''Hazır mısın Jason?'' dedi Carter.Birlikte kaçtıktan yaklaşık yarım saat sonra Jane arabayı tenha bir yerde durdurmuştu ve Carter sırasıyla hepsini ışınlamıştı.Önceleri bunu yapamıyordu.Gücünün bir sınırı vardı ancak Carter kaybolup tekrar ortaya çıktığından beri daha da güçlü görünüyordu.Jason bunu Felix,Cas ve Frank ile tek başına savaşırken de farketmişti.Yavaş adımlarla gülerek Jason'ın yanına geldi.Jason ''Evet'' anlamında başını sallamıştı.Carter yavaşça ona dokundu ve Jason gözlerini Sirius'un mağarasında açtı.Herşey kaçıp gittiği gece gibiydi.Hiç görmediği insanlar dışında...
Mağarada 20 den daha fazla insan vardı.Son olarak Carter'da oraya gelmişti.
Carter doğruca Jason'a doğru geldi ve olanları anlatmaya başladı; ''Soruların olduğunu biliyorum Jason.Öncelikle sana nasıl hayatta kaldığımı anlatayım.Büyük patlama olduğunda tükenmiş bir haldeydim.Ladros'a karşı olan savaşımda gerçekten bitap düşmüştüm.Ona karşı hiç şansım olmadığını o anda anlamıştım.O..Gerçekten çok güçlüydü.Hayatım adeta gözlerimin önünden geçmişti ve ölümü tam anlamıyla kabullenmiştim.Ladros üzerime doğru geliyordu.Gözlerinde hayatım boyunca hiç karşılaşmadığım bir duygu vardı.''Açlık'' gözlerimi kapadım.Yaklaşık 3 saniye sonra gözlerimi açtığımda ise bambaşka bir yerdeydim...Carter eliyle oradaki küçük bir çocuğa ''Gel'' anlamında bir işaret yapmıştı.Çocuk yanlarına geldiğinde Carter konuşmasına devam etti.''Bu küçük arkadaşımız o gece bizi takip ediyormuş.Şanslı olduğum kısım ise o da benim gibi ışınlama yeteneğine sahip.Patlamadan 1 saniye önce beni başka bir yere ışınladı.Yani ona hayatımı borçluyum.Daha sonra beni arkadaşlarıyla tanıştırdı.Bizim gibi 'Özel yetenekleri' olanların kurduğu bir grup.Liderleri Jack şuradaki uzun boylu olan.Her ne kadar Ladros'tan kurtulmuş olsam da bende açtığı yaraların iyileşmesi uzun zamanımı aldı.
Bu sırada Sirius yanlarına geldi ve konuşmaya katıldı.''İletişimde olduğum bazı kişiler vardı.Biliyorsun Carter'ı arıyordum.Kaçtığın gece..Carter'ın tarifine uyan birinden bahsetmişlerdi.Daha sonra onu buldum ve olan biteni anlattım.Seni kurtarmak için daha önce gelecektik ancak Ladros yerini çok iyi gizlemişti.Bu insanları seni kurtarmadan önce buraya getirdik.Çünkü Ladros peşimize düşecek ve burası...Bulunması çok zor bir yer.Bir süre kendimizi unutturana kadar burada kalacağız.Daha sonra Ladros'u tamamen yok etmemiz gerekecek...
Jason o karanlık odadan kurtulduğu için mutluydu.Yorgundu ve biraz dinlenmek için onlardan izin istedi.Sirius'un yatağına yattı ve gözlerini kapayarak uykuya daldı...
Birkaç saat sonra uyandığında mağaranın dışından çığlık sesleri geliyordu.Jason hızlı adımlarla dışarı çıktı ve gördükleri karşısında gözlerine inanamadı.Ladros ve adamları onları bulmuşlardı.Ladros yine o yaratık silüetine bürünmüş ve oradakileri adeta avlıyordu.Oraya bu sabah getirdikleri özel yetenekleri olan grup korkudan sağa sola kaçmaya başlamıştı.Ladros'un adamları kaçanları adeta kedinin fare ile oynadığı gibi yakalıyor ve daha sonra öldürüyorlardı.Jane ve Carter kapana kısılmış görünüyorlardı.Jason onlara yardım etmek için hızlı bir şekilde yanlarına doğru koştu.Tam bu sırada Castamir karşısına çıktı ve elinde sert bir cisimle Jason'ın başına vurdu.Jason adeta bir un çuvalı gibi yere yığıldı.Hareket edemiyordu.Zorlukla gözlerini açtı.Carter Ladros'un adamları ile savaşıyordu.Zavallı Jane ise korkmuş bir şekilde kardeşinin arkasına saklanıyordu.Felix karşıdan Carter'a doğru hızlı bir şekilde geliyordu.Carter kavgadan yorgun düşmüş görünüyordu.Felix onu yakaladı ve etkisiz hale getirdi.Carter'ın savaşacak gücü kalmamıştı.Şimdi yerde yüzüstü yatıyordu.Üzerinde Felix vardı.Felix saçından tutarak Carter'ın başını yukarı kaldırdı.Carter karşısında kız kardeşi Jane i görüyordu.Jane'in yüz ifadesinden ne kadar korktuğu anlaşılıyordu.''Bırakın onu!''diye bağırabilmişti.Bunlar zavallı kızın son sözleri olmuştu.Aniden Rebecca Jane'in karşısında belirdi ve özel yeteneğini kullanarak saniyeler içerisinde Jane'in boynunu kırdı.Carter kız kardeşinin gözlerinin önünde öldürülmesi sonucu şoka girmişti.Yerde donup kalmış Jane'in cesedine bakıyordu.Sirius ve grubun lideri Jack Ladros ve Frank'e karşı savaşıyorlardı.Sirius yaratık silüetine bürünmüş kardeşi karşısında yeniliyordu.Ladros son bir hareketle Sirius'u yere çarpmıştı.Sirius'un ayağa kalkacak gücü kalmamıştı.Ladros üzerine doğru geldi ve ''Seni öldürmeyeceğim Sirius.Sevdiğin herkesi teker teker elinden alacağım!'' dedi ve Frank ile savaşan Jack'in arkasından tek hamleyle başını tutarak vücudundan ayırdı.Zavallı Jack'in başını Sirius'un önüne attı.
Jason yerde hareketsiz yatıyordu.Bir anda biri onu yerden kaldırmıştı.Jason kimseyi göremedi ancak bu gelenin Juan olduğunu anlamıştı.Mağaranın içerisine kaçtılar.Juan şimdi görünüyordu.Korkusu yüzünden okunuyordu.''Bizi..Bizi nasıl buldular.Bu nasıl olur?Jason hemen buradan kaçmal...''
Juan sözlerini tamamlayamadan şaşkın bir ifadeyle durakladı ve bir anda yere yığıldı.Arkasından Ladros belirdi.Tek hamleyle Juan'ın arkasından kalbini sökmüştü.Jason son bir hareketle Juan'ın cansız bedenini tutmuştu.Kendisine ''Kardeşi'' yakınlığında gördüğü kişinin cansız bedeni şimdi kollarının arasındaydı.Başını kaldırdı ve öfkeli gözlerle Ladros'a baktı.Ladros onu da boynundan yakaladı ve ''Eve dönüyoruz evlat.'' dedi.
Jason aniden sıçrayarak uyandı.Gördüklerinin bir kabus olmasına her ne kadar sevinse de içerisinde garip bir duygu vardı.Olanlar bu kez fazlasıyla gerçekçiydi.Hızlı bir şekilde kalktı ve Sirius'u bulup gördüğü kabusu anlattı.Sirius bu anlatılanları dikkatlice dinledi ve ani bir karar verip ''Hemen buradan gitmeliyiz'' dedi.Grubun lideri Jack'e durumdan bahsettiler.Sirius Jack'ten geride bir gözcü bırakmasını istedi.Jack gruptan biriyle konuştu ve daha sonra gözcü dışında hepsi orayı terk ettiler.
Jack onları daha önce kaldıkları bir sığınağa götürmüştü.Jason bir koltuğa oturmuş düşünüyordu.Bu sırada Sirius yanına geldi ve konuşmasına başladı.''Senin hakkında geçirdiğimiz zaman boyunca çok şey öğrendim Jason.Özel yeteneğin hakkında bir tahminim vardı ve birazdan bunun doğru bir tahmin olup olmadığını öğreneceğiz...'' Yaklaşık 2 saat sonra Jack endişeli bir şekilde sığınakta dolaşıyordu.Geride bıraktığı gözcü hala dönmemişti.Carter'dan geri dönüp ona bakmasını istedi.Carter ''Tamam'' anlamında başını salladı.Mağaraya ışınlandı ve 10 dakika sonra yanında geride bıraktıkları gözcünün cansız bedeni ile birlikte geri döndü.Sirius gözcünün yanına gitti ve ellerinin kesik olduğunu gördü.Daha sonra Jason'ın yanına gelerek; ''Tahminlerim doğru çıktı Jason...Özel yeteneğin hakkında.Sen..Sen geleceği görebiliyorsun'' dedi.
(Arkadaşlar uzun bir aradan sonra geri döndüm.Hikayemiz tüm hızıyla devam ediyor.Bundan sonraki bölümler daha hızlı gelecek.Yorumlarınızı bekliyorum.
Bu arada söz verdiğim yeni hikayemi de yayımlayacağım ama güzel bi kapak fotoğrafına ihtiyacım var.Bu konuda bana yardımcı olabilecek arkadaşlar mesajla geri dönüş yaparlarsa çok sevinirim)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökteki Umut
Fantasy21 Aralık 2012...Maya takvimine göre ''Dünyanın Sonu''.Aslında hiç bir şey olmadı hatta herkes maya tutmadı diyerek dalga geçti. Peki ya bir şeyler olduysa ve biz farkında değilsek? Ya insanoğlu söylendiği gibi bir çağ atladıysa Ya insanoğlu...