6. BÖLÜM

50 2 2
                                    

"Lüks bir tımarhane"
******************************************

"Artık bize her şeyi anlatın. Geri gitmememiz için yeterli bir sebep olmalı?"

Gerçekten biz nerdeydik ve neden buradaydık? Hiçbir şeye anlam veremiyordum. Neden bize olaylar anlatılmıyordu. Bizden bir şey gizledikleri kesin.

"İsterseniz önce odanıza geçelim."

Bunu bizi kaçıranın kız yardımcısı- öyle olduğunu sanıyorum.- söyledi. O kadar çok rahat konuşuyordu ki sanki bizi kaçırmamış gibi.

"Odaya falan geçmiyoruz. Hemen bize ne olduğunu anlatın."

Bağırdım, hem de çok. Bizi burada tutmak istiyorlardı. Hem de neresi olduğunu bilmediğim bir yerde.
O sırada bir kadın geldi. Uzun kahverengi saçları beline kadar uzanıyordu. Bembeyaz yüzü, masmavi gözleri vardı. Gülümsüyordu.Çok güzeldi. Beyaz bir mavi giymişti. Üzerinde su desenleri vardı. Benim yanıma ağır adımlarla yaklaştı. Bana kollarını uzatıp sarıldı. Burada neler dönüyordu? Hiç tanımadığım bir kadın bana sarıldı. Onu doğal olarak hemen itim.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

Kadının yüzündeki gülümseme birden soldu. Hüzünlü bakışlarıyla bana bakıyordu. Ben ise sinirli olan suratımı bozmadım. Beni kaçıran kişi o olmalıydı. Ona nasıl gülümserdim.

"Anlatmadınız mı?"

Kadının sesi çok güzeldi. Bütün güzelliğini sadece üzüntüsü bozuyordu. Ama neden bahsettiği hakkında hiçbir şey anlamamıştım.

"Bakın neden bahsettiğiniz hakkında hiçbir fikrim yok ve olmayacak bizi neden kaçırdığınızı söyleyin gidelim."

"Bak Sarah ben-"

"Benim adım Sarah değil. Alex."

Bana sürekli Sarah denen bu tuhaf yerdeyim. Şu Sarah denen kız yüzünden başıma gelmiyen kalmadı.

"Ben senin annenim. "
Sessizce boş boş ona baktım. Bu kadın benim annem olduğunu söylüyordu. Anlam veremiyordum. Gerçekten benim annem olabilir miydi? Hayır, bu imkânsızdı. Benim annem şu an Moskovadaydı. Evde 2 tatlı kız kardeşim ve babamlaydı. Bana anne gibi bakmasa da beni kucaklamasa da o benim annemdi. Onu seviyordum. Oda beni seviyordu. Bana kötü bir hayat yaşatsada. Evet zengin bir ailem vardı. Fakat ben ile hiç ilgilenmedi. Bana son olarak sarıldığı günü bile hatırlamıyorum. Mezuniyet töreninde yanımda olmadı. Okula ilk başladığımda beni nefret ettiğim dadım ile gönderdi. Babam ise bana her zaman soğuk davrandı. Onu tanımıyorum. En sevdiği yemek nedir bilmiyorum. Hem bu kadın annem ise neden bana sevgisiz bir hayatı yaşattı? Beni 17 yıldır neden aramadı? Gerçek annem ise bana hesap verecek ki buna inanmam zor.

"Neler saçmalıyorsun? Benim bir tek annem var o da Moskova'da. Yeter artık. Benim de sabrım bir yere kadar. Bize evin gidiş yolunu gösterin."
Bu olaylar giderek tuhaflaşıyordu. Beni kaçıran kişi annem olduğunu söylüyor. Bir planı olmalı ki ona inanıyım. Bu sözlere kanıtsız inanmamı bekliyorsa aptal olmalı.

"Biliyorum, gerçeklere inanmıyorsun ama bu gerçek. İnanmak zorundasın ben senin annenim."

"Bu kadar yalana doydum artık."
Koştum. Bilmediğim karanlık ormana doğru.

Arkadaşlar bu bölüm geç geldiği için özür dilerim. Derslerim ve yazılılarım vardı. Elimden geldiği kadar hızlı yazmaya çalıştım. Kitaba şunu yapsan daha iyi olur diyerek eleştirirseniz daha güzel yazabilirim. Lütfen yorumları arttıralım.

KEŞFEDİLMEMİŞ GÜÇLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin