(Arkadaşlar hikayeyi takip edenler arttıkça bende hızlanacağım henüz ilk hikayem olmasına rağmen çok güzel yorumlar aldım.Hepinize sonsuz teşekkürler)
Jason gözlerini zorlukla açabildi.Oda parlaktı.Güneş gözlerini acıtıyordu ve vücudunun bazı noktalarında şiddetli ağrılar hissedebiliyordu.Etrafına bakındı.Hastanedeydi.Neler olduğunu hatırlamaya çalıştı ancak pek birşey hatırlamıyordu.Kalkmaya çalıştı ancak ağrı çok şiddetliydi,yapamadı...
''Jason! Aman Tanrım uyanmış.Barbara o uyanmış!''
Odaya giren Allison du.Heyecanı ses tonundan belli oluyordu. Onu duyan Barbara ve Paul hemen odaya girmişlerdi.
''Anne..Baba..Siz..Nasıl..Ne oldu bana?''
''Kendini yorma Jason.İlaçların etkisindesin.Olanları hatırlaman biraz zaman alabilir.''
Doktor odaya girmişti ve bunları söyledikten sonra Jason ın göz bebeklerini kontrol etti.
''Durumu iyi gözüküyor ancak bir kaç gün daha gözetim altında kalmalı.Ayrıca kolu...''
''Kolu? Kolumda ne var?''
Jason aniden farkına varmıştı sağ kolunu kıpırdatamıyordu
''Doktor bana ne oldu ?''
''Bizde senin anlatmanı bekliyorduk Jason ve inan bana bunu bizden çok merak edenler var.''
Doktor kapıdaki polisleri işaret etmişti.
''Benim anladığım kadarıyla ciddi bir kavgaya karışmışşın genç adam.Vücudunun bazı yerlerinde ciddi darp izleri var.''
''Hayır! O öyle birisi değil.Eminim geçerli bir açıklaması vardır.''
Allison sert bir şekilde doktora çıkışmıştı.
Jason aklındaki herşeyi sormak istiyordu ancak bunun için yeteri kadar güçlü değildi.İlaçların etkisinden olmalıydı.Yinede gücünü toplayıp son bir soru sorabildi.
''Anne..Chris nerde?''
Paul araya girmişti.
''Chris uzun zamandır ortalıkta yok Jason.O günden beri...''
Doktor devam etti:
''Bugünlük bu kadar yeter.Onu biraz yalnız bırakalım dinlensin.Daha sonra uzun uzun konuşursunuz...''
Hepsi odadan ayrılmıştı.Jason ın aklında onlarca soru vardı ancak en çok babasının sözleri aklına takılmıştı."Chris uzun zamandır ortalıkta yok" Uzun zaman? Diye sordu Jason ve bu sorular arasında uykuya daldı.
Hızlı adımlarla kaçıyordu Jason arkasına bile bakmadan.Yanında Chris vardı.Korkmuş gözüküyordu.Birlikte ara sokaklardan geçtiler.Peşlerindekiler onları bırakacak gibi görünmüyordu.Jason ve Chris köşeyi döndüklerinde karşılarında çelik bir tel buldular.Jason bir şeyler söyledi veChris onun talimatlarına uydu.Jason'ın yardımıylaChris telden atlayabilmişti ve arkasına bile bakmadan kaçmıştı.Jason tele atladı ancak o sırada arkasından birisi onu çekti ve yere düşürdü.Jason başını kaldırdığında isesert bir şeyin yüzüne geldiğini gördü.Yere düştü ve gözleri kapanmadan önceki o 1 saniyede gökyüzünde garip bir parlaklık görmüştü.
Jason birden sıçrayarak uyandı.Rüya görmüştü ancak bu rüya ona neler olduğunu hatırlatmıştı.Artık herşeyi hatırlıyordu.Peki o gökyüzündeki parıltı neydi? Devasa bir parıltı..Sanki Jason a birşeyler anlatmak istercesine...Bu düşüncelerle Jason tekrar uykuya dalmıştı.
Ertesi sabah uyandığında karşısıda ona sevgiyle bakan bir çift göz vardı.Bir çift yeşil göz...Evet bu Allison dı.'Aman tanrım keşke her gün bu şekilde uyansam' diye içinden geçirmişti Jason.
''Günaydın uykucu.Bugün nasılsın bakalım?''
''Dünden iyiyim.Ama yinede lanet olası bir serseri gibi hissediyorum.''
''Çünkü sen lanet olası bir serserisin.Benim lanet olası serserim...''
Allison bunları söyleyerek Jason a sarılmıştı.Onda bi gariplik vardı.Aslında sadece onda değil annesinde ve babasında da bi gariplik vardı ancak dün Jason bunu farketmesine rağmen soramamıştı.Şimdi tam sırasıydı..
''Hey sende bi değişiklik var.Dünde bunu farkettim ama soramadım..Dur..Dur bi saniye sen saçlarını mı boyattın? Ama ne zaman ben seni 2 gün önce eve bıraktım ve sen dünde bu şekildeydin.Bunun için vaktin olmaması..''
''Jason..Bilmen gereken şeyler var.''
Tam bu sırada polis memurları içeri girdi.
''Genç bayan bize biraz izin verir misiniz?'' diye sordu genç olan polis.
''Tabi..''
Genç polis diğerine göre daha dinamik ve hevesli duruyordu.Anlaşılan bunlar ortaklardı ancak yaşlı olan bu konu için hiç hevesli değildi.Muhtemelen 2 grup kavga etti ve bu çocukta arada kaldı diye düşünüyordu. Genç polis kendini tanıttı.
''Merhaba Jason.Ben dedektif Robert. Bu da iş ortağım Phil.Bize neler olduğunu anlatabilir misin?''
Jason başından geçenleri tek tek anlatmıştı.En son gökyüzünde gördüğü o garip parıltı dışında...Dedektifler notlarını aldıktan sonra odadan ayrıldılar.Jason yine aklındaki sorularla başbaşa kalmıştı.Parıltı,Chris,Allison ın bilmen gereken şeyler var demesi..
Birsüre sonra Paul odaya girmişti endişeli görünüyordu. Babası genelde taşınmaları gerektiğini söylerken bu şekli alırdı.Ancak bu seferki farklıydı.
''Jason sana söylememiz gereken şeyler var evlat.''
Jason meraklı gözlerle babasına bakıyordu.Bu konuşmanın sonu hiç iyiye gitmiyordu.
''Ayağa kalkabilir misin?''
''Yardım edersen evet.'' dedi Jason.
Babası onu ayağa kaldırdı.Cama doğru yöneldiler ve Paul perdeyi açtı.Jason gördüğü manzara karşısında gözlerine inanamamıştı.Her taraf karla kaplıydı hem de fazla karla...Bir gecede yağamayacak kadar...
''Bir günde bu kadar kar yağmış olamaz baba.Neler oluyor? Bugün ayın kaçı?''
''Söylemek istediğim buydu evlat..Bugün 8 şubat 2014.Geçen seneden beri bitkisel hayattaydın evlat.Hep iyileşmeni bekledik.Annen ben ve Allison hergun senin yanındaydık ve inan bana oğlum seni tekrar ayakta gördüğüm için çok mutluyum.''
Babası bunları söylerken göz yaşlarına hakim olamamıştı ve Jason a sarılmıştı.Jason hala babasının sözlerini anlamaya çalışıyordu.Nasıl olabilirdi? O herşeyi dün gibi hatırlıyordu.
Babası Jason ı bıraktı.Jason hala olayın şokunu atlatamamış gözüküyordu.Odada bir ayna vardı.Jason aynaya doğru yürüdü ve evet...Ayna babasını doğruluyordu.Ayna...Jason a herşeyi anlatıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökteki Umut
Fantasy21 Aralık 2012...Maya takvimine göre ''Dünyanın Sonu''.Aslında hiç bir şey olmadı hatta herkes maya tutmadı diyerek dalga geçti. Peki ya bir şeyler olduysa ve biz farkında değilsek? Ya insanoğlu söylendiği gibi bir çağ atladıysa Ya insanoğlu...