böyle bir kararı tek başınıza verirsiniz? Çocuklarınız hiç mi umrunuzda değil. Moskovada her şey var. Amerikaya taşınmak hiç güzel bir fikir değil."
Abim ve ben en sinirli halimizle odamıza çıktık. Bizim kızdığımızı annem de anlamıştı. Anlaması da lazımdı. Arkamızdan normal bir tonla bağırmıştı."Alex, Chris! Hemen buraya geliyorsunuz!" Onları umursamadan odama çıktım. Nasıl böyle bir şey yapabilirdi. Bize bile sormadan nasıl böyle bir şey yapabilirdi.
Odamın kapısını sertçe kapattıktan sonra bavulumun yanına gittim. Artık Amerikaya taşınacaktık bunu durdurmamız imkansızdı. Bende mecbur bavulumu hazırlayacaktım. Aşırı büyük bavulun içine kıyafetlerimin tamamını koydum. Küçük bölmesini açıp kişisel bakım malzemelerini, başka bir bölmesine biriktirdiğim paraları, makyaj malzemelerimi koydum. Ayrı küçük olan bavuluma kitaplarımı ve elektronik eşyalarımı koydum. Benim dışında her şey hazırdı. Kendimi Amerikaya gitmekte hazır hissetmiyordum.
Akrabalarım, arkadaşlarım Moskovadaydı. Belki ara sıra buraya gelebilirdik. Artık bu konudan uzaklaşmak istiyordum. Olan olmuştu ve bizim gitmemiz lazımdı. Kapıyı kilitledim. Naparsam yapıyim aklımdan çıkmıyordu. Bu çok can sıkıcı bir şeydi. Sürekli bunları düşünmek. Duş aldım. Duşun bana verdiği yorgunlukla uyuya kalmıştım."Abi dur nereye gidiyoruz? Gidecek yerimiz yok!"
Korku ve sevinç duygularını aynı anda taşıyabiliyordum. Gitmeyi istiyordum ama yapamazdım. Gidecek hiç bir yerim yoktu. Ben ise bunu sadece sözlerle ifade ediyordum.
"Sen sadece beni takip et."
Uyandığımda sabah olmuştu. Akşam erken saatte yatmaya rağmen kendimi yorgun hissediyordum. Uykudan şişmiş gözlerimi ovaladım ve yüzümü yıkamak için lovaboya yöneldim. Soğuk suyla yüzümü yıkadıktan sonra aynaya baktım. Bende çözemediğim bir tuhaflık vardı. Görünüşümde olmayabilir ama hislerimde bunu görebiliyordum.
"Yemek saati!"
Yemek yemiyecektim. Aç da değildim. Bugün tatildi hem. Okula gitmek için kahvaltı yapmak zorundada değilim.
Babam tekrar bağırmaya başladı.
"Alex, Chris hemen gelin."
Abim de gitmemiş. İkimizde gitmemekte kararlıydık yani abimi öyle sanıyorum ama ben kesinlikle gitmeyecektim.
Annemin yukarıya çıkarken attığı adımları duyabiliyordum. Odam yukardaydı. Kapıyı tıklattı. Cevap vermedim. Onlara inat yapacaktım. Açmaya çalıştı. Kapı kolunu çevirmek o kadar da zor olan bir şey değil. Neden açamadı onu da anlamıyorum. Annem sesini duymuştum
"Alex aç kapıyı"
Kendisi açabilirdi. Kapı kilitli bile değildi. Artık onu da ben yapmayacaktım. Annemin sesi giderek öfkeli bir hal alıyor daha çok bağırıyordu.
"Alex!Alex sana diyorum aç şu kapıyı!!!" Neden bu kadar öfkeliydi. Altı üstü kapıyı açmamıştım. Bunu sık yapıyordum. Normalde kapı kolunu kendisi çevirebiliyor.
"Kapı kilitli değil!"
"Alex hazırlan, öğle vakiti taşınıyoruz. Araba yarın bugün 12'da gelecekmiş."
Annemin o sözleriyle tamamen yıkılmıştım. Kendi başlarına Amerikaya taşınacağız diyor, üstüne hazırlan bugün gidiyoruz diyor. Annemin gidiş seslerini duydum. Aynı şeyleri abime de söylemiş olmalı ki Abimin bağırışlarını duyabiliyordum. Hemen dışarı çıktım. Abim Sinirlice
"Bavulunu topla, burdan gidiyoruz. Amerikaya falan gitmeyeceğiz.Biz Moskovada kalıyoruz."dedi.
Beni kolumdan tutarak odama götürdü.
Dün akşam hazırladığım bavulları aldım. Abime uyacaktım. Bende sinirliydim. Abim de odasına gidip kendi Bavulunu aldı. Bir miktar para aldım. Abim de almıştı. Ben konuşmaya fırsat bile bulamadan kapının önündeydim. Annem Arkamızdan sesleniyordu. Artık çok geçti. Ana caddeye gelmiştik .