Jason hala o sözlerin etkisindeydi.Benim adım Sirius...
Sirius konuşmasına devam etti:
-Anladığım kadarıyla ağabeyim Hildor'un benim hakkımda yazdığı o kitabı okumuşsun."Lanetli Kardeşler"Onu bulan ve oraya gizleyen bendim.Aslında hiç bulunmamasını istiyordum.O kitabı yok edebilirdim ancak ağabeyim Hildor'un anısına saygısızlık yapmak istemedim...
Jason donmuş bir şekilde Sirius'u dinliyordu.Bir yanı oradan hemen kaçmak istiyordu.Diğer yanı ise onu dinlemek istiyordu.Sirius değişik birisiydi.Jason onun hikayedeki gibi sonsuza kadar toprağın altında kaldığını düşünüyordu ancak Sirius canlı bir şekilde karşısında oturuyordu.
Sirius ayağa kalktı.Mağarayı andıran bu yer şimdi daha aydınlıktı.Konuşmasına devam etti:
-Hikayeyi bir de benden dinlemek ister misin evlat?
Jason istemsiz bir şekilde başıyla onaylamıştı.Bunun üzerine Sirius hikayeyi anlatmaya başladı:
-Hikayenin büyük bir kısmı doğru.En büyüğümüz olan Caleb'ın ölümüne kadar olan kısmı.Aslında ben de gerçeği yıllar sonra hikayeyi bulduğumda anladım.
Ladros arkamdaki toprakta büyük bir delik açmıştı.Uçurumda gibiydim.Hildor karşımda öfkeli gözlerle bana bakıyordu.Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.Olanları anlamaya çalışıyordum.Tam bu sırada Hildor eline yayını aldı ve bir anda omzuma saplanan okun acısıyla kendime geldim.Herşey çok hızlı gelişmişti.Ne olduğunu anlayamamıştım.Uçurumdan düşmek üzereydim ve refleks olarak en yakınımdaki nesneye tutunmak istedim.En yakınımda ise Ladros vardı.Birlikte yerin altına düşerken Ladros son bir hamleyle toprakta açtığı bu büyük gediği kapatmıştı.
Uyandığımda Ladros hareketsiz bir şekilde yüz üstü yerde yatıyordu.Ne yapacağımı bilmiyordum ancak ona güvenemezdim.Oradan çıkabilmek için yollar aradım ancak her yer çok karanlıktı.Bir köşeye saklandım ve Ladros'un beni görmemesini ümit ederek beklemeye başladım.Birkaç saat sonra Ladros kendine geldi.Onunda aynı çaresizliği yaşamasını bekliyordum.Ancak o çok garip davranıyordu.Sanki herşeyi daha önce planlamış gibiydi. Toprağı kontrol edebiliyordu.Kapattığı o deliği tekrar açmıştı.Şimdi yukarıda güneş ışığı gözüküyordu.Ancak çok yüksekti.Ladros toprağı kontrol ediyor olabilirdi ancak yine de oradan çıkması imkansızdı.Ben kenarda tüm olanları hayretle izlemeye devam ediyordum ve bir anda Ladros o inanılmaz hareketi yaptı."Havayı kontrol ediyordu".Yere uyguladığı sert hava basıncı onu yukarı doğru itiyordu.Havayı adeta şey olarak kullanıyordu.Siz o alete ne diyordunuz..."Asansör"
İlk önce olayın şokunu atlatamadığımdan ne olduğunu anlamamıştım ancak orada düşünmek için çok fazla vaktim oldu.Yaklaşık 200 yıl.Ladros bana ihanet etmişti ve güç hırsı onun içindeki bütün aile sevgisini bitirmişti.Ladros ağabeyimiz Caleb'ı öldürüp onun güçlerine sahip olmuştu...Jason olayları dikkatlice dinliyordu ancak yine de tam anlamıyla Sirius a güvenmiyordu.Aklında bir soru var gibiydi ve beklemeden sordu;
-Peki sen oradan nasıl çıktın Sirius?
Sirius'un suratı birden asıldı.Yüreğini bir acı kaplamış gibiydi yine de zorlukla konuştu:
-Benim oradan kaçış hikayem çok uzun...
Jason sert bir şekilde Sirius'un lafını kesmişti:
-Vaktimiz var gibi görünüyor.
Bunun üzerine Sirius bu genç adamın sorularından kaçamayacağını anlamıştı ve istemsizce anlatmaya başladı:
-Çok uzun bir süre orada kaldım.Açlık ve susuzluk beni zayıflaştırıyordu.Ancak biz ölümsüzlükle lanetlenmiştik.Doğal yollarla ölmemiz imkansızdı.Sadece 4 kardeş birbirini öldürebilirdi.Tıpkı Ladros'un Caleb'a yaptığı gibi!
Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum.Sonsuz karanlığı kabullenmiştim.Sonra o geldi...
Sirius ilk kez bu kadar zayıf görünüyordu.Onun bu hali Jason'ın tam anlamıyla ona inanmasına sebep olmuştu.Sirius yutkundu ve zorlukla konuşmasına devam etti.
-Anita...O da tıpkı bizim gibi özel güçleri olan birisiydi.Toprak birden tekrar açılmıştı.Gelenin Ladros olduğunu düşünüyordum. Korkmuştum.Yukarı baktım.Güneş ışıkları gözlerimi açmamı engelliyordu.Sonra aşağıya uzun bir ip geldi ve ince bir ses kendimi ipe bağlamamı söyledi.Sorgulamadan bana söyleneni yaptım.İçimde anlam veremediğim bir yaşama arzusu doğmuştu.Kendimi ipe bağladım ve Anita beni yukarı çektikten sonra tekrar toprağı kapatmıştı.Tıpkı Ladros gibi...
Jason Sirius'un bu haline çok üzülmüştü.Ağzından istemeden o soru çıkmıştı.Bunu sorduğuna hemen pişman olmuştu ama yine de ağzından çıkıvermişti:
-Peki ya Anita o nerede şimdi?
Sirius aniden yere bakan yüzünü kaldırdı.Jason onu bu şekilde görünce yüreği ağzına gelmişti.Sirius'un gözleri kırmızıydı.Yüzü tıpkı o gece Carter'ın savaştığı yaratığa benziyordu.Ellerinden alevler çıkıyordu.Sirius konuşmaya başladı:
-Bu kadar soru yeter çocuk.Şimdi sana sadece bilmen gerekenleri anlatacağım.Şimdiye kadar sana kötü davranmadım ama sakın benim sabrımı sınamaya kalkma!
Jason ne söyleyeceğini bilmiyordu sadece başıyla onaylarcasına bir hareket yapabilmişti.Sirius konuşmasına devam etti:
-Her 100 yılda bir 21 Aralık tarihinde gökyüzünde esrarengiz bir parıltı oluşuyor.Sadece birkaç saniyeliğine.O ışıkla temas eden sayılı insanlar bazı özel güçler kazanıyorlar.Tıpkı sen ve arkadaşların gibi.Ladros'ta bunu biliyor ve ondaki bu özel güçlere karşı olan açlık onu adeta bir canavara çevirdi.Yıllardır özel güçleri olan insanları arıyordu ancak bunu anlamak onun yetenekleri arasına yoktu.Özel güçleri olanları bulabilme yeteneği çok nadir görülen bir güçtür.Carter'da olduğu gibi.Ancak 200 yıl önce birisi bu yeteneğe sahip oldu."Felix"
Ladros onu sağ kolu yaptı ve birlikte bir örgüt kurdular.Ladros ona itaat eden bazı özel güçlü insanları yanına aldı.Ona itaat etmeyenleri yakalayıp güçlerini çalmak için bu insanları kullanıyordu.Şimdi ise Ladros istediği kadar adama sahip oldu.Artık özel yetenekleri olanlara seçme şansı vermiyor.Onları direk öldürerek ve ellerini keserek güçlerine sahip oluyor.Tıpkı arkadaşınız Angela'ya yaptığı gibi...Jason olanları anlamaya çalışıyordu.Sirius'un bu söyledikleri çılgıncaydı ama kulağa doğru geliyordu.Kafası karışmış bir şekilde düşünürken Sirius'un sözleriyle kendine geldi:
-Ve o geceki asıl hedefi sendin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökteki Umut
Fantasy21 Aralık 2012...Maya takvimine göre ''Dünyanın Sonu''.Aslında hiç bir şey olmadı hatta herkes maya tutmadı diyerek dalga geçti. Peki ya bir şeyler olduysa ve biz farkında değilsek? Ya insanoğlu söylendiği gibi bir çağ atladıysa Ya insanoğlu...